Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu: Okul yemeği için yeterli bütçe hemen şimdi!
Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, bütçe görüşmesi öncesi MEB önünde yaptığı açıklamada, okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrenciler için okul yemeği ve temiz suya erişim için yeterli bütçe talep etti.
Fotoğraf; Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, perşembe günü görülecek Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi öncesi okul yemeğine bütçe ayrılması talebiyle açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada, “ Okul yemeği kamusal haktır ve okul yemeği programlarını uygulamak sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Kamu eliyle, kamu kaynaklarıyla okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrenciler için okul yemeği ve temiz suya erişim için yeterli bütçe ayrılmalı bir an önce okul yemeği programı hayata geçirilmelidir” denildi.
November 12, 2024
Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapılan açıklamada koalisyon adına konuşan Ömer Yılmaz, okul yemeği programlarının yüzü aşkın ülkede uygulandığını vurguladı. Kamuda tasarruf gerekçesiyle taşımalı eğitimde uzun yıllardır süren ikili eğitim gören öğrencilerin okul yemeği uygulamasının kaldırıldığını hatırlatan Yılmaz, “Deprem bölgesinde okul öncesi ile sınırlı olan okul yemeği uygulaması 2024-2025 eğitim öğretim yılı başından itibaren okullarda uygulanmıyor. Ancak genel seçimden bugüne üç kez özel meslek liselerine yüzde yüze varan oranda teşvik açıklandı. 26 Eylül 2024 tarihinde Resmi Gazete’ de yayınlanan yönetmelikle deprem bölgesindeki özel okullara destek açıklandı. STK adı altında yapılara 2024’ün ilk 6 ayında 100 milyara yakın kaynak aktarıldı” dedi.
“MESELE KAYNAK DEĞİL, KAYNAKLARIN ÇOCUKLAR İÇİN KULLANILIP KULLANILMAYACAĞI MESELESİ”
Meselenin kaynak değil, var olan kamusal kaynakların çocuklardan yana kullanılıp kullanılmayacağı meselesi olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “TÜİK İstatistiklerle Çocuk 2022 raporuna göre çocuk nüfusunun dörtte üçü okul çağındadır. Rapora göre; ülkemizde diğer besinlere göre daha ucuz olduğu için ekmek, makarna gibi yiyecekleri tüketen çocuk oranı yüzde 62,4; her gün meyve tüketebilen çocukların oranı yüzde 50,5; sebze tüketebilen çocukların oranı yüzde 33, et, balık tüketebilen çocukların oranı ise yüzde 10,2’dir. Ülkemizde 0-4 yaş aralığındaki çocuk sayısı yaklaşık 6 milyondur. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre 5 yaş altı çocuklarda bodurluk yüzde 10’a ulaşmıştır. TTB ve SES’in Hatay’ın Antakya, Defne, Samandağ ilçelerinde 600’e yakın çocuğu gözlemlediği araştırmasında elde edilen bulgulara göre 5 yaş altı çocuklarda bodurluk ve zayıflık oranı artmış durumdadır. Bodurluk yetersiz beslenme sonucu oluşur ve zayıflıktan farklı olarak kalıcıdır” diye konuştu.
“BAKANLIK OKUL KAYDI OLMAYAN ÇOCUKLARIN NEREDE OLDUĞUNU AÇIKLAMIYOR”
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre 2023-2024’te eğitim dışındaki çocuk sayısı yüzde 38,4 artarak 612 bin 814’e yükseldiğini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti: “Ayrıca bakanlık hiç okul kaydı olmayan 1 milyon 123 bin çocuğun nerede olduğunu açıklamamaktadır. Açık öğretim öğrencileri ile okul çağında olup ta örgün eğitim dışında olan çocuk sayısı 2 milyon 300 bini aşmıştır.Ortaöğretimde okuldan kopuş hızı ise vahim boyuta ulaşmıştır. Ekim 2024 verileri ile 18 yaş altı 421 bin 633 çocuğun Mesleki eğitim merkezleri (MESEM)’ lerle birlikte okulla bağı koparılmıştır. MESEM, mesleki eğitim, açıköğretim oranları birlikte değerlendirildiğinde 3,2 milyon öğrenci yani okul çağı nüfusunun yüzde 56’sı genel ortaöğretimde değildir. Ayrıca tek başına okul kaydı çocuğun okulda olduğunu, okula devam ettiğini göstermede geçerli bir veri değildir. 2020 yılına kadar farklı kademeler ve program türleri için devamsızlık göstergesi 2021, 2022, 2023 yıllarında ve MEB’in 2024 yılı bütçe teklifinde de açıklanmadı. Oysa ki yalnızca salgın öncesi 2019’da devamsızlık oranı genel ortaöğretimde yüzde 25,1’e, mesleki ve teknik ortaöğretimde yüzde 40,7’ye ulaşmıştı.”
“İKTİDAR OKUL YEMEĞİ PROGRAMINI UYGULAMAKTAN SORUMLUDUR”
Anayasa’da okul yemeğinin devletin temel sorumluluğu olarak açıkça belirtildiğini vurgulayan Yılmaz, “Okul yemeği programının dezavantajlı bölgelerden ve okul öncesi eğitimden başlayıp yaygınlaştırılarak tüm çocuklara okul yemeği sağlanacağı söylendi. Sağlık Bakanlığı sağlıklı beslenme programları kapsamında, 11. Kalkınma Planında (2019-2023), 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Planında, 2023 Eğitim Vizyon Belgesinde, Milli Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı (2015-2019)’nda, Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı (2018-2023)’nda vb. düzenlenmiştir. Bu belgelerde okullarda ücretsiz bir öğün yeme sağlanacağına ilişkin taahütler bulunuyor. 20. Eğitim Şurasında da MEB’de bir hedef olarak konuyor. 20. Milli Eğitim Şurası’nda da karar altına alınmıştır. Siyasi iktidar yasal, anayasal ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklı okul yemeği programını uygulamaktan ve temiz suya erişimi sağlamaktan sorumludur” diye konuştu.
‘OKUL YEMEĞİ LÜTUF DEĞİL HAKTIR’
Yılmaz, okul yemeğinin lütuf değil tüm çocukların, gençlerin kamusal hakkı olduğunu vurgulayarak; “Okul yemeği kamusal haktır ve okul yemeği programlarını uygulamak sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Kamu eliyle, kamu kaynaklarıyla okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrenciler için okul yemeği ve temiz suya erişim için yeterli bütçe ayrılmalı bir an önce okul yemeği programı hayata geçirilmelidir” dedi.
“BİR ÖĞÜN YEMEĞİN MAALİYETİ BİR AYDA ÖDENEN FAİZ KADARDIR”
Açıklamanın ardından milletvekilleri söz aldı. CHP Milli Eğitim Bakanlığı'ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, “Biz gerek eğitim mitingimizde, yaz aylarında gezdiğimiz 23 ilde okul yemeğini ve su hakkını tüm valilerimize ve tüm halk buluşmalarında dile getirdik. Geçtiğimiz hafta bir kanun teklifi verdik. Bugün de Meclis’te bir araştırma önergesiyle bu konunun gündeme gelmesini sağlıyoruz. Eğer Türkiye’deki zorunlu öğretim kapsamında bir öğün okul yemeği verilirse toplam maliyet 190 milyar lira. 190 milyar lira bu ülkenin neredeyse bir ayda ödediği faiz kadar. Bütçede bir yığın böyle gedik var. Bu rakamı çocuklarımızdan esirgememiz gerekir” dedi.
“ÇOCUKLARI AÇLIKLA, ÖLÜMLE SINIYORSUNUZ”
EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca şunları söyledi, “Bugün burada çocuk katili düzene karşı çocukların yaşam haklarını savunmak için bir aradayız. Sadece karınlarını doyurmak için değil. Bu mücadele çocukların karnının doyması mücadelesi. Yıllardır bu ülkenin dört bir tarafında kadınların, velililer, işçilerin, emekçilerin mücadelesiyle bugün bu kadar büyük meşru bir talep haline geldi. Daha önce bu mücadelenin sonucunda bir dönem okul öncesine bir öğün ücretsiz yemek sağlayanlar depremi fırsat bilip bu hakkı çocukların elinden aldılar. Yüz binlerce imza topladık geçen bütçe döneminde. Milli Eğitim Bakanının önüne koyduk. Dedik ki ‘gereğini yapın. Bu ülkenin çocuklarını açlıkla sınıyorsunuz, MESEM’lerde ölümle sınıyorsunuz aynı zamanda yoksul halk çocuklarını eğitimsizlikle, çocuk işçilikle sınıyorsunuz. Onları ayırmanız gereken bütçeyi patronlara peşkeş çekiyorsunuz. Çocukların hakkını istiyoruz, milyonlar bunu istiyor’ dedik. Önüne koyduğumuz yüzbinlerce imzanın gereğini yerine getirmeyen Milli Eğitim Bakanlığına bu sefer koalisyon ile birlikte ‘Bunun gereğini yerine getirmezse aynı zamanda bir suç işlediği bilgisini de söyleyeceğiz’ dedik. Bütçeden çocukların hakkını istemek demek çocuklar yoksulluktan ölmesin demek, çocuk işçi olarak ölmesin demek. Yoksul halk, çocuklarının bodurluğuyla kendisini vicdan azabında hissetmesin, bunu istemek. Ülkenin dört bir yanında özellikle kadınlarla yürüttüğümüz tüm okullarda bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek kampanyasını devam ettireceğiz. Çünkü bu mücadele, çocukların ölüm kalım mücadelesi. Biz yaşamdan yanayız. Bütçeden çocukların hakkını alabilmek için de koalisyonun ortaya koyduğu talepleri ve bununla birlikte de aç çocukların isyanını da taşıyacağız”
“YAŞAM HAKKI MÜCADELESİNİN BİR PARÇASI”
Dem Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, çocuklara bir öğün yemek hakkının yaşam hakkı mücadelesinin çok önemli bir parçası olduğunu belirterek; “20 yıl öğretmenlik yapmış ve KHK ile ihraç edilmiş bir eğitim emekçisi olarak sesleniyorum. Bundan 10-15 yıl önce okullarımızda bir iki tane çokcuk beslenme getiremezdi. Biz karnını bir şekilde toplumsal dayanışmayla doyururduk. Ancak şu anda sınıfların neredeyse yarısı okula aç geliyor. Toplumun geldiği vaziyet buyken iktidar tasarruf tedbiri adı altında taşımalı eğitim yapan köy okullarının servislerini kaldırıyor. Kamu kaynaklarını kendi yandaşlarını peşkeş çekerken yoksul çocuklara açlık kalıyor” dedi.
“TEK BİR ÇOCUK OKULA AÇ GİDİYORSA SERVETİN TÜMÜ ÇALINTIDIR”
TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, “Öyle bir rejim inşa ediliyor ki.Bu ülkedeki yoksullarını, emekçilerini iktidarlarını kul sermayelerine köle isteyen bir rejim bu. O rejimin sahiplerine diyorum ki. Bu ülkede tek bir çokcuk bile yatağa aç giriyorsa, okuluna aç gidiyorsa sahip olduğu servetin tümü çalıntıdır” dedi.
“SARAYIN BİR GÜNLAK MASRAFIYLA ON BİNLERCE COCUĞUN KARNI DOYABİLİR”
SOL Parti Meclis Üyesi Sercan Dede, “Biz ne kadar ‘sağlık ve kamu hizmetleri kamu üzerinden verilsin’ dedikçe onlar itibardan tasarruf olmaz diyerek şatafatlarına devam ediyorlar. Sarayın bir günlük masrafıyla on binlerce cocuğun karnı doyabilir. Hep birlikte, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. İnaniyoruz ki çocuklarımız karnı tok yatağa girecek” dedi. (Ankara/EVRENSEL)