29 Ekim 2024 04:21

Tasarruf tedbirleri bilimsel üretimi de engelliyor

"Üniversitelerde yan yana gelmeye duyduğumuz ihtiyaç artarken kulüp,bilim-kültür-sanat etkinlikleri gibi buluşma alanlarının oluşturulması ‘kamuda tasarruf tedbirleri’yle birlikte daha da zorlaştı."

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Anadolu Üniversitesi çalışanları
Eskişehir

Kamu kurum ve kuruluşlarının harcamalarında tasarruf sağlanması, bürokratik işlemlerin azaltılması ve kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanımı öne sürülerek uygulanan kamuda tasarruf tedbirlerinden üniversiteler de payına düşeni aldı. Bilim ve eğitim değil, sermayenin çıkarları ve iktidarın politikaları için çalışmaya zorlanan üniversiteler maddi kısıtlamalarla da baskı altına alınıyor.

Cumhurbaşkanlığının tedbirleri üniversite bileşenlerinin temel haklarının gasbı olarak gerçekleşiyor. Uzun yıllardır neredeyse tüm üniversitelerde başta hijyen ürünleri olmak üzere sarf malzemelerinden kongre, sempozyum gibi bilimsel harcamalara varana kadar birçok ihtiyacın önü kesiliyor. Öğrenci tuvaletlerine sabun ve peçete ya hiç verilmiyor ya da birkaç hafta idare edecek kadar konulduktan sonra yenilenmesi için çeşitli birimlere dil dökülmek zorunda kalıyor öğrenciler. Bu çabalar da çoğu zaman boşa çıkıyor. Kamuda yaygın olan kraldan çok kralcı anlayış baskıyı ve sorunları büyütüyor. Yıllardır sadece öğretim elemanlarının tuvaletlerine konulan sabun ve peçetelere de kısıt getiriliyor. Kadın ve erkek öğretim elemanı tuvaletlerine her hafta eşit sayıda (2) peçete verilmesi kararı alınıp kadın-erkek sayısının eşit olmadığı bölümlerde bu dağılımın orantılı yapılması önerisi reddediliyor. Çözümleri engelleyip sorun üreten yaklaşımın benzer çokça örneğini görüyoruz.

Bir yandan da yeni oluşturulan tasarruf tedbirleri gerekçe gösterilerek öğretim elemanlarının proje bütçelerine de kısıtlama getiriliyor. Geçtiğimiz yıllarda üniversite bütçesinden karşılanan kalem, fotokopi kağıdı, dosya, zarf, bant, zımba ve zımba teli, makas gibi sarf malzemelerinin yeni alınan tedbir kararları gereği karşılanmaması kararı alınıyor ki bu projeleri yalnızca üniversite öğretim elemanları değil, üniversitede eğitim gören lisansüstü öğrenciler de yürütüyor. Öğrencilerin günümüz ekonomik koşullarında lisansüstü tezlerinin en azından sarf malzemelerini üniversite bütçesinden karşılaması mümkünken artık bu durum da ortadan kalkıyor.

Tasarruf tedbirleri üniversitelerde karşımıza yalnızca ekonomik kısıtlamalar olarak çıkmıyor elbette. Ekonomik darboğaz yaratılarak bilimsel tüm faaliyetlerin de önü kesilmeye çalışıyor. Uzun süredir şehir dışındaki kongre, konferans, sempozyum gibi bilimsel faaliyetlere katılacak olan öğretim elemanları -çoğunlukla ünvan gözetilerek- görevlendirme dilekçelerinde yol ve yemek masrafı istemediğini belirtmeye zorlanıyor. Şehir dışından üniversiteye konuşmacı olarak davet edilen misafir öğretim elemanlarının ise masrafları karşılanmıyor, karşılansa bile ciddi kısmı etkinliği düzenleyen öğretim elemanlarının inisiyatifiyle ödeniyor. Öğrenciler açısından da durum farksız değil. Kariyer kulüp ve okul bünyesinde düzenlenen kariyer fuarları dışında hiçbir etkinlik ve kulübe neredeyse ödenek ayrılmadığı gibi, öğrencilerin kendi inisiyatifiyle yapmak istedikleri etkinlikler ve açmak istedikleri kulüp- toplulukların önü de uydurma yönetmelik kararlarıyla kesiliyor. Bu koşullarda bilimsel üretimin gerçekleştirilmesi, bilimsel üretim yapmak için gereken motivasyonun sürdürülmesi imkansız hale getiriliyor.

Ancak akademisyenler ve öğrenciler yeterli olmayan üniversite bütçeleri sermayenin önüne kırmızı halılarla seriliyor. Örneğin kariyer etkinlikleri ve sorgusuzca uygulanması istenen tepeden inme düzenlemeler için kesenin ağzı sonuna kadar açık. Kampüs İKAF aracılığıyla öğrenci ve çalışanların emeğini de kapsayacak şekilde şirketlerin hizmetine sunuluyor. İstismar savunuculuğuyla tanınan konuşmacılara, yandaş kurumlara propaganda etkinlikleri için üniversitenin tüm imkanları tahsis ediliyor. Sermayedarların, gericilerin ağırlandığı ve masrafların kim tarafından, nasıl karşılandığı açıklanmayan etkinliklere kapılarını açmakta beis görmeyen üniversite yönetimi üniversiteye bilimsel ve kültürel olarak katkı sağlayan öğrencilerin ve öğretim elemanlarının faaliyetlerini ise ekonomik olarak kısıtlıyor. Bütçe kısıtlarının yanı sıra etkinlikler için en az 1 ay önceden başvuru şartı, angarya evrak işleri gibi bürokratik yollarla da üniversite bileşenleri yıldırılmaya çalışılıyor.

Her seferinde daha da saldırgan şekilde imkanlarımıza el uzatan politikaların yıkıcı koşullarında üniversitelerde yan yana gelmeye ve dayanışmaya duyduğumuz ihtiyaç artarken kulüp, toplantı, bilim-kültür-sanat etkinlikleri gibi buluşma alanlarının oluşturulması ‘kamuda tasarruf tedbirleri’yle birlikte daha da zorlaştı. Fakat bugünden baktığımızda iktidarın tüm yıldırma politikalarına karşılık üniversitelerin gerçek niteliğine kavuşması, sermayenin güdümünden çıkarak bir bilim alanı olarak yeniden örgütlenmesi de bu alanlardaki birlikteliğimizin koşullarını zorlamaktan geçiyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Türk-İş mitingi ve sonrasına dair

SONRAKİ HABER

Betonarme yapı işçisi: Biz bu dünyaya sürünmeye gelmişiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa