9 Kasım 2024 20:41
/
Güncelleme: 10 Kasım 2024 14:12

Buca işçileri bilgilendirme toplantısını terk etti: Hazırladığımız taslağın bir kuruş altını kabul etmeyeceğiz

Buca Belediyesi temizlik işçileri görüşmelerle ilgili bilgilendirme toplantısını terk ederek kendilerine sorulmadan taslakta belirtilen ücretlerinin altına düşülmesini kabul etmediklerini belirttiler.

Buca işçileri bilgilendirme toplantısını terk etti: Hazırladığımız taslağın bir kuruş altını kabul etmeyeceğiz

Fotoğraf: Emirhan Durmaz/Evrensel

Berkay SERT
İzmir

CHP yönetiminde olan Buca Belediyesi’nde toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürüyor. Geçtiğimiz günlerde işveren sendikası olan SODEMSEN ve Genel-İş arasında devam eden sürecin tıkanması üzerine Genel-İş bir basın toplantısıyla Buca Belediyesi’nde 12 Kasım’da olmak üzere örgütlü olduğu yerlerde greve çıkılacağını açıklamıştı. Grev günü yaklaşırken yapılan görüşmeler üzerine işçiler bugün temizlik işçilerini süreçle alakalı bilgilendirmek için ayarlanan toplantıyı terk ederek kendilerine sorulmadan taslakta belirtilen ücretlerinin altına düşülmesini kabul etmediklerini belirttiler.

“YOKSULLUK SINIRININ ÜSTÜNDE BİR ÜCRET İSTEMEK HAKKIMIZ”

Ücret pazarlığında işçilerin sözleşme taslağında istedikleri brüt ücret gıda kartları hariç 67 bin lira. Buna karşın belediyenin son toplantıda teklif ettiği net ücret ise gıda kartları dahil 42 bin lira ve sendikanın son olarak düştüğü rakam ise gıda kartları dahil, net 53 bin lira olarak belirtiliyor.

İşçiler bu ücretler için “İnsanlarda belediye işçilerinin çok yüksek ücretler aldığına, az çalıştığına dair bir algı var ama bu doğru değil. Evet ülkenin durumu ortada, özel sektörde bizim maaşlarımızın altına da çalışan insanlar var. Ancak bizim de durumuz ortada, açlık sınırında ücretlerle birçoğumuz borç içindeyiz. Ücretlerimiz parça parça ve geç yattığı için ek faizler ödemek durumda kalıyoruz. Bizler önceki yaptığımız sözleşme ve yaşanan enflasyon nedeniyle iki yıldır mağduruz. Ayrıca bu ücretlerin de ilerleyen zamanda hükümetin açıkladığı doğru olmayan istatistiklerle eriyeceğini biliyoruz. O yüzden en azından, brüt olsa dahi yoksulluk sınırını gözeten bir ücret istemek bizim en doğal hakkımız” diyor.

“TASLAĞIN BİR KURUŞ ALTINA DÜŞÜLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ”

İşçiler taslaklarındaki ücretleri kırmızı çizgileri olarak belirterek “Bizim taslağımız ortada. Biz aylar önceden ihtiyaçlarımıza uygun düşen ücretleri, maddeleri belirlemişiz. Bu görüşmeler bizim ihtiyaçlarımızın, insanca yaşayacak ücretimizin pazarlığının yapıldığı yer değil, bizi temsil eden sendikanın hakkımızı almak için mücadele ettiği bir yer olmalı. Bizim başından beri temsilcilerimize söylediğimiz şey taslağımız ve özellikle yevmiyemiz bizim için kırmızı çizgi. Biz buradan bir kuruş altına düşülmesini kabul etmiyoruz. Grevse grev, mücadeleyse mücadele. Hakkımızı alana kadar devam etmek istiyoruz” diye konuştular.

“CHP SÖYLEMDE BAŞKA PRATİKTE BAŞKA HAREKET EDİYOR”

İşçiler “Biz insanca yaşamak istiyoruz. CHP Genel Başkanı yoksulluk sınırından bahsediyor, işçilerin haklarını almasından bahsediyor. Ama iş kendi belediyelerine gelince bizi yoksulluk sınırının hayli altında maaşlara mahkum ediyor. Bu işin artık partisi, osu busu yok. Bizler CHP’li olsak, oyumuzu oraya versek de ekmek parası farklı bir şey. Bizim arkadaşlarımız şunu söylüyor. Biz artık eşimizi, çocuğumuzu alıp bir kez bile dışarı götüremiyoruz. Yiyeceğimizi rahat rahat alamıyoruz, kiralarımızı zar zor ödüyoruz. Hepimiz icralarla, borçlarla boğuşuyoruz. Şurada bir bakın herkes yaşamak için ek işlerde çalışmak zorunda. Bir de partimiz de gelip bize bu ücretleri teklif edecekse biz bunu kabul etmiyoruz, edemeyiz” şeklinde konuştular.

“ESKİ ZAMANLARDAKİ KÖLELER GİBİYİZ”

“Açlık sınırının bu kadar altında ücretler aldıktan sonra bizim çalışmamızın anlamı nedir” diyerek sözlerine devam eden işçiler, “Eskiden köle sahipleri köle alırken bile onlara sorulurmuş. Sen bu kölenin barınmasını, yemeğini karşılayacak duruma sahip misin diye. Eğer belediyeler işçisinin maaşını karşılayacak bütçeye sahip değilse bize seçim dönemi gelip maaşlarımızla, koşullarımızla alakalı sözler vermeyecek. Bu belediyeler çok uzun zamandır CHP’nin elinde onlar bu durumu bilmiyorlar mıydı da bize böyle vaatler verdiler” ifadelerini kullandı.

“SENDİKAMIZ DA BÖYLE YAPARSA…”

Son olarak işçiler türlü saldırılara karşı sendikanın tutumunu eleştirerek “Biz sözleşmemizi yapalı olmuş iki sene. Zaten hükümet tüm imkanlarıyla emekçiye, yoksula saldırıyor. İki sene öncesinden şimdiki enflasyon farkını hesaplasak kim bilir yüzde kaç yapar. Bunun üstüne ana muhalefet dediğimiz CHP bizi belediyelerde düşük tekliflerle eziyor. E bizi korumasını, savunmasını beklediğimiz sendikamız da bizim hiç bilgimiz olmadan bizi sefalet ücretlerine mahkum ediyor. Haberlerde Kartal’da olanları da gördük. Bunları bizim de yaşayabileceğimizin farkındayız. Arkadaşlarımızı bilinçlendirmeye, mücadeleye ikna etmeye çalışıyoruz. Artık emeğimizin karşılığını almak için sahada mücadele etmekten başka çıkış yolumuz yok” diye belirtti.

Evrensel'i Takip Et