13 Kasım 2024 17:51

Hepimiz özgür olana dek hiçbirimiz özgür değiliz!

25 Kasım’a geri sayımlarla giderken günümüzde kadınların önüne çıkarılan engellere, 25 Kasım’ın tarihinin, kadınların mücadele birikiminin ışığını tutalım.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Aslı

Hacettepe Kadın Çalışmaları Topluluğu Üyesi

 

Dünyanın hemen her yerinde farklı boyutlarda baskılarla kuşatılıyoruz. İngiltere’den Almanya’ya Fransa’dan İran’a, Türkiye’ye farklı coğrafyaladan farklı ses tonlarıyla yükseliyor kadınların eşitlik haykırışları. Tüm dünyada ortak çıkarlarıyla eşitisizliği büyüten ikitdarların en gerici politikalarıyla haklarımıza yönelik saldırılara mağruz kalıyoruz. Hemen her yerdeyse sözünü söylemek, hakkını savunmak isteyin kadınların mücadelesi devlet eliyle engelleniyor. En ufak bir söz söylemek istediğinde kolluk güçlerinin şiddetiyle buluşan kadınlar üzerinden bir araya gelme deneyimi marjinalleştirilerek korku iklimi yaratılıyor. Bugün bu saldırıların en ağırlarına Türkiyeli genç kadınlar cezasızlık politikalarıyla, hakların hedef haline gelmesiyle, eşitsizliği ve şiddeti büyüten savaş politikalarıyla karşılaşıyor. İran’lı kadınlar siyasal rejimin kan kusturan politikalarıyla en temel haklarından mahrum bırakılıyor” Uygunsuz başörtüsü” gerekçesiyle güvenlik güçleri tarafından saldırıya uğrayan genç kadın öğrencinin karşılaştığı şiddet; yıllarca çıkardığı en ufak seste işkencelerle, tecavüzlerle, aşağılanmayla durdurulan kadınların da karşısına çıkarılıyor. Filistin’de yıllardır savaşın yıkımlarıyla, yoksullukla, şiddetle, tecavüzlerle, ölümle cebelleşen kadınlar bir toprak üzerinde eşit ve özgür yaşamı bombardımanların altında düşlüyor. Avrupa’nın çeşitli yerlerinde kadınların hakları hedef haline gelirken gerici uygulamalar artıyor.

TÜM KADINLARIN SESİNİ YÜKSELTTİĞİ BİR KAZANIMDIR 25 KASIM

Kadınlar için cehennemi yaşatan bu karanlık sisteme karşı umutla güne başlayan yine kadınlar oluyor. Herkesin hakkını savunmaktan çekindiği, korkunun devlet eliyle örgütlendiği zamanda bile sokakları doldurup taşırmaktan korkmadı kadınlar. Karanlıkları aydınlığa çevirmek için en önde mücadele vermeye devam ediyoruz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde işte bu kararlılığımızla yıllardır tüm dünyada tek bir ses olarak sokakları inletiyoruz. Kadınların sesini kısmak isteyen iktidarlara karşı tüm kadınların aynı anda sesini yükselttiği geri dönülmez bir kazanımdır 25 Kasım. Böylesi bir güne geri sayımlarla giderken günümüzde kadınların önüne çıkarılan engellere 25 Kasım’ın tarihinin, kadınların mücadele birikiminin ışığını tutalım.

BİZLERİ AYRIŞTIRAN POLİTİKALARLA MÜCADELE ETMELİYİZ

Türkiye’de artan kadın cinayetleri iki kız kardeşimizin daha vahşice katledilmesiyle bardağı taşırmış, milyonlarca kadını kampüste, sokakta, meydanlarda bir araya getirmişti. Binlerce kadın öğrenci bulunduğu üniversitesinde bir yanındaki arkadaşıyla eylemleri örgütlemişti. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, 6284’e yönelik saldırılar, kampüslerin ve sokakların güvensizliği gibi noktalara yıllarca değinen, iktidarı adım atmaya çağıran kadınlar tüm bu cinayetlerin arkasında yatan politikaların bilincinde olarak iktidara karşı biriken öfkesini gösterdi. Okların kendisinde olduğunun bilincinde olan tek adam iktidarı kadınlar için yarattığı yıkımın faturasının ağır olduğunu anlayarak mücadeleyi bölen tartışmaları çeşitli kanallarla yaygınlaştırdı. Üniversitelerde gerçekleşen eylemlerin hemen hepsinde okul yönetimlerinin farklı boyutlarda engelleriyle karşılaştık. Kimi üniversitelerde izinli eylem zorunluluğu dayatılırken kimi üniversitelerin rektörlüğe bağlı resmi ÖTK hesaplarında gerçekleşen kadın eylemleri terörize edilmeye çalışıldı. Kadınların cezasızlık politikalarına karşı eşitlik sloganlarının arsından “Jin jiyan azadi” sloganı parlatılarak hedefe kondu. Tek adam iktidarının en gerici politikalarının üniversitelerde en hevesli uygulayıcısı olan atanmış rektörler eliyle kadın eylemleri ve üniversitelerdeki kadın toplulukları rahatlıkla hedef haline geldi. İktidara yönelen, her fikirden kadının öfkesi, ilerleyen süreçlerde Kürt halkı hedef gösterilerek, üniversitelerdeki gerici grupların öğrencilere yönelen şiddetini teşvik eden tutumlarla püskürtülmeye çalışıldı. Bunun en belirgin örnekleri Hacettepe Üniversitesi’nde gerçekleşen eylemlerin resmi ÖTK hesaplarında hedef haline getirilmesi ve ardından kampüs içinde yurtlarda kalan gerici grupların öğrencileri tehdit edip şiddet uygulaması, ODTÜ’de duvar üzerinden yürüyen tartışmalar olarak görünebilir. Üniversitelerde ayrıştırıcı bu politikalardan etkilenen kimi kesimlerde kadın topluluklarına daha mesafeli bakmaya devam ediyor.

25 Kasım’a giderken yalnızca bulunduğumuz üniversitede değil Türkiye genelinde ve hatta tüm dünyada kadınların önüne bu ayrıştırıcı politikaların engel olarak çıkarıldığı sayısızca örneği tartışarak ısrarla birlikteliği anlatmalıyız. Çünkü 25 Kasım gününü ölüm yıl dönümlerine adadığımız Mirabel kardeşler Dominik’te faşist diktatör Trujillo iktidarına karşı eşitlik mücadelesi verirken benzer saldırılarla karşılaştı. Bir gün polisler tarafından tecavüz edilerek katledildi. İran’da siyasal İslam rejiminin başörtüsü baskısıyla hedef haline gelen kadınlar bu baskılara uymadıklarında katledildi. Ancak sistemin tüm sistematik saldırılarına rağmen son bir yılda daha sistematik bir araya gelen kadınlar Türkiye’deki son eylemlerden birlikteliklerini büyüterek çıktı. Kimi üniversitelerde kadınlar bu süreçle topluluk kurmaya karar verirken kimi üniversitelerin kadın topluluklarının üye sayısı arttı. Mirabel kardeşlerden Mahsa Amini eylemlerine kadar kadınların mücadelesi tek bir coğrafyadaki kadınlar için değil hepimiz içindi. Bu mücadeleyi büyütmek için bizleri ayrıştıran politikalarla ırk, dil, milliyet ayrımı gözetmeksizin bir araya gelerek mücadele etmeliyiz. Yıllar önce Dominik’te mücadele veren kadınların bugün tüm dünyadaki kadınları etkilediği gibi birbirimizi etkileyecek mücadelemiz. Çünkü hepimiz özgür olana dek hiçbirimiz özgür değiliz.

ÖNCEKİ HABER

Bakan var, gören yok!

SONRAKİ HABER

Halkın iradesine vurulan ket: kayyum atamaları 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa