Çevre, Şehircilik Bakanlığı bütçesi komisyonda: Şirketlere teşvik, depremzedelere vaat
Bütçe komisyonunda sunum yapan Murat Kurum, rantsal dönüşümle övünürken, şirketlere ‘yeşil dönüşüm’ adı altında verilecek teşviklerin de sinyalini verdi.
İLGİLİ HABERLER
Çevre Bakanlığı bütçe görüşmesinde konuşan EMEP’li Karaca: Sizin tanıdığınız tek yeşil, dolar yeşili!
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmeleri devam ediyor. AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan komisyonda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü, İklim Değişikliği Başkanlığının bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları, Kentsel Dönüşüm Başkanlığının bütçesi ile Türkiye Çevre Ajansının Sayıştay raporunun görüşülmesi planlanıyor.
KOMİSYONDA İZMİR KÖRFEZİ TARTIŞMASI
Bakan Kurum, yanında İzmir Körfezi’nden aldığını söylediği bir şişe deniz suyu ile Komisyon toplantısına geldi. Kurum, “Artık İzmir Körfezi’nde büyük bir çevre felaketi yaşandığını, körfezin içindeki tüm canlılarla birlikte can çekiştiğini, her saat başı binlerce balığın öldüğünü görmenin vakti gelmiş, hatta geçmiştir. Millet önünde soruyorum, şu kirliliğinin olduğu bir denizde balıklar yaşayabilir mi? Bu konunun olduğu denizin kıyısında İzmirliler rahatça hayat sürebilir mi? Atık su kaynaklı amonyak miktarı olması gerekenden 50 kat fazladır. Bu şişenin içerisindeki oksijen miktarı sıfırdır” dedi.
CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, “İzmir Yunanistan’a mı bağlı? Yapın, temizleyin. Gavur İzmir, değil mi?” sözleri üzerine AK Parti’li ve CHP’li milletvekilleri karşılıklı sözlü tartışma yaşandı. Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal ise, “Gidin Dicle’ye Fırat’a bakın, pislik akıyor” diye tepki göstermesinin ardından Komisyon Başkanı Muş görüşmelere 15 dakika ara verdi.
“OTOBANI BEN YAPIYORUM, KÖRFEZİ SEN KİRLETİYORSUN”
Aranın sona ermesi ile birlikte İzmir Körfezi’ne ilişkin tartışma devam etti. Bakan Kurum, aranın ardından sunumuna devam etti. Kurum, “Artık 85 milyonun malum olduğu gibi İzmir’in atık sularını arıtmayan, pis suları doğrudan Körfez’e döken, körfezi bir foseptik çukuru gibi kullanan İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Bugüne kadar çözüm için hiçbir adım atmayan yönetim anlayışıdır” dedi. Kurum’un bu söylemi üzerine Veli Ağbaba, “Otobanı ben yapıyorum, hastaneyi ben yapıyorum, körfezi sen kirletiyorsun diyorsunuz” diye tepki gösterdi.
GAZETECİLERİN GÖRÜNTÜ ALMASI ENGELLENMEYE ÇALIŞILDI
Bu sırada, bir TBMM personeli gazetecilerin görüntü çekmesini engellemek istedi. CHP’liler görüntü çekilmesine müdahale ettiği için personelin dışarı çıkarılmasını istedi.
CHP’li Ağbaba ve AKP Elazığ Milletvekili Ejder Açıkkapı arasında tartışma çıktı. Ağbaba, AKP’li Açıkkapı’ya “Sen betoncusun. Elazığ’da beton işi yapmıyor musun” ifadesini kullandı. Ejder Açıkkapı, ise “Sen Elazığ’a ne karışıyorsun şerefsiz, terbiyesiz, ahlaksızsın sen” ifadelerini kullandı.
Tartışmalar üzerine Komisyon Başkanı Mehmet Muş toplantıya yeniden ara verdi.
İkinci aranın ardından oturumu yeniden açan Muş, yaptığı konuşmada, milletvekillerini kaba ve yaralayıcı bir dil kullanmamaları konusunda uyardı.
DEPREM BÖLGESİNDEKİ KONUT VAADİNİN SAYISI DÜŞTÜ
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Bakanlığının bütçesine ilişkin sunumuna başladı. 85 milyon nüfusun yüzde 71’inin risk taşıyan bölgelerde yaşadığı bilgisini veren Kurum, 6 Şubat depreminin ilk gününden itibaren seferber olduklarını iddia etti. “Cumhuriyet tarihimizin en büyük deprem seferberliğinin altyapısını hazırladık” diyen Kurum, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, depremin üzerinden 45 gün geçmeden ilk temellerimizi attık, 3. ayın sonunda tam 180 bin yuvanın inşasını başlattık. Şu ana kadar 358 bin ev ve işyerimizin ihalesini gerçekleştirdik. 4 bin 333 köyümüzde, yaklaşık 62 bin köy evimizi de hızla inşa ediyoruz. 26 Ekim’de, 130 bininci konutumuzun anahtar teslimini Hatay’ımızda yaptık. 2024 yılı sonuna kadar, her gün ortalama 1500 konut yaparak 70 bin konutumuzu daha tamamlayacak; toplam 202 bin ev ve iş yerimizi teslim edeceğiz. 2025 yılı sonuna geldiğimizde, 453 bin yuva ve işyerimizin anahtarlarını afetzede kardeşlerimize vermiş olacağız” dedi.
6 Şubat depremlerinin ardından bir yıl içinde 319 bin konut vaat eden Erdoğan, geçen bir yıla rağmen 76 bin konut teslimi ile övünmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 319 bin konut vaadi, “2024 sonunda 200 bine ulaşma” vaadine dönüştü.
RANTSAL DÖNÜŞÜMÜ ÖVDÜ
İstanbul’da rant anlayışı ile yapılan ve binlerce emekçinin şehir merkezinin dışına, hatta Anadolu’ya geri göç etmesine neden olan ‘kentsel dönüşüm projeleri’ ile övünen Bakan Kurum, “Sultanbeyli Mimar Sinan Mahallesinden Zeytinburnu Telsiz ve Beştelsiz’e, Beykoz Tokatköy’den, Beyoğlu Okmeydanı’na; Kartal Orhantepe’den Ümraniye’ye kadar; 39 ilçemizde yeni yuvalarımızı kardeşlerimize teslim ediyoruz. Aynı şekilde Fikirtepe’de insiyatif aldık ve yaklaşık 2 bin konut ve iş yerinin yapımını tamamladık” şeklinde övdü.
TOKİ ile yapılan sosyal konut projelerinden de bahseden Bakan Kurum, “Bizden önce düşe kalka ilerleyen Toplu Konut İdaresini canlandırarak; 21 yılda 3 trilyon lira yatırım yapmış, 1 milyon 462 bin sosyal konut ve 46 bin sosyal donatıyı 5 milyon dar gelirli vatandaşına' sunmuş olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. 2024 yılında; 130 bin konutun ihalesini, 34 bin evin satışını ve 52 bin evin teslimini tamamladık. İlk kez buradan ifade ediyorum. 250 bin sosyal konut kampanyamızda, şu anda 88 bin konutumuzun inşasına başladık.2025 yılı Temmuz ayına kadar da tahsis süreçlerini tamamlayacağız” ifadelerini kullandı ancak İstanbul başta olmak üzere 4 ilde 5 yıldan uzun süredir hak sahibi oldukları TOKİ konutlarının tamamlanmasını bekleyen TOKİ mağdurları yüksek taksitlerle karşılaşmanın yanı sıra hâlâ evlerini teslim alabilmiş değil.
Kurum aynı şekilde Ankara Kızılay meydanının bitişiğinde yer alan Saraçoğlu mahallesine ilişkin de benzer övgüleri kullandı.
Kastamonu, Sinop, Bartın, Rize, Giresun ve Trabzon’daki sellerde, Antalya, Muğla ve son olarak İzmir’deki yangınlarda ve birçok afette hayatını kaybeden insanlara da değinen Bakan Kurum, “Marmara Denizi’nde müsilajı, Orta Anadolu’da, Doğu ve Güneydoğu’da kuraklığı yaşıyoruz. Bu gerçekler ışığında; iklim politikalarımızı belirledik. Sayın Cumhurbaşkanımız, 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma Hedefimizi tüm dünyaya sundular. Biz de bakanlık olarak; 2024-2030 İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı’mızı süratle hazırladık” dedi.
"YEŞİL YATIRIM" ADI ALTINDA ŞİRKETLERE TEŞVİK
İklim kanununun yürürlüğe girmesini temenni ettiğini söyleyen Bakan Kurum, “İklim Kanunumuz bizi güçlendirecek; biz de yeşil dönüşümü hızlandıracağız. Dış ticarette rekabet gücümüzü artırmak için karbon fiyatlandırma ve Emisyon Ticaret Sistemimizi hemen hayata geçireceğiz. Yeşil yatırımlar için finansman mekanizmaları geliştirecek, 'Ulusal Yeşil Taksonomi’ yönetmeliğimizi de 2025 yılında çıkaracağız. 81 ilimiz için ‘Sıfır Atık Yönetim Sistemi Planımızı’ hazırladık. 193 bin binada; sıfır atık yönetim sistemini kurduk. Tam 498 milyon ağacın kesilmesinin ve 5,9 milyon ton sera gazı salımının önüne geçtik. Son 22 yılda, 25 bin 950 adet çevre yatırımına, hiçbir belediye ayrımı gözetmeksizin 58 Milyar lira destek verdik” diyen Murat Kurum’un bakanlık dönemi, neredeyse en fazla orman rantının gerçekleştirildiği, ormanların maden, enerji ve inşaat şirketlerine açıldığı dönem oldu. Bugün Kaz Dağlarında Cengiz Holding’in madenine göz yumulması nedeniyle şirket 1 milyon ağacın kesimine başladı.
KÖRFEZ KİRLİLİĞİ SORUMLULUĞUNU BİRBİRLERİNE ATTILAR
İzmir Körfezindeki kirlilik nedeniyle balık ölümlerinin gerçekleşmesini ve yayılan kötü kokuyu anlatarak CHPli İzmir Belediyesini hedef alan Bakan Kurum, “Biz bu sorunu çözmek adına; 15 maddeden oluşan 'İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planımızı' milletimizle paylaşmış durumdayız. Orta ve uzun vadeli eylem planlarımızı da çok yakında açıklayacağız. Bu işin takipçisi olacağız. İzmir Körfezi’nin, umursamaz ellerde heba olmasına, ‘her seçim öncesinde Körfez’de kulaç atacağız deyip tek bir olumlu adım atmayan zihniyete’ müsaade etmeyeceğiz. O Körfez bir zahmet temizlenecek. Büyükşehir Belediyesi bir zahmet sorumluluklarını yerine getirecek” dedi. İzmir körfezindeki kirliliğin arttığı ilk dönemde ise Çevre Bakanlığı ve belediye sorumluluğu birbirine atıp hiçbir girişimde bulunmamıştı.
“İLİÇ ÜZERİNE BAKANLIKLA ÖDÜLLENDİRİLDİNİZ”
Komisyonda söz alan CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Erzincan’ın İliç ilçesinde, Murat Kurum’un kapasite genişletme kararına onay verdiği madende yaşanan siyanürlü pasa kayması sonucu 9 işçinin göçük altında kalarak hayatını kaybettiğini hatırlattı. Murat Kurum’un TBMM İliç Komisyonu’na bilgi vermemesine tepki gösteren Şevkin, “İliç’te birinci derecede asli kusurlusunuz ve bir gün gelip komisyona konuşmadınız. Modern bir ülkede böyle bir bakan istifa eder. Siz üstelik bakan olarak ödüllendirildiniz. 9 insan öldü. Bir gün bile gelip hesap vermediniz” dedi. Bakan Kurum ise “Hazmedemiyorsunuz” diye karşılık verdi.
Murat Kurum’un “Aziz millet için bu hizmetleri yapmaya devam edeceğiz” ifadesi üzerine Şevkin, “Ne hizmeti yaptınız. Ormanlar katlediliyor, madenlerde her yerleri talan ediyorsunuz. Fay yasasını mı çıkardınız, insanlar depremlerde ölüyor” ifadelerini kullandı.
KARACA: MEMLEKETİ RANTA AÇIYORSUNUZ
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “Afet konuşuyoruz ama esas afet sizsiniz. Hem de ‘yerli ve milli’ afet. Bu memleketin altını üstünü talan edip uluslararası tekellerin rantına açıyorsunuz. Kaz Dağında ve Mazı Dağında milyonlarca ağacı yok edip, suları kurutarak çıkarılan bakır, İngiltere tekeli ICoNiChem’e götürülecekmiş. Silah sanayi için kobalt ve nikel tuzları üretilecekmiş. Yani bize doğa yıkımı, İngiltere majestelerine bal-kaymak! Bakın İliç’in acısı hâlâ taptaze. Bu katliama da ‘afet’ süsü vermeye çalıştınız. Yüzde 80’i Kanada-ABD ortaklı olan tekelden kapacağınız komisyona hem doğayı hem de işçilerin canını kurban ettiniz. Sizin vatanseverliğiniz yabancı maden şirketlerinden, tekellerden aldığınız komisyon kadar.
Bir yanda sıfır emisyondan bahsedeceksiniz, öbür tarafta her gün iklim krizini körüklediği bilimsel olarak kanıtlanan onlarca enerji ve madencilik projesine onay vereceksiniz! Bir yandan iklim değişikliği ile mücadele için ‘net sıfır karbon’ diyeceksiniz bir yandan da yeni termik santrallere üretim izni vereceksiniz. Bu bütçe önerisi ilan ediyor, sizin önemsediğiniz tek yeşil, üstünde Benjamin Franklin’in resminin olduğu yeşil” diye konuştu.
“22 YILDA KURUMADIK DERE KALMADI”
İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, “22 yıl içinde kurumadık ve kirlenmedik dere, akarsu ve göl kalmamış, su kaynakları iyice azalmıştır" diyerek Bakanlığın çevre politikalarını eleştirdi.
Marmara Denizinin kirlilik ve müsilaj nedeniyle öldüğünü ifade eden Kocamaz, “Verimli tarım arazileri ve ovalar üzerine fabrikalar yapılmış, ormanlar taşocağı, çimento fabrikası ve altın madeni uğruna talan edilmiştir. Türkiye’de 240 gölden 186’sı son 60 yıl içinde kurumuş, geriye kalan çok az sayıdaki göller ise kuraklık ve aşırı kirlilik yüzünden tehdit eder hale gelmiştir. Madencilik Kanunu tam 21 kez değişmiş, her değiştiğinde orman varlıklarımız, su kaynakları, kültür mirasları korunamamış ve madencilik faaliyetlerine kurban edilmiştir. Türkiye’de bugün doğayı, ormanı, çevreyi ve kültür varlıklarını maden ocaklarına, çimento fabrikalarına ve taş ocaklarına karşı koruyacak hiçbir kurum kalmamıştır” ifadelerini kullandı.
“ÇEVRE BAKANLIĞI ORMAN KATLİAMINA SESSİZ KALDI”
Türkiye’nin akciğerleri konumundaki Kazdağları’nda Kanadalı altın madeni şirketinin 350 bin ağaç kesimine izin verilerek ormanlarımızın yok edilmesine göz yumulduğunu hatırlatan Kocamaz, “Akbelen Ormanı’nda Muğla’nın şahdamarları kesilmiş ve 15 yıllık ağaçlar acımadan yok edilmiş, yaklaşık 65 bin ağaç katliamı yapılmıştır. Kazdağları’ndaki orman katliamını Çevre Bakanlığı durduramamış, seyirci kalmış, ancak vatandaşların ve çevre gönüllülerinin başlatmış oldukları su ve vicdan nöbeti durdurabilmiştir” dedikten sonra Erzincan İliç’te yaşanan liç kayması sonucu 9 işçinin hayatını kaybettiğini hatırlattı.
“TÜM İTİRAZLARA RAĞMEN AKKUYU DEVAM EDİYOR”
Akkuyu Nükleer Santralinin Mersin’in havasını ve denizini kirleteceğini vurulayan Kocamaz, “Santral, Mersin halkının tüm itirazlarına rağmen kurulmaya devam etmektedir. Fay hattı üzerinde kurulan bu santrale yönelik endişe her geçen gün artmaktadır. Santral tüm itirazlara rağmen inatla ve ısrarla yapılan bir tesistir. Böyle bir tesiste meydana gelebilecek en küçük bir sızıntının 200 kilometre yarı çaplı bir bölgeyi doğrudan kirleteceği ve etkileyeceği ortadadır. Santralin sürekli soğuma ihtiyacı nereden karşılanacak bu konuda da halen bir belirsizlik yaşanmaktadır” uyarılarını hatırlattı.
“İNSAN SAĞLIĞINI RİKE ATTINIZ”
Mevcut çimento fabrikaları ve taş ocakları yetmezmiş gibi yeni çimento fabrikası ve taş ocağı için ÇED raporu verildiğine dikkat çeken Kocamaz, “Tarsus’ta geniş bir tarım ve orman alanına çimento fabrikası ve bu fabrikaya ait ham madde sahaları kurulmak için ÇED gerekli değildir raporu verdiniz. Ayrıca Turunçlu, Değirmençay ve Hamzabeyli mahallelerinde yayla turizminin yapıldığı, tarım ve ormanlık alanlarla birlikte yerleşim alanlarına çok yakın alanda 4 ayrı taş ocağı için izin verdiniz. Mersin’de çevre ve insan sağlığına zarar verecek bu yatırımları da görmezden geldiniz. Bu raporları verirken hiç mi vicdanınız sızlamadı” dedi.
KAYYUMA TEPKİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ise, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyum atanmasına ilişkin “Esenyurt meselesinin üzerinde çok duracağız. Esenyurt, İstanbul’da ve Türkiye’de ‘kent suçları müzesi’ olacak kadar, bir dönem bir siyasal iktidarın siyasetin finansmanını merkezine koyacak kadar önemli bir yapıdır” dedi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et