Bürokratlar protokolden vazgeçmedi
İki yılda bir gerçekleştirilen Çevre Mühendisleri Odası(ÇMO) öğrenci kurultaylarının beşincisi 12-13 Mart 2013 tarihlerinde Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Kampüsü’nde gerçekleşti. Kurultaya 24 üniversiteden yaklaşık 500 kişi katıldı.Kurultayda; ‘Ekolojik yıkımlara çevre mühendisli
Kurultayda; ‘Ekolojik yıkımlara çevre mühendisliği bakışı’, ‘Çevre politikaları ve çevre yönetimi’, ‘ÇMO örgütlülüğü ve çevre mühendisliği’ gibi oturum başlıklarında on beş konu tartışıldı.
Öğrencilerin oturması gereken protokolde bürokratların oturması can sıkıcıydı Vali, emniyet müdürü ve bilimsel bir dayanağı olmadığı halde nükleer santralleri savunan rektör bunların arasındaydı.
ÇMO ÖRGÜTLÜLÜĞÜ VE ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ
Oturum başlıklarından bir tanesi ‘ÇMO örgütlülüğü ve çevre mühendisliği’ydi. TMMOB kuruluşundan bugüne anti-emperyalist ve demokratik bir Türkiye mücadelesi içinde yer almış bir kurumdur. TMMOB örgütlenmesinde yer alan kişiler bu kurumun yapısını ve duruşunu bilmelidir ve bulundukları her alanda sadece mesleki sorunları değil toplumsal sorunları da ele almalıdır. Kurultayın eksik kalan yeri burasıydı.
Bu günlerde özellikle tartışmamız gereken konular; nükleer santraller, HES’ler, mühendislerin çalışma koşulları, iş hayatındaki cinsiyet ayrımcılığı ve güncel siyaset gibi konular kurultayda ele alınmadı. Kadın sayısı diğer mühendislik bölümlerine oranla fazla olmasına rağmen, kadının meslek hayatındaki sorunları ve kadının kendi kimliğine dair yaşadığı sorunlara ilişkin herhangi bir sunumun veya konuşmanın olmaması da kurultayın eksik kalan yönlerindendi.
TMMOB’un ve ona bağlı odaların temel ilkelerinden bazıları şunlardır;
Demokrat ve yurtsever karakterdedir.
Emekten ve halktan yanadır.
Anti-emperyalisttir, Yeni Dünya Düzeni teorilerinin, ırkçılığın ve gericiliğin karşısındadır.
Siyasetin dar anlamını aşar, yaşamın her olayını siyasetle ilişkili görür.
Barıştan yanadır.
İnsan hakları ihlallerine karşıdır, insanlık onurunun korunmasından yanadır
Üniversitelerde tüm ülkeye dair çalışma ve politika üretilirken, özellikle de bizim gibi mühendislik öğrencilerinin üzerine çok fazla sorumluluk düşmektedir. Başta amfiler olmak üzere bulunduğumuz her yerde, mühendislik eğitiminin eksikliklerini, son yıllarda popülerleşen kariyer odaklı meslek anlayışını, mühendislikteki cinsiyet ayrımcılığını teşhir etmemiz gerekiyor. Bunun yanında anayasa tartışmaları, HES’ler, nükleer santraller, işçi ve emekçilerin sorunları, Kürt sorunu, laisizm gibi birçok mesleki ve toplumsal konuları tartışmamız gerekiyor.
Başta TMMOB örgütlülüğümüzün önemini ve temel ilkelerini kabul ederek, bağımsız ÇMO öğrenci komisyonu üzerinden örgütlü ve güçlü bir mühendislik anlayışı ortaya koymamız gereklidir. Bu anlayışımızı gerçekleştirebilmemiz için yapacaklarımızı her yerde konuşup tartışmalı, örgütlülüğümüzü büyüterek ortak çalışmalar yapmalıyız.
SERMAYEDEN DEĞİL HALKTAN YANA
KENTSEL dönüşüm konusunu işleyen örgütlü bir ÇMO öğrencisinin konuya sadece mesleki anlamda bakması, içerisinde bulunduğu kurumun temel ilkelerini uygulamadığı anlamına gelmektedir. Elbette kentsel dönüşüm konusunu ele alan bir mühendis kentsel dönüşümün nedenlerini, konunun geçmişte yapılan uygulamalarını, hukuksal dayanaklarını da işlemelidir. Ama aynı zamanda kentsel dönüşümün yeni rant olanakları yaratmak için yapıldığını belirtmek gerekiyor. Keza yoksul mahallelerin yıkılıp yerlerine kalitesiz TOKİ binalarının yapıldığı ve yoksul ailelerin şehrin dışına atıldığını da.
TMMOB gibi halktan yana politikaları benimsemiş bir örgüte bağlı gençlerin bu konuda yapması gereken, rant sağlayacak projeler değil, insanların daha iyi barınma ve sosyal koşullara sahip olacağı projeler yapmak ve bu projeleri desteklemektir.