01 Kasım 2024 04:30

Müzisyen Vedat Yıldırım: Barış ortamı bizim için su gibi, hava gibi

Ülke gündemi ve kültür-sanata dair konuştuğumuz, Kardeş Türküler ve Bajar Gruplarının Solisti Vedat Yıldırım, “Barış ortamı, müziğimizle farklı kesimlere ulaşabilmemiz için temel bir ihtiyaç” dedi.

Vedat Yıldırım | Fotoğraf: Kişisel arşiv

Paylaş

Mehmet Murat YILDIRIM

Kardeş Türküler ve Bajar gruplarıyla tanıdığımız Müzisyen Vedat Yıldırım ile gerçekleştirdiğimiz özel söyleşide, ülke gündeminden sanata kadar birçok konuyu ele aldık. Yıldırım, “Barış bizim için su gibi, hava gibi. Barış ortamı, müziğimizle farklı kesimlere ulaşabilmemiz için temel bir ihtiyaç” dedi.

"KÜLTÜREL ÇOĞULCULUĞA İHTİYAÇ VAR’"

Kardeş Türküler olarak 30 yılı aşkın süredir Türkiye'nin kültürel çeşitliliğini müziğe yansıttıklarını söyleyen Yıldırım, “Projemize başladığımızda Türkiye'de farklı bir sosyolojik yapı vardı, ama bugünden baktığımızda, özellikle son dönemde göç ve göçmenlerle birlikte kültürel çoğulculuğun yeni bir aşamaya geçtiğini görüyoruz. Son 10 yılda Türkiye'ye 10 milyonun üzerinde insan yerleşti. Evet, ‘Geri dönsünler’ gibi söylemler üretiliyor ama gerçekçi olmak gerekirse, bu insanlar artık burada; çocukları büyüdü, iş yerleri açtılar, mahalleleri oluştu. Şimdi yapılması gereken, bu durumu bir fırsata dönüştürmek. Kucak açmak, pozitif bir entegrasyon sağlamak gerekiyor; aksi halde herkes kendi gettosuna kapanır, toplumsal güven zedelenir. O yüzden biz de müziğimizde bu yeni sosyolojik yapıyı nasıl yansıtabiliriz, onu düşünüyoruz. Türkiye'nin bu kültürel çoğulculuğa gerçekten ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz; bu, toplumun her kesimi için daha güvenli, kapsayıcı bir yapı sunacak” diye konuştu.

"TÜRKİYE MOZAİK Mİ MERMER Mİ?"

Türkiye'de genelde “çok kültürlülük” teriminin kullanıldığını fakat aslında “kültürel çoğulculuk” sözünün daha doğru bir ifade olduğunu vurgulayan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, tek bir dil, tek bir millet, hatta tek bir mezhep etrafında birleştirilmeye çalışıldı uzun yıllar. Mesela Alparslan Türkeş'in o meşhur ‘Ne mozaiği? Türkiye mermer gibi bir bütündür’ sözü, bu tekçi anlayışın simgesi. Ama işte soru şu: Türkiye gerçekten bir ‘mermer’ mi, yoksa ‘mozaik’ mi? Farklı kültürlerin, inançların, dillerin yan yana durduğu bir ülke değil mi? Aslında kültürel çoğulculuk tam da burada devreye giriyor. Herkes kendi kimliğini korusun ama bir arada yaşamanın, birlikte bir gelecek hayali kurmanın yollarını bulalım. Kendi içine kapanmak değil; birbirimizle temas etmek, kültürleri kaynaştırmak önemli olan. Bu bakış açısıyla Türkiye, mermer gibi yekpare ya da birbirine karılmamış renkli taşlardan oluşan bir mozaik değil, kimilerinin dediği gibi akışkan ebruvari bir yer olarak düşünülmeli.”

"MÜZİĞİMİZLE GÖNÜL BAĞI KURMAYA ÇALIŞIYORUZ"

Kardeş Türküler olarak toplumsal barışı savunduklarını söyleyen Yıldırım, “Barış, bizim için adeta su gibi, hava gibi. Barış ortamı, müziğimizle farklı kesimlere ulaşabilmemiz için temel bir ihtiyaç. Toplumun kutuplaştığı, gerginliğin arttığı dönemlerde Türkiye'nin bazı şehirlerine bile gidemiyoruz; toplumsal barışın olmadığı yerlerde kardeşlik köprüsü kurmak zorlaşıyor. Bu yüzden barış sürecine nasıl katkı sunabiliriz diye düşünüyoruz. Konserlerimizde farklı dillerden, kültürlerden insanlar bir araya geliyor. Hiç Ermenice dinlememiş ya da Ermeni kültürüne yabancılaşmış birine, müziğimiz aracılığıyla gönül bağı kurmaya çalışıyoruz. Yıllardır bu köprüleri kurmak için uğraşıyoruz ama bu tür çoğulcu sanat projelerinin daha da artması gerekiyor. Birlikte yaşamaya dair umutların yeşerdiği bir ortam, müzikle sağlanan o kültürel yakınlaşmayı daha mümkün kılacak” dedi.

"SİLAHLARIN SUSMASI GEREKİYOR"

Gündemdeki çözüm sürecine dair de konuşan Yıldırım, “En kötü barış, savaştan iyidir. Gerçekten de çatışmayı yaşayan bilir. Bu süreçte haksız yere hapiste olanlar var, ömrünü parmaklıklar arkasında tüketenler... Onları düşünmeden bu meseleleri ele almak mümkün değil. Türkiye artık kimlik meselesini aşarak sınıfsal konuları, emeği, sömürüyü de konuşabilmeli. Ancak Kürt meselesi tüm bu konuların önünde, 20 milyon insanın kendini eşit yurttaş hissetmediği bir ortamda yaşıyoruz. Bu, onur ve eşitlik meselesi. O yüzden biraz bekleyip görmek gerek. Ama umut ediyoruz ki bir gün, bu topraklarda barış ve adalet kazanacak” ifadelerine yer verdi.

Çatışma ortamının halkları karşı karşıya getirdiğini ifade eden Yıldırım, “Bir ok yayı gibi, gerginlik artıyor ve halklar birbirine karşı bileniyor. Özellikle can kayıpları büyük bir acı yaratıyor. Artık her alanda, gerçekten silahların susması gerekiyor; tüm taraflar açısından bu çok önemli. Mesela Rojava'ya baktığımızda, orası biraz da Suriye'nin iç meselesi. Orada bir dönem Kürtlerin kimliği bile yoktu; devlet onlara kimlik bile vermiyordu. Şimdi ise Kürtler, Türkmenler gibi farklı halkların birlikte var olduğu çoğulcu bir yapı kurmaya çalışıyorlar. Orada da halklar kendi yaşam alanlarını yaratmak istiyorlar” diye konuştu. 

ÖNCEKİ HABER

Dilruba Kayserilioğlu'na 'Cumhurbaşkanına hakaret'ten 11 ay 20 gün hapis cezası

SONRAKİ HABER

KESK’ten Esenyurt tepkisi: İktidar, hukuku ve masumiyet karinesini ayaklar altına aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa