7 Kasım 2024 07:59
/
Güncelleme: 8 Kasım 2024 10:16

Narin Güran cinayeti | Sanıklardan aynı cevaplar: Bilmiyorum, hatırlamıyorum, kafam karışıktı...

Narin Güran cinayetinde ilk duruşma dün başladı. Amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar hakim karşısındaydı.

Diyarbakır'da 19 gün sonra cesedi Eğertutmaz Deresi kenarında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetinin ilk duruşması dün başladı. Gazeteciler, avukatlar ve duruşması olanlar dışında kimse alınmadı. Diyarbakır Barosu dışındaki baroların katılma talebi reddedildi.

Sanık Nevzat Bahtiyar, olayı anlatmak istemediğini söyledi. Salim Güran’in kendisinden Narin'in cesedini parçalanmasını istediğini söyleyen Bahtiyar, "Fakat ben cenazeye karışmadım” dedi. 

Bahtiyar'ın ardından ağabey Enes Güran'ın beyanlarına geçildi. Enes Güran, mahkeme başkanının, "Salim Güran’ın öldürme ihtimali var mı?" sorusunu "Onu bilmiyorum", "Nevzat’ın öldürme ihtimali var mı?" sorusunu ise "Araba satışından olabilir. Büyüklerin olduğu cemaatte, babam kendisine 'o parayı nereye getireceksen getir' dedi” diye yanıtladı.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan duruşmada, tutuklu sanıklar amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin'in cesedini taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar, hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanıklar hakkında "İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

ADLİYE ETRAFI BARİYERLERLE KAPATILDI

Yoğun katılımın olduğu duruşma öncesi adliye etrafı polis bariyerleriyle kapatıldı. Gazeteciler, avukatlar ve duruşması olanlar dışında kimse alınmadı. Ayrıca adliyenin iç kısmına da bariyerler kuruldu. Yüzlerce avukatın yanı sıra çocuk ve kadın örgütleri, milletvekilleri ve sivil toplum örgütü temsilcileri, duruşmayı izlemek için erken saatlerde adliyeye geldi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DEM Parti'li milletvekilleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav da duruşmayı izlemek için gelenler arasında yer aldı. AKP ve HÜDA-PAR milletvekillerinin de duruşmaya katıldığı öğrenildi.

Yaklaşık 300 kişilik kapasitesi olan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonunda görülen duruşmaya müşteki sıfatıyla Diyarbakır Barosu avukatları ve Baro Başkanları dışında avukatlar alınmadı.

Gazetecilere ayrılan bir bölümde 30’a yakın ulusal ve yerel basın temsilcisi katılım sağladı. Turkuaz basın kartı olmayan gazetecilerin duruşmaya takip etmesine izin verilmedi.

ADLİYE ÖNÜNDE UZUN KUYRUK OLUŞTU

Yoğun kalabalık nedeniyle adliye önünde ve içinde uzun kuyruk oluştu. Bazı avukatlar duruma “Sadece başkanlar alınacaksa duruşmaya neden çağrı yapıyorsunuz" sözleriyle tepki gösterdi. 

Narin Güran duruşması için gelenler içeri alınmadı

Fotoğraf: MA

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve CHP, adliye önünde açıklama yaptı. DEM Parti de adliye önünde ayrı bir açıklama gerçekleştirdi.

Narin Güran'ın fotoğrafını taşıyan KDCP temsilcisi Gülsüm Kav, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve avukatlar

Fotoğraf: Elif Ekin Saltık/Evrensel

DURUŞMA BAŞLADI

Duruşma, kimlik tespitiyle başladı. Tutuklu sanıklar askerler eşliğinde duruşma salonuna alındı. Narin Güran’ın babası Salim Güran da duruşmada hazır bulundu.

TTB'DEN DAVAYA KATILMA TALEBİ  

Mezopotamya Ajansının aktardığı bilgilere göre, kimlik tespitinin ardından konuşan TBB Başkanı Erinç Sağkan, yargılama sürecine katkıda bulunmak istediklerini belirtti. Davaya katılma talebinde bulunan Sağkan, "Soruşturmanın adil bir şekilde yürütülmesini istiyoruz" diye kaydetti. Tahir Elçi davasında katılma taleplerinin kabul edildiğini hatırlatan Sağkan, "Gerçekten insan haklarını savunmak TBB’ye görev olarak verilmişse böyle bir yargılamaya katkı sunmak için katılma talebimize izin verirseniz sevinirim” dedi.

GÜLEÇ: BULGULAR KARARTILDI

Sağkan’ın ardından Diyarbakır Barosu Başkanı Abdülkadir Güleç söz aldı. "Narin Güran cinayeti vahşice işlenmiş cinayet, toplumun adalet duygusunu örseleyen vahim bir durum" diyen Güleç, "Bizim toplum olarak Narin gibi çocukların ya da kadınların katledilmemesi için ne yapabilirizi tartışmamız gerekiyor" diye kaydetti.

Güleç, "Kamera kayıtlarına göre, Narin’in daraltılmış baz istasyonu çalışmasında, huzurda bulunan sanıkların 4’ü Narin Güran'ın evinde. Bu soruşturmada belli eksiklikler var. Bunu şuna bağlıyorum. Adli kolluk yok, idari kolluk var. Olayın başından itibaren Narin’in kaybolma ihtimali üzerinde duruldu. Son görülme anı 15.15. ihbar yapılan saat akşam 20.00. yani 5 saat sonra ihbar yapılıyor. 8 yaşında kız çocuğunun 5 saat bulunmaması akıllara başka şeyler getiriyor. Ben hukukçu olarak ilk duyduğumda Narin’in katledildiğini düşündüm. ‘Köyde herkes akraba ve kız çocuğu 5 saat bulunmuyorsa katledilmiştir’ dedim. 19 gün boyunca Narin’in cesedi tespit edilemedi, bedenine ulaşılamadı. Narin’in cenazesinin saklandığı için, bütün bulgular ve DNA bulguları karartıldı. Bu bağlamda iddianamenin o tespitini önemsiyoruz. Baz istasyonu çalışmaları bizce de çok önemli. Toplumda bu tespitten kaynaklı siz ve mahkeme heyetinden toplumun vicdanını belirleyen hakkaniyetle karar beklemektedir” ifadelerini kullandı.

SANIK AVUKATLARI: KATILMA TALEBİNE ESNEK YAKLAŞILSIN

Sanık avukatları, cinayetin aydıntılması için kendilerinin de çaba sarf ettiklerini ileri sürdü. Katılma taleplerine karşı mahkemenin esnek davranmasını istediklerini belirten avukatlar, "Biz şu dengenin korunmasını istiyoruz. Sanığın AİHS 6’ncı madde kapsamında adil yargılanma hakkı vardır. Sanığın yeterli imkanı elde edebilmesi ve bu kolaylığın sağlanması gerektiği kuşkusuzdur. Bu denge de gözetilerek biz baronun ve hukuk örgütlerinin katılma talebinin daha esnek yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

BAROLARIN TALEBİNE RET

Baroların taleplerini değerlendiren mahkeme başkanı, Diyarbakır Barosunun katılma talebini kabul etti. Diğer baroların katılma talebi reddedildi.

NEVZAT BAHTİYAR İFADE VERİYOR

Duruşma sanık Nevzat Bahtiyar'ın ifade vermesi ile devam etti.

Bahtiyar “Susma hakkı" oluğ olmadığını sordu. Mahkeme başkanı “Var” diye yanıt verdi. Bahtiyar, mahkeme başkanının olayı anlatıp anlatmak istemediğine dair soruya "Yok” yanıtı verdi. Mahkeme başkanı, Bahtiyar’ın verdiği iki ifade olduğuna işaret ederek, hangi beyanının doğru olduğunu sordu. Bahtiyar, “Son verdiğim beyanım doğrudur” dedi.

"İLİŞKİ" İDDİASI

Olay günü Salim Güran'ı 15.08 sularında su kesik olduğu için aradığını iddia eden Bahtiyar, "Narin Güran’ın evine yaya olarak çıktım. Arabam aşağıdaydı. Salim Güran da o zaman yukarıdaydı, bizim evimizin üstündeydi. Burası ahırın orasıydı. Salim ve ben tek vardım. Salim dışında kimseyi orada görmedim. Salim Güran yukarıdaydı, ben aşağıda sulama yapıyordum. Salim Güran açıkta bekliyordu, arabası yoktu” dedi.

Bahtiyar, “Salim sana gel işin var dedi, sen oraya gittin. Sen o esnada evin içinde bağrış, çağrış, çocuğun ölümüne dair ses duydun mu?​” sorusunu “Yok” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, “Eve girdim. Bir odaya gittim baktım Narin yatıyordu. Bana söyledi. Böyle bir olay var. Annesi ile ilişkim olduğu için. 'Ben ilişkideydim, Narin gördü, öldürdük' dediler bana” iddialarında bulundu. 

Bahtiyar, evde Narin’in cansız bedenini gördükten yaşananlara dair “Bana bunu götürüp kaybettireceksin. Bunu götür bir yere at dedi Salim” dedi.

Arif Güran, Nevzat Bahtiyar konuşurken fenalaşması üzerine polisler tarafından salondan çıkarıldı.

"YÜKSEL GÜRAN TEPEDE BİZE BAKIP AĞLIYORDU"

Mahkeme başkanının sorusu üzerine hayatında hiç ceset görmediğini söyleyen Bahtiyar, "Nasıl bu kadar soğukkanlı kaldın?" sorusuna "Beni silahla tehdit etti" cevabını verdi. Narin Güran'ın cesedini battaniyeye sardığını belirten Bahtiyar, anne Yüksel Güran'ın tepede kendilerine bakıp ağladığını ifade etti. 

"PARA TEKLİF EDİLDİ"

Salim Güran’in çuvalı alarak “Göl” diye tarif ettikleri yerde parçalanmasını istediğini söyleyen Bahtiyar, "Fakat ben cenazeye karışmadım” dedi. Bu esnada baba Arif Güran ağlamaya başladı.

Bahtiyar, Salim Güran’ın korkusundan dolayı olayı anlatamadığını öne sürdü. Narin’in nasıl öldürüldüğüne dair soruya, “Bilmiyorum, bağlayarak öldürmüş olabilir diye düşünüyorum” yanıtı verdi.

Bahtiyar, mahkemenin neden itirafta bulunduğu sorusuna, “Vicdanım kabul etmediği için itirafta bulundum” dedi.

Bahtiyar, kardeşinin geçen hafta görüşüne geldiğini, kendisine suçu üstlenmesi halinde para teklif edildiğini aktardığını söyledi. Bahtiyar, “Ben kabul etmedim” dedi.

'HATIRLAMIYORUM' YANITLARI

Ses ve Görüntülü Bilişim Sisteminin (SEGBİS) kaydının yapılması için duruşmaya ara verildi. Ardından Diyarbakır eski Baro Başkanı Nahit Eren, Bahtiyar’a bazı sorular yöneltti. Bahtiyar, “Salim’i ne zamandan beri tanıyorsun” sorusuna “30 yıldır tanıyorum. Çok yakın dostuz. Birbirimizi aradık, kahvede en çok buluşurduk. Olaya yakın onun evine gitmedim” yanıtı verdi.

Narin’i odada cansız gördüğü anda bir tepki göstermediğini belirten Bahtiyar, birçok soruyu “Görmedim” ve “Hatırlamıyorum” şeklinde yanıtladı. Bahtiyar, “Cesedi battaniye sararken bir ucunu Salim, bir ucunu ben tuttum.  Sonra cesedi ben aldım. Salim terliği de al deyince onu da alıp, battaniyeye koydum” dedi.

Bahtiyar, Salim’in battaniyeyi kime verdiğini sorusuna “Bilmiyorum” şeklinde yanıtladı. Nahit Eren, "Siz yer tespitinize gittiğinizde Narin’in bulunduğu çukurda su vardı. Sen Narin’i götürdüğün gün su altında mıydı?" diye sordu. Bahtiyar, buna dair önce "Su altında değildi” dedi, sonrasında “Su vardı” dedi.

Bahtiyar, “Salim’in telefonundaki sildiği tüm kayıtlar geri getirildi. Özellikle WhatsApp mesajları. Bir bilgin var mı?" sorusunu, “Bir bilgim yok”; "17.46’da onu aramışsın?" sorusunu “Bilmiyorum. Sadece 15.08’de aradım”; “17.46’da konuşunca Salim sana ne dedi? 41 saniye ne konuştunuz?" sorusunu ise “Hatırlamıyorum” diye yanıtladı. 

Hatay’da çalışan akrabaları "Vecdi" adlı kişiyle yaptıkları görüşmeye dair soruya yanıt veren Bahtiyar, "Beni aramış olabilir de bilmiyorum. Ne konuştuğumuzu bilmiyorum” diye kaydetti.

"SALİM BOĞDU"

Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir, "Narin’i siz mi boğdunuz" diye sordu. Bahtiyar, "Yok, Salim boğdu, kendisi söyledi” dedi.

Bu sırada ayağa kalkan baba Arif Güran, "Seni Allah’a havale ediyorum” dedi. Mahkeme baba Arif Güran’ın sakinleştirilmesi için dışarı çıkarılmasını istedi. Baba Güran, "Beni öldürün artık" dedi. Baba Güran, salondan çıkarıldı.

Bahtiyar, Aile Sosyal Politikalar Müdürlüğü avukatlarının sorularına da “Bilmiyorum” şeklinde yanıtar verdi.

CENAZENİN GÖTÜRÜLME BİÇİMİ

Enes Güran müdafi avukatı, “İlk başta Yüksel Güran’dan bahsetmediniz. Şimdi ise bahsetmenizin gerekçesi nedir?​” sorusunu sordu. Bahtiyar, bu soru ve birçok soruya, “Hatırlamıyorum”, “Görmedim” yanıtını verdi. Kolluk ifadelerinde herhangi bir baskı görüp görmediği sorusuna da Bahtiyar, “Görmedim” dedi.

Bahtiyar, cesedi nasıl götürdüğüne dair soruyu da, şöyle yanıtladı: "Kimse beni görmesin diye ahıra yukarıdan cesedi koydum, bende pencereden girdim."

"CENAZENİN BULUNACAĞINI BİLİYORDUM"

Ardından söz alan anne Yüksel Güran'ın müdafileri, Bahtiyar'a "Salim Güran’ın evine gitmek istediğinizde önce Arif Güran mı Salim Güran evi mi gelir?​” diye sordu. Bahtiyar, “Arif Güran” dedi. Bahtiyar, Salim’in arabası varken neden cenazeyi battaniye ile taşıdıkları sorusuna “Bir bilgim yok” yanıtı verdi.

Bahtiyar, cenazenin bulunduğu odanın boş olup olmadığı sorusuna “Hatırlamıyorum” şeklinde yanıt verdi. Bahtiyar, aramaların olduğu zaman neden polislere yardımcı olmadığına dair soruya ise şu yanıtı verdi: "Yerini biliyordum. Ben de cenazenin bulunmasını istiyordum. Bulununca yakalanacağımı biliyordum, kaçmadım. Cenaze bulunsun diye onu yola çıkaracaktım."

ENES GÜRAN’IN İFADESİ

Duruşma, tutuklu sanık Enes Güran'ın beyanlarıyla devam etti. Güran, olayın yaşandığı güne dair, “Malatya Arguvan'dan geldim. Gurbette çalışıyordum. Gece eve geldim, babam beni otogardan aldı. Ben yemek ısıtmaya çalışırken, annem geldi. Annem dama çıktı. Sabah uyandığımda annemleri gördüm. Sonrasında babam Arif Güran ve abim aşağıya indi. Yemek yedik. Muzaffer Güran da yemeğe geldi. O ve babam Batman’a gitti. Narin geldi. Narin anneme, ‘Ben camiye gideceğim’ dedi ve gitti. Ben de uyudum. Saat 16.00 gibi evden çıktım. Bakkala gittim, enerji içeceği aldım. Süleyman Kaya adlı engelli çocuğa da enerji içeceği aldım… Muhammet Yağmur ve Şevket eve gitti benle Muhammet Kaya çeşme tarafına gittik. Saat 17.30 gibi eve geldim. Telefonuma baktım, telefonumun kapandığını gördüm. Annemin okuma yazması olmadığı için abim ve babamı aradım yemeğe gelmeyeceklerini söyledi. Sonra arkadaşlarımla sigara içiyordum” dedi.

"ÇELİŞKİLİ BEYAN" SORUSUNA "HATIRLAMIYORUM" DİYE KARŞILIK VERDİ

Enes Güran, mahkeme başkanının "Salim Güran’ı hiç gördün mü?" sorusuna "Hayır, görmedim" şeklinde yanıt verince mahkeme başkanı, "Nevzat gibi senin de çelişen beyanların var, neden?"  dedi. Enes Güran, "Hatırlamadığım şeyler var" diye karşılık verdi.  Güran, mahkeme başkanının "Bu çelişki bir şey gizlediğinizden değil yani?" sorusuna “Bir şey atladığımız için değil, olayın şokunda olduğumuzdan kaynaklı” yanıtını verdi.

Mahkeme başkanı, Enes Güran’a "Senin hoş olmayan bir görüntü içerisinde olduğun iddia ediliyor" şeklindeki iddiaları yöneltti. Enes Güran söz konusu iddiaları reddetti.

Güran, "Salim’in kızlarıyla aranda sorun var mı?" ve "Onlarla bir ilişkiye girdin mi?" sorularına "Hayır." yanıtını verdi.

Mahkeme aşkanı, Enes Güran’a "Babanız Narin’in kaybolduğunu 3. bir kişiden öğreniyor, neden babanıza haber vermediniz?"  diye sordu. Güran: "Narin’i aradığımda aklımda aile üyeleri yoktu, sadece Narin’in nerede olduğunu düşünüyordum" diye yanıtladı.  

Mahkeme başkanı, jandarma tutanaklarında aile üyelerinin sürekli yanlış bilgiler verdiğinin kaydedildiğini belirterek "Sen böyle bir şeye şahit oldun mu?"  diye sordu. Enes Güran bu soruya da "Hayır, sayın hakim"  diye yanıt verdi.

Mahkeme başkanının "Nevzat'tan neden şüphelenmiyorsunuz? Şüphelenmediğiniz adam neden kardeşinizi öldürsün? Narin, anneni ve amcanı öyle görmüş olabilir mi?" sorusuna Enes Güran, "Sayın hakim, o benim annem, bu şekilde sormanız çok kötü" şeklinde cevap verince mahkeme başkanı "Haklısın, özür dilerim. Gerçeği ortaya çıkarmaya çalışıyorum"  diye karşılık verdi.

"İLK BAŞTA SALİM GÜRAN'DAN ŞÜPHELENDİM"

Neden burada olduğu sorusuna Enes Güran, “ Bilmiyorum” yanıtını verdi. Mahkeme başkanın, “Kardeşin Narin öldükten sonra kimden şüphelendin” sorusuna ise Enes Güran, “İlk başta ben Salim Güran’dan şüphelendim” dedi. İddialar çıktığında annesiyle gözaltına alındığında hiç bu ilişki meselesini annesine sorup sormadığı sorusuna ise “Bir şey sormadım” dedi.

Mahkeme başkanının, "Salim Güran’ın öldürme ihtimali var mı?" sorusuna da Güran, "Onu bilmiyorum", "Nevzat’ın öldürme ihtimali var mı?" sorusuna ise "Araba satışından olabilir. Büyüklerin olduğu cemaatte, babam kendisine 'o parayı nereye getireceksen getir' dedi” diye yanıtladı.

Mahkeme başkanının, "Peki Enes, babanın basın açıklamalarında 'Nevzat kim ki' diyor. Zaten Nevzat kim ki… Böyle bir insanın plan yapabileceğine kanaatin var mı?" sorusuna da Güran, "Nevzat para verip kendisini Narin’e alıştırmış olabilir” diye belirtti.

"BİLMİYORUM", "SORMADIM", "KAFAM KARIŞIKTI"...

"Kadınlar kavga etmiş, ondan haberin var değil mi?" sorusu üzerine "Evet, ben gidip susturdum" dedi. "Bu şüpheli bir hareket. Sen genç, zeki bir insansın. Neden gidip kim öldürmüş diye sormaz mısın?" sorusuna da "Sormadım" yanıtını verdi. "Neden sen şuan buradasın hiç düşündün mü?" sorusuna "düşünmedim" diye yanıt veren

Savcı, Enes Güran’a arama saati ile ilgili çelişkili ifadelerini sordu. Enes Güran, “Kafam karışıktı” dedi. Güran, "Üç gün aynı beyanı nasıl kafa karışıklığından verebiliyorsun?" diye sorulması üzerine de "bilmiyorum" dedi. Enes Güran'ın avukatı, savcı soru sorduğu zaman araya girerek, müvekkiline düşünmesi için ara verilmesini istedi. Mahkeme başkanı, "Nevzat Bahtiyar için de bu hassasiyeti gösterseydiniz, samimi olduğunuza inanırdım” dedi.

KOLUNDAKİ ISIRIK İZİ

Diyarbakır Barosundan avukatlar, Enes Güran'a "Kolunu nasıl ısırdın, gösterir misin?"  diye sordu. Enes, "Sert bir şekilde ısırdım kolumu, buradan sıkıp koltuğa bastırdım" dedi ve kolunu açarak kendisini nasıl ısırdığını gösterdi.

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Güran'a "6 defa ifade verdin, 6 ifadenin de tamamı çelişiyor. Kolluk ilk seninle ne zaman temas kurdu?" diye sordu. Enes Güran: "3. gün müydü, 4. müydü, o zaman bana nereye gidip geldiğimi sordular" diye yanıt verdi. 

İŞKENCE İDDİALARI

Nahit Eren, Güran'a, kolluğun kendisine Narin'in ne zaman kaybolduğunu sorduğunu hatırlatarak ne cevap verdiğini sordu. Enes Güran, "En son 16.30’da" diye yanıt verdi. Bu yanıt üzerine Eren, "İnsan harekete geçmez mi?"  diye sorunca, Enes Güran, "Onlara başladım demiştim. Şimdi konuşacağım olmuyor" diye yanıt verdi.

Nahit Eren'in "Konuş, konuş, konuş diye buradayız" demesi üzerine Enes Güran, avukatına işkenceden bahsetmesinde sakınca olup olmadığını sordu. Mahkeme başkanı araya girerek "Enes, kolluk kuvvetleri tarafından işkence gördüysen, anlatabilirsin" dedi.

Nahit Eren, Enes Güran’ın avukatına "Enes, işkence gördüyse neden şikayetçi olmadınız?"  diye sordu ve ekledi: "Aile bana iki kez geldi. İşkence gördüklerini söylediler, ben de kendilerine Diyarbakır Barosuna başvuru yapmalarını söyledim. Nasıl yapılacağını da açıkladım. Kimi dişi sökülmüş dedi, kimi anneye tazyikli su dökülmüş dedi. Ancak daha sonra işkence iddiasıyla başvuru yapmadılar. Eğer işkence yapıldıysa bunun karşısındayız." 

Mahkeme başkanın "12 Eylül tarihinde alınan ifade işkence altında mı verildi?"  sorusuna Enes Güran "Evet" diye yanıt verdi.

İşkence sorularının tekrar yöneltilmesi üzerine Enes Güran, "Açık konuşayım. Bana Salim Güran ile ilgili sorular sorulunca işkence edildi. Nevzat ile ilgili söylediklerim doğru, köyün en pis insanıdır, kekemedir" diye karşılıj verdi.

Enes Güran, annesi Yüksel Güran’a işkence edildiğini ve bu görüntülerin jandarma tarafından kendisine izletildiğini iddia etti.

Mahkeme başkanının "Salim, 'Al bu cesedi götür' dese Nevzat yapar mı?" sorusuna Enes Güran, "Yapmaz" şeklinde yanıt verdi.

SANIK YÜKSEL GÜRAN'IN BEYANLARI

Aranın ardından sanık Yüksel Güran'ın beyanına geçildi. Sabah kalkıp günlük işlerini yaptığını söyleyen anne Güran, iki oğlunun gurbetten gelmesinden dolayı çok mutlu olduğunu ifade etti. Günlük işlerini anlatan Güran, dışarı çıktığını, çocukların acıktığı için kendisini çağırdıklarını ve yemek yediklerini belirtti. Saat 1'de Narin'in kursa gideceğini söylediğini ve onu kursa gitmesi için ikna ettiğini dile getirdi. Narin dışarı çıktığında Muhammed eve gelmişti. Sabah erken kalktığı için yorgun olduğunu, Enes, Muhammed ve kendisinin yattığını ifade etti. Sonra, Muhammed'in uyanık olduğunu, Enes’in ise uyuduğunu, kendisi uyurken hediye getirilip götürüldüğünü, sonra tekrar gelindiğini ve epeyce oturduklarını söyledi. "O gün Salim'i görmediğimi söyledim, ama şalteri indirirken sanırım gördüm" dedi.

HAKİMİN SORULARI VE YÜKSEL GÜRAN'IN YANITLARI

Daha önceki beyanlarına benzer ifadeler verdiğini belirten hakim, sorular sormaya başladı. Televizyon yayınlarına katıldığında "Kim öldürdüyse getirsin, koysun, mezarı belli olsun" dediğini hatırlattı. Ancak anne Güran, böyle bir şey söylemediğini iddia etti.

NARİN'İN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ İFADELER

Narin’i kendisinin öldürmediğini, Salim’in öldürdüğünün aklına gelmediğini, ama Nevzat’ın öldürmüş olabileceğini ifade ederek "İşte ortada" dedi. Hakimin "Enes mi öldürdü?" sorusuna ise "Enes de öldürmedi" diye yanıt verdi.

AİLE ÜYELERİNİN İŞİNİN İÇİNDE OLMADIĞI İDDİASI

Hakim, yayınlardaki sözlerini hatırlattı. Yüksel, "Asla böyle bir şey olmadı, aileden kimse öldürmedi" dedi ve sürekli beyanlar verdi. Jandarma tutanaklarını hatırlatan hakim, Enes’i neden korumak istediğini sordu.

"Bunu kabul etmiyorum; Narin’e ne söylerse polise teslim ederdim. Narin, tek kızımdır, bizim için çok kıymetliydi," dedi.

HTS KAYITLARI VE SALİM İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

Hakim, HTS kayıtlarına göre Salim'in 15.20’de eve geldiğini hatırlatınca, "Kesinlikle gelmedi, Nevzat da gelmedi, dışarıdan hiçbir ses duymadım. Salim ile ilişkim yok, Nevzat bize iftira atıyor. Evimizi yıktılar, namusuma leke sürdüler. Salim ile benim alakam yok, beni öldürün; günahlara leke sürmeyin, namusuma leke sürmeyin," diye devam etti.

Daha sonra savcı ve Diyarbakır Barosu Avukatı Nahit Eren'in çapraz sorgusu ile devam edildi, ancak Yüksel Güran bazı çelişkili ifadeler vermeye devam etti. Nahit Eren’in "Ben senin vicdanına sesleniyorum" sözleri üzerine anne Güran ağlamaya başladı. 

Anne Yüksel Güran Diyarbakır Barosunun sorularına da çelişkili beyanlar vermeye devam etti. Diyarbakır Barosunun ardında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının avukatları anne Yüksel Güran'a soru sormaya devam etti.

SALİM GÜRAN'IN BEYANLARI

Yüksel Güran'ın sorgusunun ardından amca Salim Güran'ın sorgusuna geçildi.

Gününü anlatan Salim Güran, uzun sırık aramak için sondacının yanına gittiklerini, o zamana kadar tarlada olduğunu ve saat 6.00 gibi evine geçtiğini söyledi. "2 buçuk - 3 aydır Nevzat ile görüşmüyordum. Arif ile tartışmasından dolayı onunla konuşmuyordum. Yol kenarında madem beni görmüş, niye bana selam vermemiş?" diye sordu.

Narin’in kaybolmasını soran hakime, "Kızım Gizem beni aradı, tarladayken 'Narin kayboldu' dedi. Feneri alıp eve geldim, herkes oradaydı," dedi.

Telefon kayıt uygulamasını ve silinmesini soran hakime, "Ben kimseleri unutmamak için o programı indirmiştim, onu kullanıyordum. Programı da silmedim. Ben programdan anlamıyorum," cevabını verdi. Programı silmeden önceki telefon görüşmelerindeki konuşmaları hatırlatan hakime, "Ne varsa odur. Ben program falan bilmiyorum, anlamıyorum," diye tekrar etti.

Telefondaki "eskort" görüşmelerini silemediğini soran hakime, "Eskort konuşmaları açığa çıkmasın diye sildim" cevabını verdi. Hakim, "Ama onları silmemişsin," deyince, "Bilemedim, demek ki onu silememişim," cevabını verdi. Bir önceki beyanında ise uygulamaya dair hiçbir şey bilmediğini söylemişti.

NARİN'İN ÖLÜMÜNDEN NEVZAT BAHTİYAR'I SORUMLU TUTTU

Salim Güran, HTS kayıtlarında Narin'in evinde olduğu sorusuna, "Ben eve hiç gitmedim, saat 4'ü geçiyordu, tarlaya gittim," dedi. İlk beyanında ise gün boyu mısır tarlasında olduğunu söylemişti.

Yüksel Güran ile ilişkisi olduğu ve Narin'i öldürdüğü sorularını reddeden Salim Güran, Narin'in ölümünden Nevzat'ı sorumlu tutarak, "Yalan söylüyor, iftira atıyor," dedi.

Salim Güran, 17.46'da Nevzat Bahtiyar'ın onu aradığı bilgisine, "Hayır, öyle bir şey yok," dedi. Sorulan tüm sorulara olumsuz cevap vererek iddiaları reddetti.

SORULARA YANIT VEREMEYİNCE GERİLDİ

Nahit Eren'in "Baz sinyalleri sizi Eğertutmaz Deresinde gösteriyor?" demesi üzerine Salim Güran, "Ben baza inanmıyorum, oraya gitmemişim" dedi. Nahit Eren'in sorularına yanıt veremeyen ve gerilen Salim Güran artık konuşmak istemediğini belirtti.

BABA ARİF GÜRAN DİNLENDİ

Tanık olarak dinlenen baba Arif Güran, şikayetçi olduğunu davaya katılmak istediğini söyledi. "Olayın ilk gününden kızımın bulunduğu güne kadar herkes bir şeyler söyledi. 5 - 6 gün uyku uyumadım yemek yemedim ondan dolayı unutkanlık bile oluştu. Kızımın bulunması için bir seferberlik başladı" dedi. Şüphelendiği biri olup olmadığı sorusuna Arif Güran araba ticaretine ilişkin Nevzat Bahtiyar ile ilgili olan olaylarını anlatıp ancak kimsenin az bir para için bir çocuğu öldürmeyeceğini ifade etti.

Baba Arif Güran'ın ifadesi sırasında "Devletten başka büyük var mıdır? Önce Allah sonra devlet benim için" sözleri dikkat çekti.

GAZEL BAHTİYAR: SALİM NEVZAT’I SIRTINDAN VURDU

Sanık Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal Bahtiyar’ın tanık olarak dinlenmesine geçildi. Gazal Bahtiyar, Yüksel'i sadece olay akşamı gördüğünü söyleyerek Nevzat Bahtiyar’ın gün içinde meyve ağaçlarını sulamaya gittiğini, daha sonra balkondan baktığında Nevzat'ın kırmızı arabaya binip gittiğini söyledi. “Etrafta başka kimseyi görmedim. Araba ve battaniye görmedim” dedi. Narin’in kaybolduğu haberi geldiğinde eşinin hiçbir hareketinin dikkatini çekmediğini dile getiren Bahtiyar, “Eşim normaldi. Ondan şüphelenseydim teslim ederdim” diye konuştu.

Pazarlık için evine gelindiğini söyleyen Bahtiyar, “Bunu asla kabul etmem dedim. Kim öldürmüşse cezasını çeksin dedim. Bu teklifi cezaevinde Nevzat’a söylediler” dedi.

Salim’in üvey annesi Süheyla’nın eve gelerek “Salim tutuklandı. Nevzat da tutuklanacak” dediğini aktaran Gazal Bahtiyar, “Ben de niye Nevzat tutuklanacak dedim. Bana ‘Nevzat’ın da ifadesinin alınacağını bu kez söyledi. Tüm köy tutuklanacak dedi” diye konuştu.

Güran ailesi ile aralarında husumet olmadığını belirten Gazal Bahtiyar, “Salim’le kardeşim derlerdi. Kardeşim dediği Salim onu sırtından vurdu. Husumet olsaydı oğlum onların evinde yatmazdı” diye belirtti. Salim’in eşini kendi işlerinde kullanıp kullanmadığı sorusuna ise Bahtiyar, “Kullanırdı ama eşim yapmaz öyle şeyler” şeklinde konuştu.

SANIKLARLA GAZAL BAHTİYAR BİRBİRLERİNİ SUÇLADILAR

Mahkeme başkanı Yüksel Güran’ı Gazal Bahtiyar ile karşı karşıya getirdi. Güran, “Benim değil onun burada olması gerekiyor” diyerek Gazal Bahtiyar’ın ona iftira attığını söyledi. Bahtiyar ise Güran’ın yalan konuştuğunu ifade etti.

Ardından Salim Güran Gazal Bahtiyar’a soru sordu. Gazal Bahtiyar, “Sırtından vurdunuz, suçu Nevzat’a yıktınız” dedi. Bu esnada Salim Güran, “Kamera kayıtları ortaya çıkacak. Narin aşağıdan yukarıya çıkmadı” diye konuştu.

Tanığın dinlenmesi daha sonra çapraz sorguyla devam etti. Gazal Bahtiyar'ın dinlenmesi sonrası mahkeme başkanı duruşmayı sonlandırdı. Duruşma bu sabah (8 Kasım Cuma) 09.00'da devam edecek.


DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA: BU DAVA HESAP SORMA DAVASIDIR

CHP Kadın Kolları Başkanı Asu Kaya, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Genel Temsilcisi (KDCP) Gülsüm Kav, Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı ve Amed Çocuk Çalışmaları Ağı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak, DEM Parti Çocuk Çalışmaları Komisyonu adına Beritan Güneş ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Bektaş duruşma öncesi adliye önünde açıklama yaptı.

Adliye önündeki açıklamada konuşan CHP Kadın Kolları Başkanı Asu Kaya, şunları söyledi: "Savcıların hazırladığı iddianameyi incelediğimizde şikayetçi olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve sadece Diyarbakır Baro Başkanlığının haricinde Narin'in aile fertlerinden hiçbirinin şikayetçi olmadığını da maalesef tespit etmiş durumdayız. Buradan anlıyoruz ki Narin’in haklarını cesurca arayacak hiçbir aile ferdi yok maalesef. Nedenini hâlâ bilmediğimiz bir cinayete Narin kurban gitmiş durumda."

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformundan (KDCP) Gülsüm Kav da şöyle dedi: “Bu bir hesap sorma davasıdır. Bu iddianamenin bu şekilde çıkmasını sağlayanlar da bundan vazgeçsin. Gerçekler ortaya çıksın. Bu kadar sağlıksız bir soruşturma yürütülmesi normal değil.”

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Serra Bucak da şöyle dedi: "Narin’in duruşmasını takip etmek için, failler cezalarını bulana kadar davanın peşinde olduğumuzu açıklamak için buradayız. Bu cinayetler Narin'le de son bulmadı. Roza’yı kaybettik, Şirin’i kaybettik. Bunun devamının gelmemesi için tüm sivil toplum kuruluşlarının, eşitlik alanında bir arada çalışması gerekiyor."

BEŞTAŞ: BİZ BU DOSTLUKLARI TANIMIYORUZ

Meral Danış Beştaş ise şöyle konuştu: “Çocuk yararının çocuğun yaşam hakkının olduğu bir yerde hiçbir şeyin önemi yoktur. Dostlukları tanımıyoruz. Dostlukların çocuğun yaşam hakkı karşısında ifade edilmesi bile aslında büyük bir büyük bir utanmazlıktır. Biz dostlarımız için biz siyaset için biz birilerini korumak için biz başka düşünceleri işte ortaya dökülmesin diye Narin gibi çocukları kimlerin öldürdüğünü saklıyorsak bu toplum var olan durumdan çok daha ağır bir travmaya dönüşecektir."

DEM Parti Mardin Milletvekili ve Çocuk Komisyonu Üyesi Beritan Güneş de "AKP-MHP iktidarı yüz yıldır mücadele ederek bedel ödeyerek kazandığımız bütün kazanımlarımıza savaş açmış durumda. Hayatın her alanındaki kazanımlarımız için bizler mücadele etmek zorundayız. Bizler Narin'i, Ceylan'dan, Enes'ten, Davut Altunkaynak'tan farklı değerlendirebiliriz. Bizler dost failleri ve meçhul failleri bağımsız ele alamayız. Tam da bu gerçeklikle birlikte bizler bir kez daha bu mesajı buradan vermek istiyoruz. Demokrasi, adalet, hak, barış en çok da çocuklar için gereklidir” şeklinde konuştu. (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İhyanın aslı

İhyanın aslı

Maraş depremlerinin ardından geçen iki yılda ne yiten on binlerce canın hesabı sorulabildi ne de kalanların bir derdine derman olundu. İki yıl sonra iktidar, ”Asrın İhyası” sloganıyla toplumu aldatmaya çalışıyor. Oysa asıl ihya ihaleler, inşaatlar, rezerv alan ilanları, teşvikler, vergi indirimleriyle, depremi gerekçe eden siyasi baskılarla geldi.

Teslim edilen konut sayısı ihtiyacın 3'te biri.

Deprem bölgesinde 'rezerv alan' kılıfıyla halkın evleri, arsaları gasbedildi.

Deprem işçiye yoksulluk, sermayeye 'fırsat' oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Sezgin Tanrıkulu: "Depremin maliyetini en aza indirmek için her ay vergi veriyoruz. Nereye harcandığını bilmiyoruz"

Evrensel'i Takip Et