29 Ekim 2024 04:28

Çözüme dair yaklaşımlar farklı, güvensizlik aynı

“Çözüm” tartışmalarına ilişkin farklı değerlendirmelerde bulunan işçilerin ortaklaştığı nokta devlet kurumları ve siyasi iktidara duydukları güvensizlik.

Çözüme dair yaklaşımlar farklı, güvensizlik aynı

Fotoğraf: Freepik

Arzu ERKAN
Kocaeli

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz hafta Meclis grup toplantısında yaptığı konuşma, bu konuşmadan bir gün sonra Ankara’da TUSAŞ’a (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ) gerçekleştirilen saldırı tüm toplumsal kesimler gibi işçilerin de gündemi. “Çözüm” tartışmalarına ilişkin ideolojik, politik yaklaşımlarına göre farklı değerlendirmelerde bulunan işçilerin ortaklaştığı nokta ise devlet kurumları ve siyasi iktidara duydukları güvensizlik. Neden şimdi, kiminle ne görüşülüyor, neden açık ve şeffaf bir süreç işletilmiyor gibi soruları gündem eden ve tartışan işçiler içerisinde “Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır” diyen de var, Bahçeli’nin bu çıkışını Cumhur İttifakının azalan kitle desteği ve erken seçim tartışmalarına bağlayan da… Keza, gerçek bir barış için ülkede yaşayan herkesin atılan ya da atılacak her adımı bilmesi gerektiğini düşünen de. 

"İKTİDARA DESTEK AZALINCA..."

Bahçeli’nin açıklamalarının külliyen yanlış bulduğunu söyleyen ve kendisini Atatürkçü olarak tanımlayan, seçimlerde CHP’ye oy verdiğini söyleyen bir otomotiv işçisi “Atatürk’ün Meclisinde Öcalan’ın gelip konuşması; bu ülkeye, cumhuriyete, Atatürk’e saygısızlıktır. Evet, DEM Parti var, konuşuyor ama hepsi siyasetçi ve seçilmiş, bir şey diyemezsin. Yalnız terörist başını da Meclise getirmek tamamen aymazlık” şeklinde konuştu. 

AKP ve Cumhur İttifakının azalan kitle desteğinin, “çözüm” tartışmaları ile Kürtleri bir beklenti içerisine sokarak onlardan destek alma çabasının bu sürecin başlamasında etkili olduğunu düşünen işçi, aynı zamanda bu tartışmaları gündem değiştirmek olarak da yorumluyor. Otomotiv işçisi “İnsanlar geçim derdinde, millet, emekli, emekçi herkes devletten adım bekliyor, bunlar gündemi değiştirme peşinde. Çünkü halktan koptular” diye konuştu.  

Kürt sorunu diye bir sorun olmadığını, kendisinin de Laz olduğunu ve bir sorun yaşamadığını söyleyen işçiye göre ise ülkede bir terör sorunu var. Ve bu sorun da müzakere ile değil mücadele ile çözülür. Bir yandan devletin geleneksel yaklaşımına uygun olarak soruna yaklaşan işçi, diğer yandan da DEM Parti’nin Kürtlerin Parlamentoda temsil edilmesi için önemine dikkat çekiyor. Elbette aynı geleneksel yaklaşımla terörle arasına mesafe koyarak demeyi de ihmal etmiyor.   

"DAHA ÖNCE DE DEVLET BAŞLATTI, DEVLET BİTİRDİ"

MHP Cumhur İttifakı içerisinde yer alana kadar MHP’ye oy verdiğini, son seçimde CHP’ye oy verse de kendisini ülkücü olarak adlandırdığını ifade eden İç Anadolulu bir otomotiv işçisi ise Bahçeli’nin grup toplantısındaki çıkışının kendisini şaşırtmadığını dile getiriyor. Otomotiv işçisi “Bahçeli bu lafları kendi başına etmemiştir, Erdoğan demiştir tabii ki. Bu sözlerle nabız ölçüyorlar. Milliyetçilerin, ülkücülerin desteği azaldıkça son çare Kürtler diye düşündüler bence. Herkes bunların tam bir yanar döner olduğunun farkında. Bunlara güven olmaz, yarın çıkar ‘Ben öyle demedim’ bile diyebilirler. Böyle derlerse de kimse şaşırmaz. Çünkü tek dertleri kendi çıkarları, ülke yanıp yıkılsa, millet açlıktan ölse bunların umurlarında değil” dedi.

AKP ve Cumhur İttifakının ekonomide, iç politikada attığı adımlar karşısında ana muhalefet partisini de yetersiz bulduğunu söyleyen işçi “Enflasyon, hayat pahalılığı ortada, ne yapıyor ana muhalefet hiçbir şey.  Daha dün hepimiz Yenidoğan Çetesini tartışıyorduk, o da unutuldu. Şimdi de ‘çözüm süreci’ deniyor. Bu nasıl bir süreç, kim, kiminle görüşüyor belli değil. Önceki de böyle olmadı mı? Devlet başlattı, devlet bitirdi, sonra ‘Terör örgütü bizi kandırdı, iyi niyetimizi suistimal ettiler’ dedi. Zaten ben anlamadım ki bu nasıl devlet, sürekli kandırılıyor. FETÖ’de de böyle olmamış mıydı?​” şeklinde konuştu.  

Bahçeli’nin açıklamaları karşısında Özgür Özel’in tutumunun yetersiz olduğunu düşünen işçi, bir yandan da temkinli. Ülkede yaşanan ekonomik ve politik sorunların seçimle değişeceğini düşünen işçiye göre, CHP’nin tepkisi Kürt seçmeni de küstürmemeli. İşçi “Öcalan gelsin Mecliste konuşsun sözlerine tepki verilmeli ama CHP’ye oy veren azımsanmayacak bir Kürt seçmen var, onları da düşünmeli, dozajı fazla abartmamalı. Erdoğan-Bahçeli bugün seçim olsa kaybederler, CHP ülkeyi erken seçime götürecek hamleler yapmalı” diye konuştu.

"ATILACAK ADIMLARI HERKES BİLMELİ"

Kendisini solcu olarak adlandıran başka bir otomotiv işçisi ise Bahçeli’nin sözlerinin kendisi de dahil herkesi şaşırttığını söyleyerek “Bu ülkeye barışın gelmesi, ölümlerin son bulması hepimizin isteği. Çözüm süreci deniyor ama nasıl bir süreç bu hiç kimse bilmiyor. Gerçek bir barış için bu ülkede yaşayan herkesin atılan ya da atılacak her adımı bilmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Kafaları karıştıran şeylerden biri de ülke içinde çatışmaların yaşanmadığı bir dönemde çözüm laflarının edilmesi. Hepimiz neden şimdi sorusunu birbirimize soruyor ve açıkçası bir yanıt bulamıyoruz” dedi. 

Çalıştığı bölümdeki MHP’li ve AKP’li işçilerin Bahçeli’nin sözlerine çok öfkelendiğini aktaran işçi “Bahçeli’ye ‘vatan haini’ diyen işçilerden MHP’den istifa edenler oldu. Bunlar içerisinde Zafer Partisine yönelenler var. AKP’li ve MHP’li işçiler içerisinde az sayıda da olsa ‘Devletin bir bildiği vardır, yoksa Bahçeli böyle laflar etmezdi, bekleyip görmek lazım’ diyenler de var ama geneli çok tepkili. Çoğunluk bir erken genel seçim olacağını, o nedenle böyle laflar edildiğini düşünüyor” şeklinde konuştu.  

Bahçeli’nin yaptığı konuşmanın ertesi günü Ankara’da TUSAŞ’a yapılan saldırıyı da değerlendiren işçi şöyle devam etti: “Öncelikle terörün her türlüsünü lanetlemek lazım. Ama bugün yaşadığımız şey bambaşka ve şaibeli bir olay diye düşünüyorum. Elbette barış olmalı, elbette kan dökülmemeli ve çözüm bulunmalı. Ancak daha bir açıklamanın üzerine hemen böyle bir saldırı olması bana hiç mantıklı gelmiyor. Düşünün saldırının araştırılması bile yine onlar tarafından reddediliyor. Ayrıca ülke 1 aydır çok ciddi gündemlerle karşı karşıya ve üstüne böyle bir olay geliyor. Açıkçası bebek katilleri, kadın cinayetleri derken bir şeylerin de üstünün örtüldüğünü düşünüyorum. Ve hepimiz açısından bir gerçek de var ki bu devlete de kurumlarına da artık zerre güvenimiz kalmadı.”

İşçilerin TUSAŞ saldırısına ilişkin değerlendirmeleri genel olarak birbirine çok yakın. Artık MHP’ye oy vermeyen, kendisine ülkücüyüm diyen işçi de Bahçeli’nin sözlerine kızıp Zafer Partisine oy vereceğini söyleyen işçi de saldırının zamanlamasını manidar buluyor.  

Ülkücü işçi “Dün Meclis kürsüsünden saçma sapan konuşmalar yapılıyor bugün saldırı oluyor. Yani Türk milletini bu kadar salak görmek gerçekten şaka gibi. Akşamına gidip bir yerlere saldırılıyor. Yani artık bizi kandıramayacaklar. Bu operasyonlarla da söyledikleri şeye insanları ikna etmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.  

Zafer Partisine oy vereceğini söyleyen işçi “Olan hep bizim insanımıza oluyor. Bakıyoruz hemen görüntüler gelmiş. Memleketin en güvende olması gereken yerine nasıl böyle saldırı oluyor? Gerçekten anlaşılır gibi değil. Bu süreç yine en çok insanlara zarar verecek. Zamanlaması aşırı manidar” diye konuştu. 

Evrensel'i Takip Et