‘İşçi ve emekçiler, kadınlar, halklar için barıştan başka yol görünmüyor’
“40 yıllık bir çatışma ile seyreden 100 yıllık bir sorundan bahsediyoruz. Barışı sağlamak muhakkak kolay olmayacaktır ancak barıştan başka da yol görünmüyor.”
Fotoğraf: MA
Elif Ekin SALTIK
Diyarbakır
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Meclis açılışında DEM Parti’lilerle tokalaşmasıyla başlayan “barış ve çözüm” tartışmalarına ilişkin son bir ayda pek çok gelişme yaşandı. Siyasetçilerden, sokağa kadar pek çok yerde memleketin en sıcak gündemi haline gelen “çözüm” tartışmalarına bölgedeki sanayiciler, emek-meslek örgütleri, kadın dernekleri ile de konuştuk.
"ÇÖZÜMSÜZLÜK BÖLGEDEKİ KRİZİN EN BÜYÜK NEDENİ"
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, “Bu topraklara barışın gelmesi, ölümlerin bitmesi çok önemli. Ama en çok da bölgenin ekonomisine çok önemli katkıları olacak bir barış sağlandığı takdirde” derken, 2013-15 arasındaki çözüm sürecini hatırlatarak, o dönem bölgenin ekonomik rakamlarına bakıldığında ihracat ve istihdamda önemli iyileşmeler olduğunu ifade etti, ancak bu dönemde ticaret yapamaz hale geldiklerini ifade etti.
"GÜVENLİK POLİTİKALARI TERK EDİLMELİ"
Son dönemdeki açıklamalara ön yargılı yaklaşmamak gerektiğini vurgulayan Kaya şöyle devam etti: “Bugün bir önceki süreçten daha uygun bir ortam var. Ortadoğu’daki son gelişmeler özellikle Kürtler ve Türklerin ortak aklı yaratmasının zorunlu olduğunda gösteriyor. Çok önemli tehditlerle karşı karşıya olduğumuz bir dönemdeyiz. 40 yıllık bir çatışma ile seyreden 100 yıllık bir sorundan bahsediyoruz. Barışı sağlamak muhakkak kolay olmayacaktır ancak barıştan başka da yol görünmüyor.”
Bölgede güvenlik sopasının sertleşmesinin “çözüm süreci”nin önünde en büyük engel olduğunu dile getiren Kaya, kayyım uygulamasından, temel hak ve özgürlüklerin yasaklanmasından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. “Birkaç kişinin yaptığı açıklamalardan öte Kürtlerin ve Türklerin ikna süreci de önemli” diyen Kaya, Kürtlerle Türklerin birlikte, eşit haklarla yaşamasının zorunluluğuna herkesin inanması gerektiğini, bunu öne çıkaracak bir yöntem oluşturulması gerekliliğini ifade etti.
"KADINLARIN VARLIĞI ÖZEL BİR HEDEF"
Rosa Kadın Derneği Yöneticisi Avukat Berfin Polat da Türkiye’de ve bölge illerinde kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin tırmandığı bir süreçten geçildiğine dikkat çekti. “Cezasızlık politikaları, yargı pratikleri, kadın düşmanı politikalar, nefret söylemleri, aile odaklı politikaların üretilmesi tüm bu şiddet ve katliamların en büyük sebebi” diyen Polat, bölge illerinde yaşayan kadınların da bu politikalardan nasibini aldığını vurguladı. Sadece kadın kimliği dolayısıyla değil, Kürt kimliği dolayısıyla da kadınların özel savaş politikalarıyla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Polat, “Varlığımızı hedef haline getiren bu politikaların bizzat muhatabıyız. Bu politikalar kapsamlı ve amacına ulaşmak için incelikli şekilde ilerliyor, her şeyi mübah görüyor. Kadınlar maruz kaldıklarının farkında bile olmuyor. Bugün bu politikalar bölge illerinden fuhuş ve uyuşturucu sorunundan, şiddet karşısında kadınları çaresiz, umutsuz bırakmaya kadar kendini var ediyor. Kadınlar şiddete maruz kaldığında sistemin hiçbir mekanizmasına başvurmuyor çünkü oradan herhangi bir sonuç alınamayacağını biliyor” dedi. Polat son olarak bir çözüm sürecinin hem kadına yönelik şiddeti hem diğer hak ihlallerini en aza indirdiğini deneyimlediklerini belirterek, “Barış talebi kadınların, kadın örgütlerinin, feminist örgütlerin en öncelikli taleplerinden biri. Onurlu bir barışı tesis etme hali biz kadınlar için çok önemli” dedi.
"BARIŞ, SAVAŞA KARŞI BİR IŞIK"
Ülke ekonomisindeki çıkmazın işçi emekçileri büyük bir sefalete sürüklediğine dikkat çeken Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikası Batman Şube Başkanı Veysel Kartal ise başta işçi emekliler olmak üzere tüm kesimlerin geçim şartlarının zorluğundan şikayetçi olduğunu dile getirdi. “Gerçekleşen enflasyon emekçilerin aldığı ücret zamlarını ortadan kaldırmış, vergi korkunç bir hal almış durumda. Bütçe sağlığa, eğitime ayrılmıyor” diyen Kartal, olası bir barış ve çözüm sürecinde ekonomik anlamda bir refahın geleceğine dikkat çekti. “Bir süreç yürütülür, yürütülmez söyleyeceğimiz şey barışa çağrı yapmaktır” diyen Kartal şöyle devam etti: “Biz barış talebimizi sürekli dile getiriyoruz ve bu talebimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Barış, çatışmaların ve savaşın karanlığına karşı sürekli bir ışık olmuştur. Biz işçi emekçiler olarak barıştan yana söz kurmaya devam edeceğiz.”
"TOPLUMUN TÜM BİLEŞENLERİ YER ALMALI"
TMMOB’ye bağlı İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Mahsun Çiya Korkmaz da her açıklamalarında barışa vurgu yaptıklarını söyledi. “Bugün bir gün süreç yürütülür yürütülmez bilmiyoruz ama barışı konuşmak bile umut veriyor” diyen Korkmaz, bir süreç yürütülürse şeffaflığın çok önemli olduğunu dile getirdi. “Amalarla, fakatlarla değil tüm talepler göz önünde bulundurularak barış tesis edilmeli” diyen Korkmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Barışın muhataplarının önündeki tüm engeller kaldırılmalı, emek meslek örgütleri, kitle örgütleri bu sürece dahil edilmeli. Sadece siyasetçiler üzerinden değil, toplumun tüm bileşenlerinin içerisinde yer aldığı bir barış tesisi çok daha sağlıklı olacaktır.”