Çevre Bakanlığı bütçe görüşmesinde konuşan EMEP’li Karaca: Sizin tanıdığınız tek yeşil, dolar yeşili!
Çevre Bakanlığı bütçe görüşmesinde konuşan EMEP’li Karaca, “Memleketin altını üstünü talan edip uluslararası tekellerin rantına açıyorsunuz. Sizin tanıdığınız tek yeşil, dolar yeşili!” dedi.
Fotoğraf: EMEP Basın
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2025 yılı bütçesinin görüşmelerinde konuştu.
Bakanlığın deprem bölgesi başta olmak üzere milyarlarca lira yatırım, yüzbinlerce konut, binlerce onarım, hektarlarca etüt çalışmasının gerçekleri yansıtmadığını dile getiren Karaca, “‘Vatandaştan dua aldık’ dediniz ya alın size Araban’ın Sarıtepe köyünden bir vatandaşın duası: ‘Depremden beri konteynırda kalıyoruz. Kış geliyor ne ısıtıcı ne klima hiçbir şey yok. Yazın kendi imkanlarımız ile soğutucu, kışın ısıtıcı alıyoruz, 1 hafta sürmeden patlıyorlar. İki yıl olacak hâlâ kredi çıkmıyor, evler yapılmıyor, konteynerlar çöküyor. İçinde oturulacak gibi değil. Kendi imkanlarımızla tadilat yaptırıyoruz en fazla 3 ay sürüyor, sonra yine aynı.’ Hatay’da zeytinlikleri söküp yol yapıyorsunuz, refüje de ağaç dikiyorsunuz. Zeytinliklerimizi vermeyeceğiz diyen Çiğdem Arslan sürüklene sürüklene göz altına alınıyor” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçe görüşmesindeyiz.
— Emek Partisi (@emekpartisi) November 8, 2024
Doğayı talan edip, "çevrecinin daniskası" reklamı yapanlara, yerli ve yabancı sermayeye "yeşil halı" serenlere sözümüz var!
Sizin tanıdığınız tek yeşil, dolar yeşili! pic.twitter.com/nng76WQ5Dz
“HANGİ SOSYAL KONUT MÜJDESİNDEN BAHSEDİYORSUNUZ?”
“Dilinizde ‘güvenli kentler’ ve ‘akıllı şehirler’. 6 Şubat depremlerinde yıkılan binalara ilişkin açılan davaların yalnızca 10 tanesinde bu binaları denetlemekle yükümlü kamu görevlilerinin yargılanması için izin verildi. Yargılanan denetim firması yetkilisi sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Kimi kandırıyorsunuz?” diyen Karaca, sosyal konut müjdesi olarak verilen TOKİ’lerin 5 yıldır inşaatların tamamlanmadığını, hak sahibi olanların ise taksitlerini ödeyemediğini söyledi.
Karaca, “Hangi sosyal konut müjdesinden bahsediyorsunuz? Şu sunumlarda keşke hala konteynırda kalan vatandaş sayısını da verseniz. Kurduğunuz Afet Yeniden İmar Fonuna tek kuruş kaynak aktarmadığınızı anlatsanız. Biraz gerçekleri konuşsak” dedi.
“MEMLEKETİ RANTA AÇIYORSUNUZ”
Karaca, “Afet konuşuyoruz ama esas afet sizsiniz. Hem de ‘yerli ve milli’ afet. Bu memleketin altını üstünü talan edip uluslararası tekellerin rantına açıyorsunuz. Kaz Dağında ve Mazı Dağında milyonlarca ağacı yok edip, suları kurutarak çıkarılan bakır, İngiltere tekeli ICoNiChem’e götürülecekmiş. Silah sanayi için kobalt ve nikel tuzları üretilecekmiş. Yani bize doğa yıkımı, İngiltere majestelerine bal-kaymak! Bakın İliç’in acısı hâlâ taptaze. Bu katliama da ‘afet’ süsü vermeye çalıştınız. Yüzde 80’i Kanada-ABD ortaklı olan tekelden kapacağınız komisyona hem doğayı hem de işçilerin canını kurban ettiniz. Sizin vatanseverliğiniz yabancı maden şirketlerinden, tekellerden aldığınız komisyon kadar” diye konuştu.
İzmir Körfezinden bir şişe numune su getirilmesine ilişkin Karaca, “Keşke İzmit Körfezinden de getirseydiniz. Hani şu ‘çözeceğiz’ deyip de daha beter hale getirdiğiniz yerden. Körfez çevresindeki sanayi tesislerinin atığını Marmara Denizi’ne dökmesine göz yumarak, sermayedarları ihya etmek uğruna denizi komaya soktunuz” ifadelerini kullandı.
“KÖFTEYİ PATRONLAR YİYOR, HALKA ZIKKIM DÜŞÜYOR”
Karaca konuşmasına şöyle devam etti;
“Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinin atıkları Nizip Çayını zehirliyor dedik. 10 yılda bir arıtma tesisini anca kurdunuz. Fatma Şahin, ‘Dere temizlenecek, bu derenin suyuyla köfte yiyeceğiz’ demişti. Dereden alınan son numunelerde yüksek derecede ‘nonilfenol’ çıktı. Bu öldüren kimyasal önce OSB işçilerinin ellerinden ve ciğerlerinden geçiyor, ardından da Nizip Çayı’na karışıyor. 30 köyün suyuna, hayvanına, bitkisine, insanına etki ediyor! Köfteyi patronlar yiyor, halka zıkkım düşüyor.
“ÇEVRESEL YIKIMDAN RANT ELDE ETMEYE ÇALIŞIYORSUNUZ”
Atıklarını suya boşaltan OSB’lere bir yaptırımınız olmadığı gibi ‘yeşil OSB’ adı altında Avrupa Birliği’nden fonlar alarak, çevresel yıkımdan rant elde etmeye çalışıyorsunuz. Islah edilen mera alanlarını arttırdık diyorsunuz. Oysa mera alanını enerji ve maden şirketlerine peşkeş çekiyorsunuz. Ordu’nun Derebaşı ve Birebir Yaylalarında, Antep’in Karakesek köyünde halk mera alanlarında maden, santral istemezken, jandarmayla halkı korkutuyor, tehdit ediyorsunuz. Halk size biz nasıl geçineceğiz, köyümüz ne olacak diye soruyor, organize sanayi patronlarının enerji ve ucuz emek ihtiyacı sizin önceliğiniz olduğu için ‘Git organizede işçi ol’ diyorsunuz.
“BU BÜTÇEYİ KABUL ETMİYORUZ!”
Bir yanda sıfır emisyondan bahsedeceksiniz, öbür tarafta her gün iklim krizini körüklediği bilimsel olarak kanıtlanan onlarca enerji ve madencilik projesine onay vereceksiniz! Bir yandan iklim değişikliği ile mücadele için ‘net sıfır karbon’ diyeceksiniz bir yandan da yeni termik santrallere üretim izni vereceksiniz. Bu bütçe önerisi ilan ediyor, sizin önemsediğiniz tek yeşil, üstünde Benjamin Franklin’in resminin olduğu yeşil.
Size tavsiyem, gidin bu bütçeyi madenlerde katlettiğiniz işçi ailelerine, suyuna zehir kattığınız köylülere, bir ev sahibi olacağız diye tefecilerin eline düşen TOKİ mağdurlarına, deprem mağdurlarına, konteynerlerda baş gösteren menenjit ve astıma karşı çocuğunu korumaya çalışan kadına, ağacına sarılıp size beddua eden Akbelenlilere, Kaz Dağları köylülerine anlatın. Onlar bu bütçenin gerçeklerini biliyor, biz de onlar adına bu bütçeyi kabul etmiyoruz!” (HABER MERKEZİ)