Sevda Karaca: Sermaye terörüne ve irade gasbına karşı mücadeleyi birleştirelim

EMEP Milletvekili Sevda Karaca, tek adam rejiminin sermaye terörüne ve halkın seçilmiş iradesinin gasbına karşı mücadeleyi birleştirme ve yüksetme çağrısı yaptı.

05 Kasım 2024 18:17
Son Güncellenme Tarihi: 05 Kasım 2024 22:01
Paylaş

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen DEM grup toplantısına katılarak destek verdi. İktidarın uzattığı elin "Şimşek programıyla halkı vergi yükünü altına sokan, insanları açlıkla sınayan, eğitimsizlik ve sağlık hakkının gasbıyla sınayan el ile aynı el" olduğunu belirten Karaca, "Bu dışa itme operasyonuyla birlikte bir bütün olarak ülkede tek adam rejiminin sermaye terörünü dizginsizce uygulamaya çalışıyor. Biz bu sermaye terörünün dizginsizliğine karşı işçilerin, emekçilerin, Kürt halkının barış mücadelesi, eşitlik mücadelesi, demokrasi mücadelesi, irade mücadelesiyle birleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

"İRADESİNİ ORTAYA KOYAN HALKLAR CEZALANDIRILIYOR"

Evrensel'e konuşan Sevda Karaca şu değerlendirmelere yer verdi:

"Mardin Belediyesi önünde Kürt halkının iradesine sahip çıkma mücadelesi için tuttuğu nöbetteyiz. Bugün ülkenin dört bir tarafında Şimşek programı ile halkların boğazına çökenler aynı zamanda Kürt halkının da iradesini elinden almak için yine düğmeye bastı. Biz bu düğmeye basan elleri tanıyoruz. Bu eller size tarihi bir fırsat sunuyor diye çözüm adı altında halkı iradesizleştirmeye çalışanlarla aynı el... Bu el ülkenin dört bir tarafında işçi direnişlerine de neden olan ekmeği küçülten Şimşek programıyla bizi vergi yükünü altına sokan, her tarafta insanları artık açlıkla sınayan, eğitimsizlik ve sağlık hakkının gasbıyla sınayan el aynı el... Ve bu el bugün özellikle Kürt illerinde 'terör' başlığı altında 'terör' kıyafeti giydirerek esas terörizmi kendisi uyguluyor halklara. Ve çok iyi biliyoruz ki esas olan onların bölücülüğü. Onların bölücülüğünün sonuçlarıyla bugün biz karşı karşıyayız. Çünkü bugün iradesini ortaya koyan, kendi seçilmişleriyle bu belediyelerde hizmet almak için birlikte elini taşının altına sokan halkların cezalandırıldığı bir süreçte karşı karşıyayız.

"MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ"

Biz kayyum ve kumpas siyasetinin aynı zamanda halkla iç içe olmanın, iktidarın çökerttiği yaşamın yeniden kurulmasının can damarı olan yerel yönetimlere yönelik olmasının da önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu çökertme planı yerelden genele bütün halkı siyasetin dışına, barışın, eşitliğin, demokrasinin dışına itmeye çalışıyor. Bu dışa itme operasyonuyla birlikte bir bütün olarak ülkede tek adam rejiminin sermaye terörünü dizginsizce uygulamaya çalışıyor. Biz bu sermaye terörünün dizginsizliğine karşı işçilerin, emekçilerin, Kürt halkının barış mücadelesi, eşitlik mücadelesi, demokrasi mücadelesi, irade mücadelesiyle birleşmesi gerektiğini düşünüyoruz. Emek Partisi olarak nerede halkın iradesine bir ipotek koyma girişimi olursa orada halkla yan yana olmaya, mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Esenyurt'tan Mardin'e, Batman'dan Halfeti'ye nerede kayyum siyasetiyle, kumpas siyasetiyle seçilmişleri ortadan kaldırmaya, seçilmişleri iradesini veren halkın kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışan bir bölücülük varsa onun karşısında halkı birleştirmenin her yerde mücadelesini hep birlikte vereceğiz. Emek Partisi olarak buradayız.

‘BURSA’DA ÜRETİCİYE SALDIRANLA KAYYIM ATAYAN AYNI ANLAYIŞ’

Akşam saatlerinde ise Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan Mardin’deki nöbet eylemine katıldı. Hakkari, Mardin, Batman, Halfeti, Esenyurt'a kayyum atayan anlayışla, Uzungöl yaylasını kirleten, Karadeniz'deki derelerin üstüne HES'leri, RES'leri diken anlayışın; Bursa'daki üreticiye saldıran iktidar ile halkın dilini yasaklayan anlayışın aynı olduğunu söyleyen Aslan, “Milyonlarca işçiyi açlık sınırında yaşamak zorunda bırakan anlayışla Kürt halkının özgürlük ve eşitlik taleplerini zorla bastırmaya çalışan anlayış aynıdır. Türk ve Kürt işçi ve emekçilerin de ortak düşmanı var. Bu ortak düşman bizleri ağır koşullarda çalıştıran, bizlerin dilini yasaklayan, milyonlarca insanın oy verdiği partileri kapatan, yüz binlerin oy verdiği belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum atayan anlayış aynıdır. Türk ve Kürt halkı artık birbiriyle dayanışan değil, ortak mücadele eden bir halk olmak zorundadır” dedi. (Mardin/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Boğaziçi'ye IŞİD destekçisi akademisyen iddiası | "Bilimsel üniversiteye saldırıdır"

SONRAKİ HABER

UCM Başsavcısı Han: Herkes ölene kadar beklemeli miyim?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa