22. Astana görüşmelerinin ortak bildirisinde 'Türkiye-Suriye ilişkileri' vurgusu
Astana’daki Suriye konulu 22'inci Yüksek Düzeyli Toplantı'nın ortak bildirisinde, Türkiye-Suriye ilişkilerinin yeniden tesis edilmesine yönelik çabaların sürdürülmesi gerektiği vurgulandı.
Fotoğraf: Meiramgul Kussainova/AA
Astana’da düzenlenen Suriye konulu 22'inci Yüksek Düzeyli Toplantı'nın ardından yayımlanan ortak bildiride, Türkiye-Suriye ilişkilerinin yeniden tesis edilmesi çabalarının sürdürülmesi gerektiği vurgulandı. "İki ülkenin de birliği, toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı prensibine tam bağlılık temelinde" Türkiye ve Suriye arasında iletişimin devamının önemi teyit edildi.
Pazartesi günü başlayan ve Türkiye’yi Genel Müdür Büyükelçi Mustafa Yurdakul'un temsil ettiği toplantının ardından Astana formatının garantör ülkeleri olan İran, Rusya ve Türkiye temsilcilerinin imzaladığı ortak bildiri yayımlandı. Ortak bildiride Astana formatında gerçekleşecek bir sonraki zirvenin 2025 yılının ilk yarısında Rusya’da gerçekleşeceği belirtildi.
"TÜRKİYE İLE SURİYE ARASINDA İLETİŞİM SÜRMELİ"
Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğüne taraflarca saygı gösterildiğinin altı çizilen ortak bildiride, Suriyeli mültecilerin geri dönüşü ve Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini normalleştirme çabalarına ilişkin şu ifadelere yer verildi:
''Terörle mücadele edilmesi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) katılımıyla Suriyelilerin güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşü için uygun koşulların oluşturulması, siyasi sürecin canlandırılması ve tüm Suriyelilere insani yardımın engelsiz aktarılmasının sağlanması için Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin karşılıklı saygı, iyi niyet ve iyi komşuluk ilişkileri temelinde yeniden tesis edilmesine yönelik çabaların sürdürülmesinin önemini vurgulamışlardır. İki ülkenin de birliği, toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı prensibine tam bağlılık temelinde Türkiye ve Suriye arasında iletişimin devamının önemini teyit etmişlerdir.
25 Nisan 2023’te Moskova’da gerçekleştirilen Savunma Bakanları toplantısında ve 10 Mayıs 2023’te gerçekleştirilen Dışişleri Bakanları toplantısında alınan kararların takibi mahiyetindeki Rusya, İran, Suriye ve Türkiye’nin dörtlü format çerçevesindeki çabalarını memnuniyetle karşılamışlardır. Bu formatta iletişimin sürdürülmesinin önemini vurgulamışlardır.’’
TUSAŞ SALDIRISI KINANDI
TUSAŞ saldırısının kınandığı ortak bildiride, şöyle dendi:
''Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü zayıflatan ve sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere, komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı durma konularında birlikte çalışmaya devam etme yönündeki kararlılıklarını ifade etmişlerdir. 23 Ekim 2024 tarihinde Ankara’da TUSAŞ binasına yönelik gerçekleştirilen saldırı dahil olmak üzere, terörist grupların eylemlerini ve Suriye’nin muhtelif bölgelerinde, farklı isimlerle faaliyet gösteren ve sivil tesisleri hedef alarak sivil kayıplara neden olan terörist grupları kınamışlardır. Suriye’nin kuzeyine dair alınan tüm kararların bütünüyle tatbik edilmesinin lüzumuna dikkat çekmişlerdir.’’
"İDLİB'E DAİR ANLAŞMALAR TAM OLARAK UYGULANMALI"
Bildiride, daha önce varılan Türkiye'nin de yükümlülüklerinin bulunduğu anlaşmaların uygulanmasının önemi vurgulandı:
"İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ndeki (İGAB) durumu ayrıntılı olarak gözden geçirmişler ve İdlib'e ilişkin tüm anlaşmaların tam olarak uygulanması suretiyle sahada sükunetin korunması gerekliliğinin altını çizmişlerdir. Üçüncü tarafların mevcut durumu daha da istikrarsızlaştırabilecek yıkıcı faaliyetlerine mahal verilmemesine dikkat çekmişlerdir.
İGAB içinde ve dışında sivillere tehdit oluşturan terör gruplarının varlığı ve faaliyetlerine ilişkin ciddi endişelerini dile getirmişlerdir. İnsani durum dahil olmak üzere, İGAB içindeki ve çevresindeki durumun sürdürülebilir şekilde normalleşmesini sağlamak için daha fazla çaba gösterilmesi konusunda mutabakata varmışlardır.”
KUZEYDOĞU SURİYE İÇİN "TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ" VURGUSU
Taraflar, Suriye’nin kuzeydoğusundaki duruma ilişkin şunları kaydetti:
''Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kuzeydoğusundaki durumu ele almışlar ve bu bölgede kalıcı güvenlik ve istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunması temelinde sağlanabileceği hususunda mutabık kalmışlardır. Suriye’nin kuzeydoğusundaki gayrimeşru öz yönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele ve yerel seçim girişimi kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü teşebbüsü reddetmişlerdir. Suriye’nin birliğini zayıflatmayı amaçlayan ve Fırat’ın batısından da gerçekleşen sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlere karşı koyma kararlılıklarını yeniden teyit etmişlerdir.
Suriye'ye ait olması gereken petrol ve diğer kaynakların yasa dışı olarak ele geçirilmesine ve aktarılmasına karşı olduklarını yinelemişlerdir. Bu eylemlerin ve Suriye ekonomisi üzerine tek taraflı olarak uygulanan yaptırımların olumsuz etkilerine dikkat çekmişlerdir. Terörü destekleyen devletlerin Suriye devletinin birliğini zayıflatan eylemlerini kınamışlardır.” (POLİTİKA SERVİSİ)