03 Nisan 2013 13:03

Barış günleri arifesinde

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde bir araya gelen Edebiyat, Felsefe, Kitap ve Münazara, Sinema, Sosyoloji toplulukları ve Kadın Hakları Bilinci Topluluğu Girişimi, barış sürecine destek olmak amacıyla üniversite içerisinde ‘Barış Günleri’ adı ile bir dizi etkinlik düzenlemeye karar verdi. Topluluklar bu etkinlikler

Barış günleri arifesinde
Paylaş
Beyar Özalp

Edebiyat Topluluğu: Güneş birgün hepimiz için aynı anlamda doğacak. Buna tüm insanlığın ihtiyacı var. Sadece insanlığın değil, insanlığa miras kalacak tüm edebi eserlerin de. Topluluklarımızın düzenleyeceği etkinliklerde de barışı en ön planda tutuyoruz. İçinde bulunduğumuz bu dönem bunu kaçınılmaz kılıyor. Barış okyanusunda her birimiz neden birer dalga olmayalım ki… Anaların artık beyaz tülbentleriyle farklı dillerde ağıtlar yaktığı yetmedi mi? Savaşın kirli yüzü tüm güzellikleri örtüyor, duyguları yok ediyor. Şairlerin şiirlerinde ölen gençlerin bedeni betimlenmesin. Sevgisi, umutları anlatılsın…

Kadın Hakları Topluluğu Girişimi: Sosyolojik anlamda dünya toplumları arasında olması gereken kadın erkek eşitliğidir. Fakat birçok toplumda kadın erkek eşitliği sağlanamadığı gibi kadınlar geri planda tutularak hakları ihlal edilmiştir.
Dünyanın var oluş nedenlerinden biri olan kadın; dil, din, ırk, renk farkı olmaksızın her alanda barış, istihdam, refah ve eğitim konusundaki taleplerinde her seferinde barışçıl bir yaklaşım göstererek farkını ortaya koymuştur. Biz kadınlar olarak ülkemizde yaşanan barış sürecini destekliyoruz.

Sosyoloji Topluluğu: İnsan ne ile yaşar ve ne ister sorusu insanın en çok sorması gereken soru olsa gerek. Ve biz soruyoruz: kendi ellerimizle yıkmaya çalıştığımız bu dünya yine bizim elimizle daha güzel olmayacak mı? Biz insan olarak bölünmüşlüğün ve ayrı olmanın nedenselliği ile yaşamak yerine, yine olanın daha güzel olacağı amaçsallığını paye edinirsek sanıyoruz savaş denilen zor girdap, içinden çıkılası bir hale gelebilecektir.
Zor olan; insan tarihinin açtığı ve toplumların çok daha güzel duyguları yaşayabildiği bir birlikteliktir. Bu zorluğun adı eğer barış ise tüm insanlık tarihi ve yaşayan tüm toplumlar barış denilen bir kavram üretemezdi. İnsan denilen varlığın en güzel sanat değerlerine, kültürel etkinliklerine  böyle bir kavram girmezdi. Ve belki de toplum denilen olguyu konuşmazdık.


BARIŞI KUCAKLAMAK

Felsefe Topluluğu: Ülkemizde ve bölgemizde yıllardır devam eden çatışmalı bir ortam var. Türkiye’de yaşanan bu çatışmalı ortamın sona ermesi bizler için umut verici oldu. Çatışmalı ortamdan dolayı diğer alanlara aktarılması gereken paranın savaş ekonomisine ayırılmış olması bizleri fazlası ile etkilemektedir. Savaş ekonomisine ayrılan para geleceğimize yani başta eğitim olmak üzere diğer alanlara ayrılmalıdır. Eğer biz üniversiteli gençler iyi bir gelecek istiyorsak savaşa karşı barışı savunmalıyız, çünkü barış yoksa gelecek de yoktur. Üniversiteli gençler olarak barışa bir an önce umut olarak bakmaktan çıkıp, onu kucaklamalıyız.

 

 

 

ÖNCEKİ HABER

Dolmabahçe’de 'akil' gündem

SONRAKİ HABER

Politik yabancılaşmanın aracı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa