Patron, kadın işçiden tasarruf ediyor
'Uyurken bile dikiş sayıklıyorsun. Parça mal yetiştirme ve parti mallarının zamanında yetişmesi için yarış atına dönüşüyorsun.'
Hilal Tok/Evrensel
Uğur Balkuv’da çalışan bir tekstil işçisi
Ümraniye-İstanbul
Uğur Balkuv Triko Fabrikası’nda çalışan 10 yıllık bir kadın işçiyim. Dünya markalarına üretim yapıyoruz. Uğur Balkuv, 1993 yılından beri Hugo Boss, Diesel, Zara, Massimo Dutti, Esprit, Timberland gibi dünyaca ünlü birçok markaya ürün yapıyor. Peki bize işçi olarak verilen bir değer var mı? Bizim ücretlerimiz Avrupa ülkelerinin işçileriyle aynı mı? Elbette ki bu sorulara hayır yanıtını veriyoruz. İşçilerin değeri yok, kadın işçilere de ayrıca değer verilmiyor.
PATRONUN HEDEFİ KADIN İŞÇİLER
Biz kadın işçiler köle gibi çalıştırılıp patronun işine gelmediği zaman da kapı önüne konulan bir insan yerine konuluyoruz. Oysa Uğur Balkuv Triko bizim ürettiklerimizle trilyonları kazanıyor, kâr üstüne kâr ediyor. İşler durgun olduğunda, istihdam daralmasına gidildiğinde, ücretsiz izin uygulamalarında ilk önce biz işten atılıyoruz. Çünkü Uğur Balkuv patronu da OSB patronları da MİNSET tekstil, ADA Tekstil patronları da biliyor ki örgütsüzüz. Birliğimiz yok.
SÜREKLİ KAYGI İÇİNDE BİR HAYAT
Çalışırken mobbinge uğrama, taciz ve hakaretler birer kural haline getirilmiş. Onca erkek işçi içinde çalışmak; özel güvenlik, idari amir ve idari müdürle iç içe çalışmak biz kadın işçiler için oldukça kötü bir durum. İllahi mahkemelik bir taciz olayına gerek yok. Bu kadar taciz, tecavüz, cinayet gibi hallerin arttığı bir dönemde eve gidinceye kadar hep kaygı ve korku içindeyiz.
Çoğumuz antidepresan kullanıyor. Doktorlar kaygı bozukluğu, depresif durum, sosyal ilişkilerde bozukluk ve endişe halleri teşhisleri koyuyorlar. Bizim sağlığımız bozuluyor. Ama patron buna bakmıyor. İş azaldı, markalar işi biraz askıya aldılar diye işten atma ve ücretsiz izin uygulamalarına başlıyor. Özellikle kıdemli işçi arkadaşlarımız hedef alınıyor, ihtiyaç duyulduğunda asgari ücretle yeniden işe alma uygulamaları yapılabiliyor. İstihdam daralması olmasa da patronumuz dilediği gibi davranabiliyor. Elinden gelse servis hakkımızı elimizden alacak. Zaten yakın bölgelerde oturan, yakın ilçe merkezlerinde oturan kadın işçiler özellikle tercih ediliyor.
İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ HAK GETİRE!
İş güvencemiz yok. İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri yok. Parmak uçlarımız, kol ve bileklerimizdeki iğne yaraları, kas ezilmeleri, sinir kopmaları görmezden geliniyor. “Basit ve üzerinizde bir travma yaratmıyor” deyip geçiştiriyorlar. Anlaştıkları özel sağlık kuruluşlarına bizi gönderiyorlar, işe girerken bile buralardan sağlık raporları alıyoruz.
Hasta olsak bile rapor, izin alamıyoruz. Defolu mal üretmemek için sürekli dikiş ve kesime odaklandığımız için gözlerimiz bozuluyor, numaralı gözlük takmak zorunda kalıyorsun.
Kısaca bir değerimiz yok. Son birkaç ayda 100-200 işçi arkadaşımız üçer beşer işten atıldılar. Bir hak talep edemiyorsun. İşten atıldığımızda avukat parasını ve özel arabulucuya gitmenin külfetini de biz ödüyoruz.
‘UYURKEN BİLE DİKİŞ SAYIKLIYORSUN’
Uyurken bile dikiş sayıklıyorsun. Parça mal yetiştirme ve parti mallarının zamanında yetişmesi için yarış atına dönüşüyorsun. Nasıl olsa patronun seyisliğini yapan ustabaşı ve idari amirler var. Ağır küfürlere, hakaretlere ağza alınmayacak sözlü tacizlere maruz kalan biziz.
Ama Uğur Balkuv Triko’da çalışan kadın işçiler artık uyanış içinde. Birliğini sağlayıp örgütlenmeyi, sendikalı olmayı konuşuyor. Diyoruz ki işten atmalar yasaklansın. Asgari ücret en az 35 bin lira olsun. Hafta sonu çalışma yasaklansın. 35 saat 40 saatten fazla çalışma olmasın. Bayram ve resmi tatillerde çalışma iki veya üç yevmiye ücreti olsun. Boyahane bölümü başta olmak üzere yükleme ve boşaltma bölümlerindeki işçi arkadaşlarımızın işçi sağlığı ve iş güvenceleri sağlansın.