28 Ekim 2024 12:30

Prof. Dr. Murat Türkeş: Kuraklık şiddetlenerek artacak

Prof. Dr. Murat Türkeş, ilerleyen dönemlerde kuraklıkların şiddetinin artabileceği ve meteorolojik kuraklığın daha da kuvvetlenebileceği uyarısında bulundu.

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR 

Türkiye’nin özellikle batı, iç batı, kuzeybatı ve güneybatısında çeşitli kuraklık indislerinin 3, 6, 9 ve 12 aylık zaman adımlarını yorumlayan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi ve Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof Dr. Murat Türkeş şiddetli ve çok şiddetli tarımsal ve hidrolojik kuraklık yaşandığını dile getirdi. Türkeş, Ekim ayı gözlemlerinin de hesaplamalara dahil edildiğinde, kuraklıkların şiddetinin artabileceği ve meteorolojik kuraklığın daha da kuvvetlenebileceği uyarısında bulundu. 

Murat Türkeş

KURAKLIK NEDİR? 

İklim değişikliği, kuraklık, çölleşme, su sorunları, doğal afetler, iklim ve çevre diplomasisi gibi alanlarında çok sayıda çalışması bulunan Türkeş, kuraklığın genel olarak dünyanın herhangi bir bölgesinde ve herhangi bir zamanda, yağışın belirli bir süre uzun süreli ortalamanın ya da belirlenen bir normalin altında kalması sonucunda ortaya çıkan aşırı su açığı olarak tanımlandığını aktardı. 

KURAKLIĞIN ETKİLERİ 

Kuraklığın meteorolojik, tarımsal, hidrolojik ve sosyoekonomik kuraklık olmak üzere 4 ana gruba ayrılarak incelendiğini belirten Türkeş, kuraklık olaylarının etkilerini şu şekilde sıraladı: 

  • Yeraltı suyunun çekilmesi ve azalması;
  • Akarsu akımlarının azalması;
  • Su kirliliği; toprak ve suyun tuzlanması;
  • Toprağın yapay gübrelerle kirlenmesi; 
  • Toprak erozyonu ve çölleşme riskinin artması;
  • Yabansı çalılık yangınlarının ve orman yangını riskinin artması;
  • Orman ve karasal sucul ekosistemlerin hasar görmesi ve biyoçeşitliliğin zayıflayıp azalması;
  • Vejetasyonun ve tarımsal ekosistemlerin hastalık, zararlı, yangın ve rüzgar gibi diğer hasar verici etmen ve olaylardan daha fazla etkilenmesi

TÜRKİYE'NİN YÜZDE 60’I ÇÖLLEŞME RİSKİ ALTINDA 

Kuraklık olaylarının özellikle Türkiye’nin batı ve güney bölgelerinde çölleşme riskini de arttırdığının altını çizen Türkeş, “Türkiye’de çölleşmeye eğilimli yarı kurak ve kurakça-yarı nemli arazilerin, ülke topraklarının yaklaşık yüzde 30'unu kaplar. Yarı nemli kuraklık sınıfı ile birlikte bu oran yüzde 60’a ulaşır. Türkiye’de kişi başına yıllık ortalama yaklaşık 1350 m3 kadar su düşer. Bu rakam bize, Türkiye’nin hem kurak dönemlerde hem de iklim değişikliği sonucunda gelecekte iklimin daha sıcak ve kurak, değişkenliğin daha yüksek olacağı dönemlerde yeterli su açısından ciddi sorunlarla karşılaşabileceğini açıkça gösterir” diye anlattı.

YAKINDA SU KRİZİ BAŞLAYACAK 

Türkiye’de gözlenen ve öngörülen iklim değişiklikleri dikkate alındığında artan nüfus da göz önüne alınarak yakın-orta erimde su yetersizliğinin ve krizinin başlayacağını kaydeden Türkeş, “Buna bağlı olarak da genel bir su sıkıntısı yaşanabileceği söylenebilir. Bu nedenle, kuraklık ya da su ile ilgili kriz yönetimlerinin yerine, risk temelli kuraklık ya da bütünleşik su-kuraklık yönetimi ve planlama politikalarının geliştirilmesi zorunluluktur” dedi. 

NELER YAPILMALI? 

Türkeş, Uzun erimli su biriktirme/depolama kapasitesinin kuvvetlendirilmesinin yanı sıra tüm kullanımlardaki talep yönetiminin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. 

Öncelikli olarak bir kuraklık yönetimi ve kuraklık riskini azaltma politikasının geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Türkeş, şu önerilerde bulundu; 

  • Bir ulusal kuraklık politikası ve planı hükümetin, yerel yönetim ya da toplulukların ve arazi sahiplerinin sıralı ya da karşılıklı görevlerini belirleyebilecek biçimde oluşturulmalıdır.
  • Kuraklık riskinin azaltılması ile ilişkili olarak, politika planlama, karar verme ve ulusal eylem programlarının yürütme ve gözden geçirmesinde, hükümet dışı kuruluşların ve halkın yerel, ulusal ve bölgesel düzeylerdeki etkin katılımlarını sağlamalı.
  • Ulusal, alt-ulusal ya da bölgesel ve sınırlar ötesi ölçeklerdeki kuraklıklarla ilişkili konuların kökenindeki nedenleri de ciddiye alarak, etkilenebilirlik, risk, kapasite ve gereksinimlerin değerlendirilmesine dayanarak kurulmalı.
  • Mevsimlik ve uzun süreli iklim model kestirimlerini dikkate alarak, yerel, ulusal, bölgesel ve alt-bölgesel (bölüm) düzeylerdeki kuraklık olağanüstü ya da olasılıksal durum planlarını içeren kuraklık hazırlık ve yönetimini kuvvetlendirmelidir.
ÖNCEKİ HABER

Sinan Ateş davası: Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal ve MHP'li avukat Serdar Öktem'in yargılaması 6 Şubat'ta yapılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa