Siyaset Bilimci Dr. Reyhan Ünal Çınar: CHP doğru yolu nasıl planladığını anlatmalı
İktidarın “iç cephe” söylemiyle attığı adımları değerlendiren Siyaset Bilimci Dr. Reyhan Ünal Çınar, iktidarın Kürt sorunu üzerinden muhalefeti bölmek ve parçalamak istediğini söyledi.
Reyhan Ünal Çınar | Fotoğraf: Evrensel
Şerif KARATAŞ
Siyasettin gündemi “iç cephe”, Öcalan’a çağrı ve ardından gelen kayyımlarla hareketlendi. İktidarın “iç cephe” söylemiyle attığı adımları değerlendiren Siyaset Bilimci Dr. Reyhan Ünal Çınar, iktidarın Kürt sorunu üzerinden muhalefeti bölmek ve parçalamak istediğini söyledi. Özel’in “Bu kez doğru olanı yapacağız” sözlerine de değinen Çınar, “Ana muhalefet partisi çıkıp bize o doğru yolun ne olduğunu ve o doğru yola nasıl ulaşmayı planladığını anlatmalı” dedi.
Bahçeli’nin çıkışıyla başlayan sürece dikkat çeken Çınar “Çözüm süreci tartışmaları bir ilk değil. Benzer bir tartışma sürecini 2015 yılı temmuzuna kadar da deneyimlemiştik. Önümüzde uzun zamandır yalpalayan, bu yalpalamasıyla da öngöremediğimiz bir iktidar var. Üstelik bence sadece bizler değil, iktidarın kendi içerisinde de bu öngörülemezlik söz konusu” dedi. İktidarın bir beklenti yaratmak istediğine vurgu yapan Çınar, “Ama bence bunun illa Kürt sorununun çözümüne dair olması gerektiği yönünde bir derdi yok. Peki, o zaman neden Kürt sorununa odaklanıyor? Bununla ilgili çeşitli tespitler söz konusu. Bunlardan ilki dış politikayla ilgili olduğuna dair. Bu tespitin temeli daha ziyade Ortadoğu’da, özellikle de Suriye ve İran’la ilgili gelişmeleri referans alıyor. İkinci bir tespit de içeride yaşanan krizleri maskelemek, unutturabilmek için iktidarın böyle ‘çıkışlar’ yaptığı” diye konuştu.
İKTİDARIN ASIL AMACI MUHALEFETİ BÖLMEK
Kürt meselesinin, en netameli mesele olması nedeniyle işlevsel bir araç olarak görüldüğünü dile getiren Çınar, şöyle devam etti: “İktidarın asli amacı muhalefeti bölmeye, parçalamaya devam etmek. Buradansa iki sonuca ulaşabiliriz. İlki iktidarın bu hamlesinden hareketle iktidarın dahi eldeki tek seçeneğinin karşı cenaha, muhalefete ilişkin bir şeyleri değiştirmek olduğu ve bunu kendisinin bile kabullendiği. Bir diğeri de bu durum aynı zamanda muhalefetin de bir istikrar kazanamamış olduğunun dolayısıyla ‘kolay lokma’ olduğunun kanıtı. Burada en önemli pay ana muhalefet partisinin elbette.”
Hukuk devleti, insan haklarına dayanma gibi prensipleri terk etmiş, varlığını bunlara karşı çıkarak koruyan bir iktidarın var olduğuna dikkat çeken Çınar, “Özgür Özel bu süreci kastederek bu kez doğrunun tarafında olacağız dedi. Bence artık ana muhalefet partisi çıkıp bize o doğru yolun ne olduğunu ve o doğru yola nasıl ulaşmayı planladığını anlatmalı. Yoksa iktidar sizin tam da erken seçim tartışmalarını başlattığınız bir zamanda Kürt meselesi gibi amasız fakatsız yaklaşamadığınız konularda sizi gafil avlayacak çıkışlarda bulunabilir” dedi.
"HANGİ NORMALLEŞME?"
Ardı ardına kayyım haberleri geldiğine vurgu yapan Çınar, “Yani önce seçmen iradesi, ardından da kayyım atamaları vb. durumlarda hukukun öngördüğü işleyiş uygulanmayabiliyor ve üstelik tüm bunların devletin bekası için yapıldığı söyleniyor. Bu anlamda ‘normalleşme’ çıkışı önemli bir sınavdı ve muhalefet açısından başarılı sonuçlanamadı. Normalleşme gibi durumlara dahil olmak, muhalefet açısından reaktiflik ve devletçi anlayışın devam ettirilmesi anlamına geliyor. Zira böyle bir durumda bir yandan iktidarın söylemine angaje olmaya devam ediyorsunuz bir yandan da tıpkı iktidar gibi bir beka söylemine eklemleniyorsunuz. O zaman şunu sormak gerekmez mi? Normalleşme yeni bir durumsa, demek ki ortada bir anormallik var. Bu anormalliğin müsebbibi olarak görülen durum ve aktörler ortadan kalkmış ya da anomaliden normale geçişi gerçekten istediğine dair bir tutarlılık sergilemiş mi? Hayır. Bu takdirde desteklemenizin nedeni iktidar tabanına sempatik görünmek. Dolayısıyla kendi seçmen tabanınıza rağmen bunu yapıyorsunuz. Partiler açısından bunun bir bedeli olur” diye konuştu.
SİYASET SANDIĞA İNDİRGENMİŞ
Meclis Genel Kuruluna gelecek olan “etki ajanlığı” ile ilgili düzenlemeye dair de değerlendirmede bulunan Çınar, “Ben bu meselenin daha geniş bir toplumsal muhalefeti baskılamak için olduğunu düşünüyorum. İktidar siyaset üretemiyor, anlık çıkışlarda bulunabiliyorken, toplumsal muhalefetin fikir üretmesi ve/veya mevcut durumları tartışmaya açması iktidarın sadece yükünü arttırır” ifadelerini kullandı.
Çınar’ın dikkat çektiği diğer bir konu ise siyasetin sandığa gidip oy kullanmaya indirgenmesi; “Oysa hukuka, demokrasiye hizmet eden daha başka siyaset yapma olanakları olduğunu biliyoruz. Bu anlamda siyasetçiler kendilerine değil toplumsal muhalefete alan açmalı, platform sunmalılar. Şimdiki muhalefet demokrasi işini biraz iktidara gelinceye bırakmış durumda. Ve tabii bu da seçmen cephesinde kaygıları arttıran bir durum teşkil eder.”