Sosyoloji’de anket: Kampüslerimiz güvenli mi?
Kadın cinayetleri de kampüslerin güvensiz olması da politik sebeplere bağlı olan olgulardır.

Fotoğraf: Pixabay
Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji öğrencisi
8 Ekim Salı günü Hacettepe’de kadın cinayetlerine karşı binlerce öğrenci, başta HÜKÇAT olmak üzere öğrenci topluluklarının örgütlediği eylemde bir araya geldi. O güne dair öne çıkan olaylar arasında, ÖTK tarafından kadın cinayetlerinin politik olmadığı ve kampüsümüzün güvenli olduğu açıklaması vardı. Toplulukların düzenlediği eylemde bir kadın öğrencinin saldırıya uğraması ve ÖGB’nin hiçbir müdahalede bulunmamasıysa bu açıklamalara bir cevap niteliğinde olup, kadın cinayetlerinin protesto edildiği bir alanda bile kadınların şiddetle karşı karşıya kalabileceğini gösterdi.
KADINLAR KAMPÜSLERDE GÜVENSİZ HİSSEDİYOR
Okulumuzda devamlılığını sürdüren tartışmalara ışık tutmak amacıyla, Sosyoloji öğrencileri olarak kampüste eğitim gören kadınların güvenlik koşulları hakkındaki görüşlerini topladığımız bir anket çalışması başlattık. Dört gün içerisinde topladığımız yaklaşık 200 cevap; kampüsü güvensiz kılan uygulamaların neler olduğu, CİTÖK ve şiddet önleyici yasaların aktifliğinin önemi ve kampüsün daha güvenli bir yaşam alanı olabilmesi için hangi önlemlerin alınması gerektiği hakkında bilgiler içeriyor. Dikkatimizi çeken ilk veri, cevap veren kadınların yalnızca %6’sının kendini tamamen güvende hissettiği, geriye kalan %94’ün belirli problemler yaşadığı, kampüsün olması gerekenden daha güvensiz hissettirdiği veya kendilerini tamamen korunmasız hissettikleri şeklinde oldu. Öne çıkan bir diğer sonuçsa kadın öğrencilerin CİTÖK ve şiddet önleyici yasalar hakkındaki düşünceleriydi; CİTÖK’ün aktifliği hakkındaki soruyu yanıtlayan 198 kişi arasından yalnızca 12 kişi CİTÖK’ün işlevsel olduğunu düşünürken, geriye kalan 186 kişinin büyük bir kısmı CİTÖK’ü ilk defa duyduğunu belirtti, geriye kalanlar da yeteri kadar bilgisi olmayanlar ve CİTÖK’ün işe yaramadığını düşünenler olarak ayrıldı.
ŞİKAYETLER DE TALEPLER DE ORTAK
Kampüste yaşanan güvenlik açıklarını başlıklar altında birleştirdiğimizde 198 kadından 730’a yakın şikâyet topladık. Daha önce yaşadığı olayları anlatan öğrenciler arasında; “Kampüs içinde ring bekleyenlere korna çalıp laf atan arabalar”, “Okul öğrencisi olmayan ve beni tehdit eden birinin arabasını bile durdurmayıp kontrolsüz şekilde kampüse alınması”, “Ring otobüsünde darp edildim ve şikayetimin sonrasında hiçbir sonuç olmadı”, “Yurdun önünde kızların camlarını görecek şekilde birkaç gün boyunca akşamları park eden arabalı bir kişi bizi rahatsız etmişti. Şikayetimize rağmen yine de bir süre devam etmişti.” “Dışarıdan giren bir araç arkadaşlarımı kampüs içinde dakikalarca düşük hızda takip etti ve sözlü taciz uyguladı” şeklinde devam eden ve paylaşamadığımız onlarca şikâyet oluştu. Daha güvenli bir kampüs içinse kadınların öne çıkan talepleri şu şekilde sıralanıyor: Düzenli denetim, etkin CİTÖK, geceleri daha fazla ring ve ışıklandırma, dışardan girenlerin kontrol edilmesi, etkili özel güvenlik birimleri.
ÇÖZÜM ORTAK MÜCADELEDEN GEÇİYOR
Kısıtlı veri havuzuyla tamamladığımız anketi değerlendirdiğimiz saatlerde, erkek yurdunda kalan bir sıra arkadaşımız gerici grup üyeleri tarafından kar maskesi takılarak yurt odasında darp edildi. Hem dışardaki hem de kampüsteki hayatın her geçtiğimiz gün baskı politikaları yüzünden daha güvensizleştiği bir dönemden geçiyoruz. Hayatın her alanında olduğu gibi kadın cinayetleri de kampüsün güvensiz olması da başından sonuna politik sebeplere bağlı olan olgular. Kadınların, öğrencilerin, gençliğin her kesiminin yaşadığı problemleri çözüme ulaştırma yolu ortak mücadele etmekten geçiyor.
Evrensel'i Takip Et