04 Kasım 2024 21:28

TÜSİAD görevden almaya değil, atamaya itiraz etti

Kayyumlarla ilgili açıklama yapan TÜSİAD, “Görevden alınan yerel yöneticinin yerine gelecek kişi demokratik yollarla belirlenebilmeli" ifadelerini kullandı.

TÜSİAD logosu

Paylaş

İstanbul'da Esenyurt Belediyesi'nin ardından Mardin Büyükşehir Belediyesi, Batman Belediyesi ve Şanlıurfa'nın Halfeti Belediyesine kayyum atandı. Bu kararlar sonrası Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) yazılı açıklama yayımladı. Görevden almaya değil, atamaya itiraz eden TÜSİAD, “Görevden alınan yerel yöneticinin yerine gelecek kişi demokratik yollarla belirlenebilmeli" ifadelerini kullandı.

TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için özgürlükleri daraltan düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalıyız. Ülkemizin dünyada siyaset ve ekonomi alanındaki etkisini, demokrasisinin ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir. Kanunlar tüm vatandaşları ve kurumları bağlayıcıdır. Bununla birlikte, gündeme gelen her bir siyasi gelişme veya mevzuat değişikliği algı ve beklentiler üzerinde önemli bir etki yaratmaktadır. Bu nedenle her bir adımımız demokrasinin ve güven ortamının iyileştirilmesi beklentilerine hizmet etmelidir. Yerel yönetimlere kayyum tayini uygulaması, sonuç olarak o kentte ve ilçelerde yaşayan yurttaşları seçilmiş bir yerel yönetimden mahrum etmek sonucunu doğurmaktadır. Kayyum ataması bağlamında cezalandırılan, görevden alınan yerel yönetici değil, onu seçen halk olmaktadır. Görevden alınan yerel yöneticinin yerine gelecek kişi demokratik yollarla belirlenebilmeli ve görevden alınan yerel yönetici hakkındaki ceza soruşturması da bir taraftan kendi mecrasında sürdürülebilmelidir.

Yine son haftalarda TBMM gündemine gelmiş olan ve kamuoyunda “etki ajanlığı” olarak bilinen Türk Ceza Kanunu değişikliğinin içerdiği belirsizlikler, çelişkili ve tartışmaya açık uygulamalara neden olabilecek ve hak ve özgürlüklere orantısız bir sınır getirebilecektir. Mevcut haliyle, STK’ların, basının, araştırmacı ve akademisyenlerin hangi eylemlerinin suç oluşturabileceğine dair çok sayıda belirsizlik içeren yeni suç tarifinin herkes için güvensiz ve öngörülemez bir ortam yaratması riski bulunmaktadır. Önümüzdeki önemli toplumsal ve ekonomik sorunları aşabilmek için özgürlükleri daraltan düzenleme ve uygulamalardan kaçınmalı, hukuk güvenliği ile öngörülebilirliği sağlamalıyız." (POLİTİKA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

Yayınevi emekçileri: “Fuarlarda fazla mesai var, mesai ücreti yok”

SONRAKİ HABER

Sırbistan'da 14 kişinin öldüğü kazanın ardından Bakan Vesic istifa etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa