Samur Halı işçileri: Ücretimiz bir günde ürettiğimiz halının ederi kadar
Samur Halı'da yeni sözleşme dönemi yaklaşıyor. Önceki dönem imzalanan sözleşmeyle mağdur edildiklerini söyleyen işçiler, ücretlerin geçmişteki alım gücü düzeyine çekilmesini istiyor.
Fotoğraf: Pexels
Özgür KAYA
Ankara
Ankara’daki Samur Halı fabrikasında yeni sözleşme dönemi yaklaşıyor. Önceki dönem bağıtlanan sözleşmeyle düşük zamma mahkum edilen işçiler, sendika değiştirirken yeni sözleşmeden beklentilerinin kayıpların karşılanması ve ücretlerin geçmişteki alım gücü düzeyine çekilmesi olduğunu söylüyor. Bir işçinin bir günde ürettiği halıların ederinin bir ücret kadar olduğunu belirten işçiler, “Ayın geri kalanını patrona çalışıyoruz. Bir günü değil iki, üç günü kendimizi çalışsak patronun hayatı değişmez ama bizim yaşamımız çok değişir” diyor.
2021 yılında Samur Halı yönetimi ile TEKSİF arasında yapılan toplu iş sözleşmesi aralık ayının 25’inde son buluyor. İmzalanan sözleşmeye göre ücretlere altı ayda bir yüzde 7 zam yapılması kararlaştırılmış, belirlenen bu zam asgari ücrete yapılan zamların gerisinde kalınca Samur Halı işçisi sözleşme imzalanmasının üzerinden bir yıl geçmeden asgari ücrete mahkum edilmişti. Ücretler yaklaşık iki yıldır asgari ücret, üstüne dört ikramiyenin aylara bölünmesi ile ödeniyordu.
Sözleşme süresi olan üç yıl tamamladı ancak TEKSİF’in ömrü imzaladığı sözleşme kadar olamadı. Sözleşme imzalandıktan sonra işçilerin ilk tepkisi sendika değiştirmek oldu. İlk deneme hazırlıksız ve örgütsüz bir deneme olduğu için başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Ancak tecrübe kazanan işçiler ikinci denemelerinde DİSK/Tekstil’e geçişlerini tamamladılar. Yeni sözleşme görüşmelerini de DİSK/Tekstil’in yapması bekleniyor.
MAN’LA AYNI ÜCRETTEN ASGARİ ÜCRETE
Peki, yeni yapılacak sözleşmeden işçilerin beklentileri ne? Bu soruya ilk yanıtı işçiler arasında yaygın bir görüş ile ifade edelim: “Eskiden MAN fabrikası ile aynı parayı alırdık. Yavaş yavaş her sözleşmede geriye gittik, en sonunda da asgari ücretli olduk. Şimdi MAN’da ortalama 40 bin lira alıyorlar, bizim de bu parayı almamız gerekir.”
İşçilerin öncelikli beklentisi kayıplarının karşılanması, ücretlerinin geçmişteki düzeye çıkarılması denebilir. Bir işçi, “Bize burada verilen parayı bir günde üretiyoruz, bilemedin bir buçuk günde. Burada her günde çıkan halıların fiyatları belli. Bazen öyle bir üretim oluyor ki bizim maaşlar o gün çıkıyor. Ayın geri kalanını biz patrona çalışıyoruz. Bir günü değil iki, üç günü kendimizi çalışsak patronun hayatı değişmez ama bizim yaşamımız çok değişir” derken bir başka işçi de ‘kendilerine verilen değeri’ üretilen halı üzerinden şöyle anlatıyor: “Geçenlerde bir halı ürettik. İki ya da üçüyle benim 10-15 yılda biriken tazminatım çıkar. Benim kaç yıllık emeğim hepi topu iki halı kadar mı?”