2025 Bütçesinden tarıma destek çıkmadı: Gıdada arz açığı büyüyor
2025’te Anayasaya göre milli gelirin yüzde 1’i olması gereken tarım desteği bu miktarın 6 da biri oranında olacak. CHP’li Gürer tarımda destek eksikliğinin gıda tedarik zincirinde yarattığı tehlikeye
Fotoğraf: CHP basın
2025 yılı bütçesinden ayrılan tarımsal destek olarak verilecek toplam tutar 135 milyar TL oldu. Tarım Kanunun 21. maddesine göre milli gelirin yüzde 1’i oranında verilmesi gereken destek tutarı ise 615 milyar TL. CHP Niğde Milletvekili Fethi Gürer Tarımda ve hayvancılıkta yapılan desteklerin yetersizliğine ve üretici köylülerin 2025 yılı destekleriyle de mağdur edildiğini ifade etti. Gürer, “2024 yılı için milli gelirin %1'i 411 milyar liraydı, 91 milyar verildi. 2024 ve 2025 yılı için çiftçiden iki yılda hakkı olduğu için verilmeyen desteğin toplam tutarı 800 milyar lirayı buluyor. Çiftçilik yapan da, besicilik yapan da yeterli desteği almıyor. Örneğin mazot desteği 2023 yılında 11 milyar liraydı, 2024 yılında 16 milyar TL'ye çıktı, 2025 yılında ise mazot desteği olarak 20 milyar TL Cumhurbaşkanlığı'nın yıllık programındaki hedeflerde yer aldı. Ülkemizde tarım kesimi 3 milyar litre mazot tüketiyor. Mazotta ÖTV ve KDV olarak devletin tarım kesiminden aldığı para 45 milyar TL'yi buluyor. Mazot için bir destekten söz etmek için tarım kesiminde ÖTV ve KDV alınmamalıdır. 20 milyar TL destek vereceksiniz, 45 milyar TL ÖTV ve KDV alacaksınız. Mazota yıl içinde gelecek yeni zamlarla bu rakamlar daha da artacak, sonra destek verdik diyeceksiniz. İşte bu destek değil, köstek olmaktır" dedi.
GIDA DA ARZ AÇIĞI VAR
Gürer, ülkede 21 gıda ürününde arz açığı olduğunu, yazılı soru önergesine önceki dönem bakanların yanıt olarak verdiğini belirtti. Gürer, "Gıdada arz açığını çok gündeme getirdik, belirttik ama bakanlık arz açığı olmadığını, Türkiye'nin tarım ürünlerinde tam bir ihracatçı olduğunu söyledi. 2025 yılı bütçe hedeflerinde Cumhurbaşkanlığı verilerine göre arz açığı bulunan ürünler için ayrılan bütçe 7 milyar 337 milyon TL. İktidara soruyorum, eğer açığınız yoksa bu bütçeyi niye ayırdınız? Açığınız varsa kamuoyuna doğru bilgi verip planlama yaparak neden bu açığı kapatmıyorsunuz? Türkiye'de 21 üründe arz açığımız var. Bunlar da stratejik ürünler" dedi.
TÜRKİYE 113 ÜLKE ARASINDA 49. SIRADA
Cumhurbaşkanlığı bütçesinde hedefler bölümünde Türkiye'nin 2022 yılı küresel gıda güvenliği endeksine göre genel programlamada 113 ülke içinde 49. sırada gösterildiğini ifade eden Gürer Türkiye'nin buğdayda, fasulyede, ayçiçek ham yağında, pirinçte, nohut, mısır ve soyada ithalat yapmak zorunda kaldığını belirti, "Türkiye'nin gıda konusundaki riski, 21 üründeki arz açığını gidermeye yönelik üretim politikalarının oluşturulması şarttır. Ülke genelinde bölgeler belirlenmeli, hangi bölgede hangi üründe verim alınıyorsa ve hangi bölgede hangi ürün daha az suyla üretim yapılabiliyorsa özellikle kuraklık olan bölgelerde bu ürünlerin yetiştirilmesi lazım" diyen Gürer, "2001 yılından bu yana bu ülkede tarım sayımı yapılmıyor. Envanterlerdeki bilgiler gerçekçi değil, yalanlanan sonra gerçek olduğu Cumhurbaşkanlığı yıllık programı 2025 verilerle ortaya çıkan durumlar var. Kamuoyuna doğru bilgi verilmeli, doğru planlamayla üretim gerçekleştirilmeli, ette fiyatların düşmesi için yem sübvanse edilmeli, gıdada fiyatların düşmesi için gübre başta olmak üzere mazotta, ilaçta, tohumda gerekli destekler verilmelidir. Üretilen ürünler tarlada israf olmadan değer bulmalıdır" diye konuştu.
GIDADA TEHLİKE ÇANLARI
Gürer "İktidar tarım kesimine destekten çok köstek oluyor. Gübre ve yemde sübvanse edilmemesi maliyetleri olumsuz etkiliyor. Gıda tedarik zincirlerinin bozulması, iklim değişiklikleri, afetler, tarımsal girdilere erişimde yaşanan aksaklıklar, ürün fiyatlarına da doğrudan yansıyor. Ancak bu yıl çiftçi için gerçekten tam bir kara yıl oldu. Ürettiği ürünler önemli ölçüde tarlada kaldı, beklenen fiyatlar oluşmadı. Girdi maliyeti arttı, yanı sıra artan işçilik ve nakliye nedeniyle çoğu yerde tarımsal ürünler toplanmadan tarlada bırakıldı. Bu da bir milli servettir ve önemli bir kayıptır. Bölgemde Boztoprak domatesin tarlada kalıp çürümesiyle kırmızı renk almış durumda. Böylesine problemli bir yıl geçti, iktidar bu süreci seyretti. Üreteni de tüketiciyi de mağdur etti. Serbest piyasa ekonomisi tarımda önemli yaralar açtı" ifadelerini kullandı.