Ahmet Özer'in tutuklanması Esenyurt'ta protesto edildi: "Hükümet istifa"
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak kayyım atanmasına karşı binler mitingde buluştu. Erdoğan'a seslenen Özgür Özel, "Esenyurt'un meydanı sana 'hükümet istifa' diyor" dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması sonrası Esenyurt Meydanı’nda kayyum atamalarına karşı protesto gösterisi düzenlendi. CHP, DEM, EMEP, ESP, Sol Parti, Saadet Partisi, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi temsilcilerinin yer aldığı mitinge çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve meslek örgütü de destek verdi. CHP Genel Başkanı Özel, İBB Başkanı İmamoğlu ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları kumpasa karşı teslim olmama mesajı verdi.
Mitingde konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, adalet talebiyle meydanda toplandıklarını belirterek, “Haktan, hukuktan, adaletten yana olan Esenyurtlularla, İstanbullularla bir aradayız. Adalet için, kayyumlara geçit yok demek için buradayız. Siyaseti bir sopa olarak kullanarak yargı taciziyle siyaseti dizayn etmek isteyenlere karşı bir aradayız” ifadelerini kullandı.
HATİMOĞULLARI: BU DARBEYİ ASLA KABUL ETMİYORUZ
Çelik, konuşması sırasında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları’nı dayanışma duygularını paylaşmak üzere platforma davet etti.
Hatimoğulları, İl Başkanı Murat Kalmaz ile birlikte otobüsün üzerinde halkı selamlayarak söz aldı. Sert bir dille iktidarı eleştiren Hatimoğulları, “Dün bir siyasi darbe daha gerçekleşti Esenyurt’ta. Bu darbeyi yapan otoriter rejimi bir kez daha kınıyorum” dedi. Esenyurt’un, Türkiye’deki halkların ve inançların bir arada yaşadığı büyük bir ilçe olduğunu belirten Hatimoğulları, “Yaşamınızı ve farklılıklarınızı bir arada sürdüren siz Esenyurtlular, bu darbeyi asla kabul etmiyoruz” diye ekledi. Konuşması sırasında halk, “Hükümet istifa, AKP halka hesap verecek” sloganları atarak Hatimoğulları’na destek verdi. Hatimoğulları, kayyum atamalarını “hukuka ve anayasaya aykırı bir siyasi darbe” olarak tanımlayarak, “Asla kabul etmiyoruz!” ifadelerini yineledi.
Miting de yeniden söz alan Özgür Çelik, “Türkiye erken seçime gitmelidir” diyerek, konuşmasını tamamladı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu sahneye çağırdı. İmamoğlu kitle tarafından “Geleceğin Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu” sloganlarıyla coşkuyla karşılandı.
İMAMOĞLU: ESENYURT'UN ÜZERİNE KİRLİ BİR OYUN KURGULUYORLAR
İmamoğlu Esenyurt’un üzerine kirli bir oyun kurgulandığına dikkat çekerek, "Teslim olmayacağız. Bakın şu bileği görüyor musunuz? Seçimlerde bükemediğiniz bileği yasaklar, tutuklamalar, kayyımlarla 1 milim bile eğemeyeceksiniz” dedi.
İmamoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Bir başka karanlık hamlenin peşinde koşan bir iktidarla karşı karşıyayız. Esenyurt'un üzerine kirli bir oyun kurguluyorlar. Bunların yaptığı şey yolsuzluğa, hukuksuzluğa batmış iktidarlarını korumaktan başka hiçbir şey değil. Başkanımız hakkındaki iddiaların tamamı bu ölçüde uyduruktur, temelsizdir ve asla kabul etmiyoruz. Aklını, vicdanını başkasına kiraya vermemiş hiç kimse bu işin bir siyasi operasyon olduğunu bilir. Biz asla dilsiz şeytan olmayacağız. Hak kimin ise o hakkı savunmak boynumun borcudur."
Önümüzdeki seçimi bugünden kazanmak için şimdiden milleti baskı altına almak istiyorlar. Yapamayacaksınız! Bunları işi yargı eliyle Ahmet Özer başkanımıza terörist yaftası yapıştırılıyor ondan sonra deniyor ki hadi kendini akla. Sergilemekte olduğunuz bu oyunun önce hukuk olduğunu kanıtlayın kardeşim. Böyle hukuk olmaz. Siz önce sandığın iradesine saygılı olduğunuzu kanıtlayın. Ama kanıtlayamaz.
"OTORİTER ANLAYIŞA ASLA TESLİM ETMEYECEĞİZ"
İlk günden bugüne oy verenler vermeyenler diye ayırdılar mı ya bendesin ya bertarafsın dediler mi? Bunlar kötü insanlar. Bunlar kavga kaos isteyecekler, milletin tek bir güne bile huzurla kalkmasını bile istemeyecekler. Biz buna teslim olmayacağız. Ben sizinle uğraşacağım. Bu kadar net. Bu kötülükle mücadeleyi büyüteceğiz. Cumhuriyetin ve demokrasinin çürütülmesine asla seyirci kalmayacağız. Cumhuriyetimizi bu otoriter anlayışa asla teslim etmeyeceğiz. Bunları hep birlikte evine göndereceğiz. Bizi ne mahkemeler ne kumpaslar durdurabilir."
"ELLERİNİZİ GİZLEMEYİN, AÇIN"
Ellerinizi gizlemeyin, açın. İktidara sesleniyorum elinizde sakladığınız baltanızı balyozunuzu bir kenara bırakın, tehdidi, şantajı bir kenara bırakın. Öilletle bir sözleşme mi yapmak istiyorsunuz önce milletin tercihlerine saygı sözü verin. Seçme özgürlüğünü sağlayın. Milletin seçtiklerine değer verin. Sizin elinizde ne var bu millet bilmiyor. Siz neyin sözleşmesini yapmak istiyorsunuz. Elinizde barış mı huzur mu kardeşlik mi var?"
ÖZEL: BU DARBEYE KARŞI DİMDİK AYAKTAYIZ
İmamoğlu'nun ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel söz aldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplu istifa çağrısına ilişkin “Sine-i Millet tuzaktır. Buna kimse kapılmasın. Ama biz erken seçim için bunu yaptırmaya mecburuz” dedi. Özel, ortak mücadele çağrısında bulunarak “Kardeşçe yaşayacağız, yoksulluğu birlikte yeneceğiz” dedi.
Özel'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"Seçme hakkına sahip çıkan bütün Esenyurtluları yürekten kutluyorum. Dün Esenyurt'un seçme hakkına el koyanlar, kayyum eliyle belediye binasına, binanın önündeki özgürlük alanına el koymaya kalktılar. Devletimizin polisini kanunsuz emirlerle o alanı küçültmeye, sizi bizi irademize sahip çıkarken güçsüz göstermeye kalktılar. Verilecek cevap şuydu: Geldik, parti yöneticileriyle görüştük ve sordum, "Esenyurt'un en büyük meydanı neresi" dedim. Burasını söylediler. 'Orayı dolduracağız' dedim.
Burada bir ilk gerçekleşiyor. Bir siyasi partinin belediye başkanına yapılan bir haksızlık var ama meydanda tüm siyasi partilerin bayrakları var. Dayanışma duyguları var. Biraz önce DEM Parti'nin Sayın Eş Genel Başkanı'nın dayanışma söylemlerini işittik. Grup Başkanvekillerine, TİP milletvekillerine, EMEP milletvekillerine, Saadet, DEVA, Gelecek ve SOL Partinin yöneticilerine bu büyük dayanışma için yürekten teşekkür ediyoruz. Ali Babacan'a Gültekin Uysal'a, Erkan Baş'a, Seyit Aslan'a, Ahmet Davutoğlu'na ve açıklamalarıyla güç veren Saadet Partisi ve SOL Partiye yürekten teşekkür ediyorum.
Dün yaşanan süreç tamamen hukuksuzluk, tamamen usulsüzlük, tamamen bir kumpasın bütün işaretlerini barındırmaktadır.
Cumhuriyetimiz iki gün önce 101'inci yaşını kutladı. 101 yılda nice badireler atlattık. Darbeler, darbe girişimleri… Demokrasimizi hedef alan nice olay yaşadık ama yıkılmadık. Sinmedik, eğilmedik, teslim olmadık. Bugün de millet iradesine bir saygısızlık eden iktidarın, onun büyük küçük, görünür görünmez ortaklarının hepimize karşı giriştikleri bu darbeye karşı dimdik ayaktayız. Biriz, birlikteyiz.
"REMZİ KARTAL İLE SİZ DE GÖRÜŞTÜNÜZ"
'10 yıldır dinliyorduk' diyor. '10 yıldır terörle irtibatlı' diyor. 10 yıl geriye, kimin teröristlerle telefonlaştığına gidersek, AK Parti'de FETÖ terör örgütüne mensup olmayan 10 kişi kalmaz! Diyor ki "Sen Remzi Kartal'la belli sayıda telefon görüşmesi yapmışsın". Bir bakıyorsunuz 2015 yılında Remzi Kartal'la o dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı, Meclis Başkanvekili, milletvekili, oturmuşlar yemek yemişler. Ya da geçtiğimiz seçim o zamanlar Munzur Üniversitesinden getirdikleri Sosyolog, Ada'dan mesaj getirince onu okuyan Öğretim Görevlisi, Remzi Kartal ile 8,5 saat görüşmüş. Remzi Kartal ile görüştü diye içeri atmaya kalkarsanız AKP'de de kimse kalmaz, yöneticiniz de kalmaz sizin."
AKIN GÜRLEK'E SERT TEPKİ
Ahmet Hoca'nın tutuklanacağını dün öğle saatlerinde Erdoğan açık açık söyledi. Yani kararı, talimatı vermişler. Canan Kaftancıoğlu davasında, Selahattin Demirtaş davasında, Sözcü davasında, Hrant Dink davasında as dediklerini asan, kes dediklerini kesen, sarayın talimatlarını yerine getiren biri vardı. Onun adı "Seyyar Giyotin"di. Mahkeme mahkeme gezdirip adaleti katlettirmişlerdi. Onun adı "Adaletin Cellatı"ydı. Son görevi Bakan Yardımcılığıydı, siyasiydi. Bir telefonla "Bana İstanbul'da lazımsın" diye, ta devletin en tepesindekinden aldığı emirle koştu geldi ve dünkü operasyonu yönetti. Sayın Erdoğan'ın talimatıyla gelip de bu operasyonlara girişen Akın Gürlek, Zekeriya Öz'ü hatırlıyor musun? Ona da talimatı FETÖ veriyordu, kumpas yapıyordu. Bıçağının iki tarafı da kesiyordu. Kibrinden yanına yanaşılmıyordu. Sonra günü gelince sıçan gibi kaçtı. Sen Recep Tayyip Erdoğan'ın Zekeriya Öz'üsün. Akın Gürlek savcı değildir, hukukçu değildir. Vicdanı, aklı olmayan, hastane hastane sürünen mahkumları bile cezaya boğan, adliye adliye adalet katledilsin diye gezdirilen bir cellattır. Bu vicdansız bu millete hesap verecektir. Söz veriyorum.
"TALİMAT EN YUKARIDAN"
Ahmet Başkan'a bunu yapan Akın Gürlek sadece bunu yapmaya gelmedi. Oyun büyük. Kumpas büyük. Talimat en yukarıdan. Bu oyunu, bu kumpası görüyoruz. Yapılanın önce Esenyurt'un sonra İstanbul'un seçme hakkına müdahale olduğunu, hevesin ve niyetin, kumpaslarla Türk milletinin seçme hakkını kısıtlamak olduğunu… Kendileri için risk gördüklerini, bileğini bükemediklerini, seçimde karşısına geçmeye korktuklarını ekarte etmeye çalışan bu anlayışa teslim olmayacağız.
AHMET ÖZER'DEN MESAJ: DAHA GÜÇLÜ ÇIKACAĞIM
Ahmet Özer'in halkımıza selamlarıyla ilk mesajı şu şekildedir: 'İlk sözümüz, personel ve arkadaşlarımın işlerine dört elle sarılmasıdır. Vatandaş asla mağdur olmamalıdır. Daha güçlü çıkacağım ve hizmetlerime kaldığı yerden devam edeceğim" diyor.'
Bunlar dönüp diyorlar ki 'Terör sorununu biz çözeceğiz'. Ama 'Türkiye'de Kürt sorunu yoktur' diyorlar. Eğer bir sorunun olup olmadığına o ülkede yaşayanlar değil de yönetenler karar veriyorsa o ülkede diktatörlük var demektir. Bugün 'Kürt sorunu yok' diyenler, Esenyurt'ta yaptıklarıyla, kayyum politikalarıyla Kürt sorununun var olduğunu, kendileri sadece Türkiye'ye değil bütün dünyaya ilan etmişlerdir.
Recep Tayyip Erdoğan, ahmak davasıyla, kumpas davasıyla mı onunla mı bununla mı diye düşünme. Aklından geçeni piyonlarına, cellatlarına yaptırmaya çalışma. Cesaretin varsa, zaten bıçak kemikte, kaçma, gel çık karşımıza. Biz seçime hazırız. El mi yaman, bey mi yaman…
Recep Tayyip Erdoğan, sen dün sözünü söyledin. Maşanla, silahşorunla, talimatınla sözünü söyledin. Çirkin kayyumunu, Beyoğlu'nda partili kaymakam olan kişiyi dün Vali Yardımcısı yapıp Esenyurt'un başına yolladın. Senin sözün bu. Bak Esenyurt'un meydanı sözüne karşı ne diyor duyuyor musun? "Hükümet istifa!
"HALKIN HESABI KOLTUK HESABINI BOZACAK"
Senin seçim kaybetme korkun, o yüzden Esenyurt'tan başlayarak İstanbul'u, İstanbul'dan başlayarak Türkiye'yi kuşatma gayretin ve kirli hesaplarının hepsinin farkındayız. Türkiye'de yeniden bir kutuplaşma istiyorsun. İstiyorsun ki kutuplaşma, gerilim olsun, vatandaş derdini konuşamasın. Yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı… Senin derdin tartışma yaratmak, gerilim çıkarmak. Mirasçısı olduğunuz FETÖ'vari kumpas yöntemlerine başvurmaları güçlerinden, cesaretlerinden değil acizliklerindendir. Birlikten beraberlikten yana değiller, ayrılıktan, kavgadan, gözyaşından beslenmek isterler. Kavganın gürültüsü halkın sesini bastırsın isterler. Bunun için oyun kuruyorlar. Ama biz milletin gündemini konuşup halk iradesinin yanında duracağız. Belli bir koltuk, bir al ver hesabı var. Ama emin ol ki milletin hesabı, halkın hesabı, koltuk hesabını bozacak.
Artık geriye dönüş yoktur. Buradan, durumundan rahatsız olan herkesi sesini yükseltmeye davet ediyorum. Kimse sessiz kalmamalıdır. Herkes sözünü söylemelidir. Aydınlar, sanatçılar, sendikacılar, odalar, Türkiye'nin sokulduğu bu otoriter bu baskıcı yoldan memnun olmayan herkes sesini yükseltmelidir. Hep beraber haykıracağız, hep beraber başaracağız, hep beraber kazanacağız.
İktidarda kalmak için illa bir anayasa değişikliğine ihtiyaç var. Önce Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'u yolladılar. Dedim ki ne konuşuyoruz? Anayasaya uymayan biriyle anayasa olur mu? Tayfun Kahraman, Gezi tutsakları içerideyken, Can Atalay içerideyken, AYM yok sayılırken, AİHM kararlarına uyulmazken, Kürtlerin seçtiği neredeyse bütün siyasetçiler içerideyken ne anayasası dedim.
"NE DEMİRTAŞ'IN NE CAN'IN NE TAYFUN'UN NE KAVALA'NIN TUTSAKLIĞI HUKUKİDİR"
Geçtiğimiz hafta Sayın Demirtaş'a gittim, kendisiyle görüştüm. Ne onun tutsaklığı hukukidir, ne Can'ın ne Tayfun'un ne Kavala'nın ne diğer arkadaşlarımızın.
"ANAYASA DEĞİŞTİRMEYE BİZ YOKUZ"
Bunu söyleyince bu sefer başka bir işe kalkıştılar. Devlet Bahçeli eliyle Kürt sorununu görmeyen bir açılım tarifi yaptılar. Bir kişi konuşacak, bir kişi de istediğini alacak. Bu al ver ile her iş hallolacak. Buna karşı Meclis vurgusu, şeffaflık ve samimiyet çağrısı ve toplumsal mutabakat çağrısı yaptım. Yapmaya devam ediyoruz. Anaların göz yaşının durması için her şeye varız, gizli pazarlıklara ve anayasa değiştirmeye yokuz biz yokuz.
"SİNEİMİLLET TUZAĞINA KİMSE KAPILMASIN"
Şimdi yeni bir oyun var. Anayasayı değiştirmenin yeni bir oyununu bulmuşlar. Birtakım sosyal medya hesaplarından hep birlikte şöyle yazıyorlar. "DEM Parti, CHP, muhalefet Meclisten çekilsin. Sineimillete dönün, erken seçim yapılsın." Ben size hesabı söyleyeyim. Tut ki 200 vekil sineimillet dedik. Sineimillet erken seçim doğurmuyor, ara seçim doğuruyor. Ara seçim 90 gün sonraki ilk pazar günü. Sen çekilmişsin bir daha girmiyorsun, AK Parti ile MHP giriyor. O 200 milletvekilinin 100'ünü alıyor. Mevcut 320'nin üstüne ekliyor. 400 vekili alıyor, ne sana ne bana ne başkasına ihtiyacı olmadan anayasayı değiştiriyor, canı ne istiyorsa onu yapıyor. Buradan bütün muhalifleri uyarıyorum. Sineimillet demek erken seçim demek değildir, 90 gün sonra ara seçimdir. AK Parti ile MHP'nin kurduğu tuzaktır. Bu tuzağa kimse kapılmasın. Ama biz erken seçim için ne gerekiyorsa onu yaptırmaya, sesimizi yükseltmeye hep beraber mecburuz.
"GRUP TOPLANTISINI SİLİVRİ CEZAEVİ ÖNÜNDE YAPACAĞIM"
Yarın sabahleyin grup toplantımızı, Ahmet Özer'i ziyaretimin hemen sonrasında Silivri Cezaevi'nin önünde yapıyorum. Ardından CHP grubunun başka bir şehirde planlanan toplantılarını iptal ettik. Burada önümüzdeki dönem muhalefetle dayanışmayı, iktidar ile mücadeleyi, erken seçim için yapılması gereken her şeyi konuşacağız. Ahmet Başkan'a sahip çıkmayı da Esenyurt'un iradesini de İstanbul'un muhafızının muhafazasını da ve eninde sonunda o sandığı getirip Recep Tayyip Erdoğan'ı göndermeyi de konuşacağız ve başaracağız."
BELEDİYE BİNASI ABLUKADA
Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine kayyım atanmasının ardından belediye binası ablukaya alındı. Çevik kuvvet dahil çok sayıda polis ekibi belediye çevresini, çevredeki cadde ve sokakları bariyerlerle kapattı.
CHP'LİLER ENGELLENDİ
Saat 16.00'da yapılması planlanın protesto için CHP otobüsü 12.00 sıralarında Esenyurt Meydanı'na sokulmak istendi. Ancak polis araçları önüne çekilerek meydana girişi engelenmeye çalışıldı. O anlarda yurttaşlar "Hak, Hukuk, Adalet" sloganları atarak engellemeye karşı çıktı. yola barikat kuran polis partililerin yürümesine izin vermedi. Meydana yürümek isteyen CHP’lilerin barikatı zorlaması sonucu polis biber gazı sıktı.
CHP'li milletvekilleri Mahmut Tanal ve Ali Mahir Başarır'ın görüşmesi üzerine aracın Esenyurt Meydanına girişine izin verildi.
ESENYURT MEYDANINA ÇAĞIRDI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MYK öncesi geldiği Esenyurt Belediyesi önünde "Sayımızı az gösterenlere inat saat 16.00'da toplanacağımız yer Esenyurt Cumhuriyet Meydanı olarak değiştirilmiştir. Tüm yurttaşları bekliyorum. Tüm İstanbulluları bekliyoruz, bu kirli oyuna karşı halkın iradesini savunacağız" çağrısı yaptı.
October 31, 2024
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu da sosyal medya hesabından eyleme "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” Esenyurt'ta millet iradesine yapılan müdahaleye, suç uydurmaya, sipariş davaya ve hukuksuz kayyım uygulamasına karşı tüm İstanbulluları saat 16.00'da Esenyurt Meydanı'na davet ediyorum. Millet iradesinin önüne kimse geçemez.” ifadeleri ile çağırdı.
Yurttaşlar öğle saatlerinden itibaren Esenyurt Meydanı’nda toplandı.
Yurttaşlar, belediye başkanının serbest bırakılmasını talep etti. Halk, belediye başkanının görevine iade edilmesi çağrısını yinelerken, bu tutuklamanın siyasi olduğunu dile getirdi.
October 31, 2024
(POLİTİKA SERVİSİ)