Türk Traktör’de daha az işçiyle daha yoğun çalışma!
Temmuz ayında 29 işçinin daralma, performans düşüklüğü gerekçeleriyle işten çıkarıldığı Türk Traktör'de çalışan işçiler, şimdi yoğun tempoda çalıştırıldıklarını anlatıyor.
Fotoğraf: Evrensel
Demir DİKKAN
Ankara
Türk Traktör 2024 üçüncü çeyrek finansal verilerine göre şirketin net kârı 5.1 milyar TL oldu. Faaliyet kâr marjı ve faiz, amortisman ve vergi öncesi kârlılık (FAVÖK) oranı arasındaki fark ise yüzde 2.5 olarak gerçekleşti. Üretime koyulan toplam sermaye içerisinde faiz, amortisman ve vergi gideri yalnızca yüzde 2.5!
Türk Traktör internet sitesinde yer alan açıklamalara göre finansal verileri değerlendiren Şirket Temsilcisi Matthieu Séjourné, Türkiye’deki traktör üretiminin yüzde 60’ını, ihracatının ise yüzde 79’unu karşılamaktan ‘gurur’ duyduklarını belirtirken pazarın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında daralmasına rağmen elde edilen kâr oranlarının çok kıymetli olduğunun altını çiziyor.
Gelelim bu açıklamaların iç yüzüne. Türk Traktör yönetimi temmuz ayında 29 işçiyi işten çıkarmıştı. Bu, fabrikanın iki haftalık duruş sürecinin hemen öncesine tekabül ediyor. Üretilen motor tipinin yeni uluslararası standartlara uymaması nedeniyle üretimine son verildi. Duruş sonrası ise üretim yeniden örgütlenerek hız kesmeden devam etti. Öyle ki Türk Traktör işçileri stokların boş olması nedeniyle üretimin hiç olmadığı kadar yoğun olduğunu, sürekli fazla mesai baskısının oluştuğunu belirtiyorlardı. İşçiler “Elimizdekini diğer bölüme verdiğimizde üretim devam ediyor. Bir bölüm kitlenirse tüm üretim aksar” diyordu.
Çalışma koşulları bu biçimiyle ağırlaşırken bir yandan işçilerin girdikleri yüzde 27’lik ve üstü vergi dilimleri artan hayat pahalılığı ve enflasyon koşullarında ücretler buharlaştı. Türk-İş’in eylül ayındaki 1 saatlik iş bırakma kararına Ankara’da Türk Metal’in örgütlü olduğu hiçbir fabrikada uyulmadı. O dönemde de Türk Traktör işçileri bunu büyük bir yanlış olarak değerlendirip “Bizim fabrikamızda ses çıkarmanın, çatal kaşık çalmanın bir anlamı yok. Esas gücümüzü üretimi aksatarak gösterebiliriz. Üretim bu kadar yoğun ve stok yokken sendika ciddi olsa hakkımızı almanın tam zamanı olduğunu görürdü. Ancak bizi oyalıyorlar” ifadeleriyle sendikacıların tutumunu eleştiriyordu. Türk-İş’in Ankara mitingine ise 100 binden fazla işçi katıldı. Ancak iş yerlerinde eylemlerin örgütlenmesinden tutalım da işçilerin alana birlikte, taleplerini hazırlayarak gelmesine kadar somut adımlar atılmadı. Buna rağmen işçilerin hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren sloganları ve sendika yöneticilerine karşı öfkeleri çeşitli biçimlerde alana yansıdı.
Gelinen noktada Türk Traktör’ün açıkladığı veriler tam bir şeffaflık ortaya koymasa da işçilerin neredeyse 10’da 1’i kadar vergi ödediklerini gösteriyor. Üstelik 2024 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının şirketlere verdiği teşvik yüzde 245 arttı. Önümüzdeki yıl da katlanarak atması bekleniyor. Görülüyor ki vergide adaleti ve insanca yaşayacak ücreti sağlayacak yeterli düzeyde kaynak var ancak patronlar için kullanılıyor!
Ekim ayının son günlerinde ise 29 Türk Traktör işçisinin işine son verildiği iddia ediliyor. İşçilerin performansı, siparişlerde daralma gibi bahaneler öne sürülüyor. Ancak yukarıdaki tablo açıkça gösteriyor ki işten atmaların gerçek nedenleri başka. Daha az işçiyi daha yoğun çalıştırarak sömürüyü artırmak, işten atılan işçilerle gözdağı vererek itiraz eden işçiler de baskı altına almak isteniyor. Bir yandan da bakanlık eliyle verilen teşvikler cabası! İşçilerin ise tek bir seçeneği var. Sıradakinin kendisi olmaması için birlik olmak…
‘FABRİKA YÖNETİMİ İŞTEN ATMALARI MEŞRU GÖSTERMEYE ÇALIŞIYOR’
Türk Traktör İşçisi
Ankara
Fabrikamızda yine birçok bölümden işten atmalarla karşı karşıyayız. Üretim düşmesi, işler düşük, önümüzü göremiyoruz bahaneleri ile algı yaratıp, işçileri son dakikalara kadar çalıştırılıp sebep göstermeden veya bazılarını performansın düşük diyerek işten çıkarıyorlar. Bölüm müdürlükleri bizle ilgisi yok insan kaynaklarından geldi haber derken insan kaynakları tam tersini bölüm müdürlükleri için söylüyor fakat işçiler sendika yönetimine şakşakçılık yapmadıklarından ötürü sendika yöneticilerinin attırdığını da düşünüyor. Zaten sebepsizce işten çıkarılan çoluk çocuk sahibi olan işçiler için sesini dahi çıkarmıyor, işten atılmaları meşru kılmaya çalışıyorlar. 15-20 yıllık işçiler benim bile yarınım belli değil diyerek tedirginlik ve işten çıkarılma korkusu ile çalışıyor. Üretim düşmediği gibi daha az işçi ile daha fazla iş yaptırılmak isteniyor. Fazla mesai dayatması son işten çıkarmalardan sonra iyice arttı, mesaiye kalmayan işçilere mobbing uygulanıyor, işten atılma tehdidinde bulunuluyor.