3 Nisan 2013 14:33
Heja Tutulmaz


HEM SİSTEM HEM AİLE BASKISI

Geçen yıl eşit ağırlık bölümünden mezun olan Metin Karğıl’la söze başladık. Karğıl “Öğrenciler üzerinde sınav döneminde baskı her daim oluyor. Özellikle ders çalışmamız gerektiğine yönelik baskılar oluşuyor. Üzerimizde zaten yeterince sınav stresi var bir de ailenin sürekli ders çalış demesi iyice strese girmemize neden oluyor.” diyor ve ekliyor “Hem kazandığımız takdirde gelecek garantisi ve iş garantisi yok. Aslında ben konservatuar okumak istiyorum. Fakat ailem bunun karın doyurmayacağını söyleyip, bu alanda kendimi geliştirmeme engel oluyor.”

Daha sonra sözü, mezun olduğu Şevket Pozcu Lisesi’nde 12. sınıfta okuyan Cansu Temizsoy alıyor. Temizsoy “Velilerimiz bizleri anlamakta zorlanıyorlar ve bundan kaynaklı sürekli bir baskı uyguluyorlar, bu baskıların iyi bir sonuç vereceğini düşünüyorlar.  Oysa tam tersi, kötü etkiliyor. Sınava hazırlanma süreci tam bir işkence gibi geçiyor. Sınavın stresi insanı zaten çıldırtıyor. İyi bir sonuç alamazsam çevremde acaba nasıl karşılanırım kaygısı da oluşuyor.” şeklinde ifade ediyor kendini.

ANAHTAR KELİME ‘YARIŞ’

Sohbete geçen yıl mezun olan Emrullah Toprak’la devam ediyoruz. Toprak, açık ve net şekilde tablonun anahtar sözcüğünü dillendiriyor: Yarış.

Lise mezunu olan Rahime Özbey, öğrencinin sınava girdiği an ve sonrasında temel etkenin aile ve çevre olduğu fikrini doğrulayarak; başarı sağlayan öğrenci ile başarısız öğrenci kıyaslamasıyla asıl gerçek olan eğitim sisteminin bozukluğunun gizlenmek istendiğini aktarıyor. “Şunun kızı burayı kazanmış, bunun oğlu şurayı kazanmış gibi sözler beni sinirlendiriyor. His işte. Sınav sürecinin kendisi zaten bir baskı. Hayatımızı sadece bir sınava bağlı kılıyorlar” diyerek hayatın sınava sığmayacağının altını çiziyor.

Son olarak düşüncesini aldığımız arkadaşımız ise Cemil Uğur. Sınava hazırlık döneminde velilerin ve çevrenin yarattığı baskıyı sorduğumuz Uğur, ailenin ve çevrenin ikna edilmesinin zor olduğunu söylüyor. “Sen, bu sene kazanamazsın.” şeklindeki sözlerin “Boşuna seni dershaneye gönderdik. Git bir yerde çalış zamanı boş yere geçirme.” gibi nasihatlerle devam ettiğini söylüyor. Gelecekle ilgili o bilindik soruları sorduğumuz da ise farklı bir cevap alıyoruz. “Milletvekili olmak istiyorum.” diyor Cemil arkadaşımız...


KIYASLANMA DUYGUSU

SINAV sonrası görüş aktaran diğer arkadaşımız Atatürk Lisesi’nde 12 sınıfta okuyan Mazlum Atsız. Sınav sürecinde aile baskısına uğrayan arkadaşlardan farklı olarak kendisinin ailesi tarafından baskıya uğramadığını söylüyor ve devam ediyor: “Kesinlikle ailem beni başkalarıyla kıyaslama duygusu içerisine girmiyor. Çünkü bu kıyaslamanın başarımı kötü yönden etkileyeceklerinin farkındalar. Fakat çevremdeki insanlardan sık sık: sınavı kazanamayacaksın neden okuyorsun, git bir işte çalış daha iyi sözlerini duyuyorum.

Evrensel'i Takip Et