29 Ekim 2024 14:52

25 Kasım’da meydanlarda, öncesinde forumdayız!

Kazanımlarımızı büyütmek için tüm kadınları iktidarın ayrıştırıcı ve kadın düşmanı politikalarına karşı; kendi politik hattımızı örgütlemeye, birikimlerimizden öğrenmeye çağırıyorum.

25 Kasım’da meydanlarda, öncesinde forumdayız!

Fotoğraf: Evrensel

Hacettepe Üniversitesi

Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu üyesi Aslı

Son zamanların en kitlesel kadın eylemleri gerçekleşti. Vahşice katledilmeye, yoksulluğun yükünü sırtlanmaya, marjinalleştirilmeye, aşağılanmaya ve daha nicesine karşı Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar liselerde, mahallelerde, üniversitelerde en geniş eylemlerini örgütlediler. Türkiye’de sayısızca üniversitede gerçekleşen eylemlerin çoğu kendine has örgütlenme süreçleriyle gerçekleşirken her üniversite bu süreçten kendine has deneyimler kazanarak çıktı. Merceğimizi Ankara’daki üniversitelere çevirdiğimizde Atılım Üniversitesi’nden Bilkent’e Ankara Üniversitesi’nden Hacettepe’ye çeşitli üniversitelerin eylemlerine tanık oluyoruz. Üniversitelerimizde bin bir engeli aşarak bu eylemleri örgütledik. Kafamızı bir adım yukarı kaldırıp baktığımızdaysa binlerce kadın öğrenciyi, mücadeleyi aynı bizim gibi kendi üniversitesinde büyütmek için verdiği çabayla görürüz. Önümüzdeki süreci birlikte planlamak, taleplerimizi somutlamak gerekliliğiyle Ankara’da üniversitelerin kadın toplulukları olarak ortak çağrıyla düzenlediğimiz forumda buluşuyoruz.

BİRBİRİMİZİN DENEYİMLERİNDEN ÖĞRENMELİYİZ

Forum çağrısıyla bizleri bir araya getiren şey; iktidarın kadınların haklarını ve hayatlarını hedef alan, eşitsizliği ve şiddeti her gün her alanda örgütleyen politikalarını her üniversitede farklı biçimleriyle sürdürüyor olmasıydı. Bu nedenle, üniversitede kadınların ihtiyaç duyduğu örgütlenme biçimi farklı seyretse de her alanda kadınlar bir araya gelme ve mücadelesini büyütme ihtiyacı duydu. İşte bu mücadeleyi her üniversitede kalıcılaştırmak ve ilerletmek için birbirimizin deneyimlerinden öğrenmeye ihtiyaç duyuyoruz. İktidarın kadınlar için çizdiği politikaların bu süreçte ortaklaştığı en temel nokta üniversite yönetimlerinin bir şekilde eylemlerin önüne koyduğu engeldi. Bu engel pek çok üniversitede doğrudan kadın topluluklarının hedef alınması, düzenlenen kadın eylemlerinin terör eylemi olarak karalanmaya çalışılması olarak seyrederken; kimi üniversitelerde resmi kanallarla yürütülen bir mücadelenin eksikliğinin getirdiği zorluklarla kimi üniversitelerdeyse yönetimlerin eylemler için resmi bir izin zorunluluğunu çeşitli baskılarla dayatmasının yarattığı sonuçlarla gerçekleşti. Ancak her türlü baskı ve zorluğun içinden kadınlar birlikteliklerini büyüterek çıktılar. Hacettepe Üniversite’nde kadın topluluğunun çağrısıyla tüm topluluklar tarafından örgütlenen kadın eylemi, ÖTK’nin aynı saate koyduğu sessiz eylemle güçsüzleştirilmeye çalışıldı. Buradaki başarısızlığın ardından eylemi karalama çabaları devam etti. Kadınlar bu çabayı püskürtmek için fakülte fakülte forumlar örgütledi. Bu forumlarda öğrencilerin yönetim organlarındaki eksikliklerinin giderilmesi, ÖTK seçimlerinin yenilenmesi için yürütülen imza kampanyası ve kadın cinayetleri gündeminin büyütülmesi konuşuldu. Bu gündemde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi öğrencileri yönetimlerinin çeşitli baskılarına rağmen kalabalık bir eylem örgütlemelerinin sonucunda bir kadın grubu oluşturup resmi bir topluluk kurma mücadelesine atıldılar. Atılım Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğunun çağrısıyla düzenlenen eylem izni son dakika çıkarılarak örgütlenmenin önü kesilmeye çalışılsa da kadınlar eylemlerini yaptılar. ODTÜ’de duvar üzerinden yürüyen ve kadın mücadelesini bölen tartışmaların karşısında kadınlar, taleplerinin örgütlenmesi üzerine bir rota oluşturdu.

ÖNÜMÜZDEKİ ENGELLER NASIL ÖRGÜTLENİYOR?

Eylem sürecinde hemen her yerde karşımıza çıkan bu engellerin bir gecede örgütlenmediğini biliyoruz. Resmi kuruluşu engellenen ya da saldırılara uğrayan kadın topluluklarından, gerici ve cinsiyetçi bir akademik dile, bütçenin kariyer fuarlarına ve teknokentlere akıtılmasından, Hacettepe gibi bir üniversitede diyanet ofisin açılmaya çalışılmasına, kampüs içerisinde yaşanan şiddet ve taciz faillerinin cezasız bırakılmasından manevi danışman sohbetlerine; yurdumuza, sınıfımıza kadar giren iktidar politikaları kampüslerimizde adım adım büyütüldü. Bugün yaşadığımız zorluklar iktidarın örgütlediği bu adımlara dayandığı gibi büyüttüğümüz birliktelikte, başta Zeren Ertaş için olmak üzere ihtiyaç duyduğumuzda hızlıca bir araya geldiğimiz deneyimlerin birikimine dayanıyor. Bu birikimden şimdiye kadar öğrendiğimiz bu politikaların karşısında kadınların kendi ihtiyaçlarına uygun yürüttüğü politikanın kazanımları oldu. Bu kazanımları büyütmek için Ankara’daki tüm kadın öğrencileri iktidarın tüm ayrıştırıcı ve kadın düşmanı politikalarına karşı kendi politik hattımızı örgütlemeye, birikimlerimizden öğrenmeye, üniversiteli kadın forumunu bu gereklilikle bulunduğumuz her alanda örgütlemeye ve mücadele tarihimizden öğrendiğimiz deneyimlere deneyim katarak bir sayfayı da birlikte yazmaya çağırıyorum.

Evrensel'i Takip Et