13 Kasım 2024 12:41
Son Güncellenme Tarihi: 13 Kasım 2024 19:55

İzmir'de 2 kişinin akıma kapılarak ölümüne ilişkin davaya yarın devam edilecek

İzmir'de elektrik akımına kapılan 2 kişinin hayatını kaybettiği ve İZSU ile GDZ Elektrikten toplam 42 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına yarın devam edilecek.

Fotoğraf: Bahar Emreoğlu

Paylaş

İzmir'de iki kişinin hayatını kaybettiği ve hem İZSU hem de GDZ Elektrik’ten toplam 42 kişinin yargılandığı davanın, üç gün sürecek ikinci duruşmasının ilk günü sona erdi. Duruşmanın ilk gününde, tutuklu ve tutuksuz sanıkların tamamının savunmalarının alınması işlemi tamamlandı. Duruşmada, Gediz A.Ş’nin iş yaptığı iki taşeron firmanın yazıları arasındaki ''görev bölgesi'' anlaşmazlığı dikkati çekti.  Davanın duruşmasına yarın devam edilecek.

İkinci duruşmanın ilk oturumunda İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ve olaya konu mazgalın yapıldığı dönemin İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu'nun savunmaları alındı. Duruşmada, iki sanığın avukatları da Erdoğan ve Köseoğlu'nun görevleri gereği memur iznine tabi olduklarını söyleyerek dosyanın ayrılmasını talep etti. Mahkeme ise talepleri reddetti.

Sağanaktan korunmak için kaçmaya çalışan İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı. Onu kurtarmak isteyen İnanç Öktemay da akıma kapılıp, bir anda yere yığıldı. Deniz ve Öktemay, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. İnanç Öktemay İzmir'de, Özge Ceren Deniz Osmaniye'de toprağa verildi.

Davanın ikinci duruşmasına tutuksuz sanıkların ifadeleriyle başlandı.

ÇELİK: İŞİN YAPILDIĞI DÖNEMDE BURSA'DAYDIM

Tutuksuz sanıklardan Ahmet Çelik, SEGBİS ile ifade verdi. Çelik, ifadesinde şunları söyledi:

"Elektrik mühendisiyim. Bahse konu işin yapıldığı dönemde Bursa'daydım. Bununla alakalı dökümler dosyaya sunuldu. Bahse konu firma ile o tarihlerde herhangi bir fiili ya da hukuki bağım bulunmamaktadır. Demircan Firması'nın işleyişinde ya da içinde herhangi bir görevim bulunmamaktadır. 2016'da işin yerini görmeye gelmiştim, firmada bir görevim yoktu. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum."

ARCAN: RAPORDA ALEYHİME OLAN SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM

Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, ifadesinde şunları kaydetti:

"Bana bağlı iki yöneticilik var. 5 tane de işletme yöneticiliği var. İki hususa değinmek istiyorum. Bunlardan biri sahada çalışan elektrik işçilerinin eğitimleriyle ilgili. Bunlar sahada işe başlamadan TEDAŞ'ın verdiği eğitimlere gidip başarılı olduklarında belge alıyorlar. Belge olmadan iş yapılmıyor. Ekipler 2 kişi çalışıyor. Biri işi yaparken diğeri onu denetliyor. Hatalı durumda işi durduruyor. Bilirkişi raporunda aleyhime olan suçlamaları kabul etmiyorum. Rapora itiraz ediyoruz."

Aile avukatlarından Ayşe Sarıçiçek, sanık Arcan'a görev tanımına ilişkin soru sorarken Arcan'ın görev tanımında yapılan işi denetlemek de olduğunu belirtti ve denetim noktasında iki kişinin ölümünde sorumluluğu bulunduğunu ifade etti. Arcan ise "Arıza birimleri bana bağlı değil" sözleriyle yanıt verdi. Duruşmada, Arcan'a denetim üzerinden sorular sorularak yapılan işlerde denetimin eksik olduğu ifade edildi.

KÖSEOĞLU: BİLİRKİŞİ RAPORU VERİDEN YOKSUN

Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve İZSU önceki dönem Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, SEGBİS aracılığı ile duruşmaya katılarak ifade verdi.

İfade öncesinde Köseoğlu’nun avukatı, müvekkilinin memur olması nedeniyle yargılanmasının izne tabi olduğunu ve sanık sıfatı hakkı kazanmadığını, sanık sıfatıyla huzura alınamayacağı ve kovuşturma geçirmediğini söyleyerek dosyanın ayrılmasını ve gizliye alınmasını talep etti.

Cumhuriyet savcısı ise iddia makamı olarak soruşturmanın gizliliğe alınmasına gerek olmadığını belirterek, talebin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti, avukatın talebini reddetti.

 Köseoğlu, iddianamenin teknik veriden yoksun olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

“İzmir’in böyle bir olayla anılmayı hak etmediğine inanıyorum. 30 yıldır yerel yönetimlerde görev yapan harita mühendisiyim. 5 yıl İZSU Genel Müdürlüğü'nde çalıştım. Bu bilirkişi raporu üzerine konuşacağım. Ortada bir suç, mağduriyet var... Ben İZSU'nun burada kusuru olmadığını anlatacağım. Bilirkişi raporlarında görevleri devreden, devrettiği için suçlu bulunamaz diyor. İZSU yaptığı hiçbir faaliyetinde başkalarına zarar vermez. Bu ızgaranın altında mazgal var. Kablo boru içerisinde ve ızgarayla bir teması yok. İki ızgara arasında kablolar var. Arkadaşlarımız plastik boru üzerine alarak yapıyorlar. Daha sonra orası araç trafiğine açık olarak 4 ay kapalı kalıyor. 'Eğer bu kablo, yapımına uygun olsaydı bu olay yaşanmayacaktı' diyor. İddianamedeki tek doğru şey bu. Izgaranın altında mazgal var. Kablo boru içerisinde ve ızgarayla bir teması yok. O bölge için defalarca mor uyarı vardı. Günlerce yağmur yağdı. Kablo ızgaraya temas etseydi, yüzlerce insan ölürdü. Orada çalışma yapan 1 arkadaşım kabloya zarar verseydi, çok farklı sonuçları olurdu. Bu işte imalat hatası yok. Boruya zarar verdi deniliyor ama bizim 2 ızgara arasındaki boruya dokunmadan yerinde kalması kaydıyla işi yaptılar. Bilirkişi raporu veriden yoksun. Bu nedenle yeni bir rapor alınmasını talep ediyorum. İZSU'da çalışan arkadaşlarımızın bu imalatta kusuru yoktur. 9 Ocak'taki GDZ çalışmasında bizden sonra müdahale olduğu görülmesine rağmen İZSU Genel Müdürümüz, çalışanlar hepimiz buradayız. Sırf bu bilirkişi raporunun teknik bilgiden yoksun olmasından kaynaklı. Bu kadar teknik bilgi varken biz maalesef böyle şeylerle karşılaşıyoruz. Elim olayda suçu olan vardır. Ama gerçek suçlular için gönderdiğimiz görüntüler izlendiğinde İZSU çalışanlarından kaynaklanmadığını göreceksiniz."

YILDIRIM: SAHADA MEYDANA GELEN OLAYLAR NE BENİM NE DE BANA BAĞLI BİRİMLERİN GÖREVİ

Gediz Elektrik'ten Dağıtım Sistemi İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, söz konusu olayla ilişkin sorumluluğunun olmadığını savunarak şunları söyledi:

"2019 yılında yapılan kablo tesisi ile ilgili bir bilgim ya da görevim yok. Arızaların takibi ya da tamiri bana bağlı birimlerin görevi değil. Sahada bir yapılanması olan bir birim değilim. EPDK tarafından yayınlanan yayınların planlanıp bütçesinin oluşturulması sorumluluğum var. Sahada meydana gelen olaylar ne benim ne de bana bağlı birimlerin görevi değildir. Söz konusu noktada 2022 yılında bakım çalışmaları yapılmış ve EPDK'ya bildirilmiştir. 2024 yılında yapılacak bakımlar da planlanıp bildirilmiştir. Arıza onarım işi dahil olmak üzere bütün işler için bir iş emri oluşturulur. İhbarlar... Bu ihbarlara istinaden oluşturulan iş emirleri ve yapılan işlerde ben ve bana bağlı birimlerin sorumluluğu ve görevi bulunmamaktadır."

ÇALIK: KABLOLARIN DERİNLİĞİNİ KONTROL ETME GÖREVİ BULUNMAMAKTADIR

GDZ Elektrik Teknisyeni ve kabul heyetinde görev yapan Erman Çalık, yaşanan olayın kendisinin görev ve sorumluluklarının dışında olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Kabul heyetinin kabloların derinliğini kontrol etme görevi bulunmamaktadır. Kabul heyeti iş bittikten sonra giderek incelemelerde bulunur. Bu incelemeler, gözle görülebilecek incelemelerdir. Olaya konu yerde 80 santimetre doğal gaz borusu bulunmuş ve buna göre çalışma yapılmıştır. Söz konusu borunun derinliği 36+11 santimetredir. Yani kablo kanal derinliğinin 57 santimetre olduğu bilirkişi incelemelerinde tespit edilmiştir. Bu derinlik, yönetmeliğe uygundur."

ERDOĞAN: YARGILANMAKTAN KAÇMAMAK GEREKİYORDU

İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, ifadesini vermeden önce, müdafileri Erdoğan'ın soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulmasının kanunsuz olduğu ve konumu gereği sanık olamayacağını belirtti. Müdafi Ercan Demir, Erdoğan'ın soruşturulabilmesi için izin alınması gerektiğini söyledi.

4483 Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’a işaret eden Demir, müvekkilinin söz konusu kanuna tabi tutulması gerektiğini söyledi.  Demir, "Yaşanan bu kanunsuzluk nedeniyle müvekkilim bugün burada savunma yapmayacaktır" dedi.

Demir'in talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi.

Bunun üzerine savunmasını yapan Erdoğan, şöyle konuştu:

"İşin yapıldığı tarihlerde idarede hiçbir görev ve sorumluluğum bulunmamaktadır. Bu nedenle 4 Ocak'ta yapılan çalışmalar hakkında daire başkanı arkadaşımız gerekli izahatları verdi. 5 Eylül tarihinde asaleten atandım. Genel müdürler, kurumların sadece yöneticileri değildir. Abisi ve koruyucusudur. Bu olay olduğundan bu yana biz Adalet Bakanlığı'na elimizden geldiğince yardım ettik. Yargılanmaktan kaçmamak gerekiyordu. Elimizden gelen yardımı yaptık. Üzerime atılı suçlamaları ve beyanları kabul etmiyorum."

İkinci celsenin ikinci oturumunda savunmalar alınmaya devam edildi.

Tutuksuz sanık Mehmet Zeki Alkan, savunmasında olay yerinde çalışması olmadığını belirterek, "Olayın geçtiği trafo 1027. Benimle alakası yok. Sadece benzer ihbar olduğu için buradayım. Arıza ve onarım ünitesinde çalıştığım için buradayım" dedi.

Alkan, olay gününe ilişkin soruya, "12 Temmuz'da bize telsiz üzerinden bilgi geldi. Anonstan 10-15 dakika sonra oraya giderek enerjiyi kestik. 12 Temmuz'da 15.00-23.00 vardiyasında çalıştım" yanıtını verdi.

ATAKAN: IZGARANIN YAPIMINDA BULUNMADIM

Tutuksuz sanıklardan Mustafa Atakan ise "2006 yılında İZSU'ya kanalizasyon ve temizlik işçisi olarak başladım. 2011 yılında geçirdiğim bir kazadan dolayı sağ gözümü kaybettim ve beni gözlemci olarak atadılar. Olaya konu ızgaranın yapımında bulunmadım. 2 Ocak'tan itibaren izinliydim. Görmedim" dedi.

ERGİN: SAHADA ANLIK OLARAK GELİŞEN OLAYLARA İLİŞKİN GÖREV VE SORUMLULUĞUMUZ YOKTUR

Gdz AŞ'de planlama ve teknoloji direktörü Necati Ergin, savunmasında şunları söyledi:

"Gdz Elektrik'te Planlama ve Teknoloji Direktörlüğü görevine 2021 yılı mart ayında başladım. Görev alanım, şirketin kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarını yapmak. Akabinde yönetim kurulu, bütçe onayı ve ihale onaylarını hazırlayıp satın almaya göndermek. Bunun ardından bütçesel gerçekleşmeleri takip etmek. Bunlar bana bağlı birimler tarafından yürütülür. Benim ve bana bağlı birimlerin olaya ilişkin görev ve sorumlulukları yoktur. O nedenle yargılananlar arasında sadece sistem işletme sorumlusu olan Ekrem Yıldırım bana bağlıdır. Anladığım kadarıyla bilirkişi raporunda kendisi hakkında saha sorumlusu gibi yanlış bir algı yaratılmış. Kendisi bana bağlı olduğu için ben de buradayım. Benim ve bana bağlı birimlerin sahada anlık olarak gelişen olaylara ilişkin görev ve sorumluluğumuz yoktur.”

SADİ: IZGARANIN HAK EDİŞİNİN YAPILMASINDA İMZAM BULUNMAMAKTADIR

Tutuksuz sanık İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, iddianamede şahsına yönelik ifadelerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"657 devlet memurları kanunlarına tabi olarak 2023 tarihinden itibaren genel müdür yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Hakkımda 4483 sayılı kanuna tabi olmayı talep ediyorum. İZSU teşkilat şemasında her birimin ayrı ayrı belirlenmiştir. Dava konusu yağmur suyu ızgaraları gibi yağmur suyu ızgaralarının yapımı, bakımı, onarımı gibi teknik çalışmaların yönetilmesi, görev tanımında İzmir merkezde Kanalizasyon Dairesi'nce yürütülmektedir. Yani ızgaraların yapılması, denetlenmesi, temizlik ve bakımlarının yapılmasında görevim bulunmamaktadır. İddianamede, iddia edilenin aksine olaya konu ızgaranın hak edişinin yapılmasında imzam bulunmamaktadır.”

YÜKSEL: GEREKLİ YATIRIMLARI YAPMAMAK İMKANSIZ

Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, şirket tarafından gerekli yatırımların yapıldığını belirterek, savunmasında şunları kaydetti:

"Organizasyon şeması ve bunun içinde görev dağılımları verilmiştir. 2015 tarihindeki olaya ilişkin bir bilgim yok. O zaman Gdz'de çalışmıyordum. 9 Ocak'taki arızayı olaydan sonra öğrendim. Elektrik dağıtım faaliyeti Türkiye'de yapılan bir faaliyet. Tüm faaliyetleri kamu tarafından denetlenir. Şirket olarak 2023 yılı yatırım gerçekleşmemiz yüzde 120 oldu. Yatırım yapmamak, gerekli yatırımları yapmamak imkansız. Teknik hususlarla ilgili yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum."

Taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit'in savunması alındı. Özpelit'e mahkeme hakimi taşeronluk sözleşmesine ilişkin sorular sordu. Mahkeme hakimi, Demircan AŞ. ile taşeronluk sözleşmesinde Özpelit'in imzasının olduğunu söyledi.

İmzayı inceleyen Özpelit, imzanın kendisine ait olduğunu kabul etti.

Hakim, Demircan AŞ'nin yazı cevabı ile Özpelit'in yazı cevabını uyumlu olmadığını kaydetti. Demircan AŞ'nin yazısında alt taşeron firma olarak Özpelit ile çalıştıklarını söylediklerini aktardı ve sözleşmede Konak bölgesinde iş yapıldığının yazdığını söyledi. Halit Özpelit, "Benim çalışma alanım Konak değil, Güzelyalı ve Karabağlar" ifadeleriyle yanıt verdi.

Davanın duruşmasına yarın devam edilecek. (ANKA)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Maltepe Belediyesinde sözleşme imzalandı, grev sona erdi

SONRAKİ HABER

TEMSA’da büyüme devam, işçiler kapı dışı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa