13 Kasım 2024 19:34

Güvenli kampüsler için CİTÖB istiyoruz!

Beraber oldukça güçlüyüz, birbirimizin sesi olup düzeni değiştirmek bizim elimizde. Haklarımız için, hayatlarımız için, eşitlik için 25 Kasım’a giderken kadın mücadelemizi büyütmeliyiz!

Paylaş

Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları üyesi

 

Ülkede artan tacizlerle beraber üniversitelerdeki tacizler de artmış durumda. Her geçen gün artan bu taciz ve şiddet vakaları sonucundaysa herhangi bir önlem alınmıyor ve gerçeklere göz yumuluyor. Üniversite yönetimindeki bu sessizlik, artan şiddetin üzerine tuz biber ekiyor. Şiddet ve taciz konusunda gerekli cezaların verilmemesi, bu ortamın oluşmasını sağlayacak zemini hazırlar ve kendimizi öğrenciler olarak en güvende hissetmemiz gereken, bizlere ev olacak güvenli kampüsü yok eder. Okulda yaşanan cinsel tacizler ve bu tacizler sonucunda haklarımızı koruyacak yerin yokluğuysa halihazırda var olan korkuyu artırıyor. Bu sorunlar karşısında üniversiteli kadınlar olarak 25 Kasım’ı sınıflarımızda şimdiden örgütlemeliyiz.

PEKİ 25 KASIM’A GİDERKEN NE TALEP EDİYORUZ?

Öncelikle güvenli ve özgür olabildiğimiz kampüsler için adım atılmasını ve bu konuda önlemler alınmasını, sonrasındaysa kampüslerde cinsel tacizi önleme birimlerinin aktifleştirilmesini en önemli taleplerimiz olarak öne çıkıyor. Bugün üniversitelerde CİTÖB’e (Cinsel Tacizi Önleme Birimi) ihtiyaç duyuyoruz çünkü CİTÖB; cinsiyet eşitliğini desteklemek, toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemek, yaşanan cinsel taciz vakaları hakkında farkındalık yaratmak ve bu vakaları değerlendirip mağdurların yanında olmayı amaçlamaktadır. Bugün CİTÖB’ün aktif olmamasının Hacettepe'deki yansıması oldukça açık. Kadınlar, yaşadıkları sorunlar karşısında başvurabilecekleri bir birim bulamıyor, şikayetçi olduklarında sonuç bulamıyor, faillere soruşturma dahi açılmıyor. Bunun sonucunda da hem mağdur hakkını arayamıyor hem de bu cezasızlık, diğer işlenecek suçların önünü açarak her geçen gün artmaya devam ediyor. Bu cezasızlık politikasının açtığı sonuçlardan birini de yakın zamanda gördük. Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan son kadın eylemlerine destek veren bir erkek öğrenci, önce okuldaki gerici çeteler tarafından tehdit edilmiş, daha sonraysa elini kolunu sallayarak yurda giren 3 maskeli kişi tarafından şiddete uğramıştır. Bu olay hem kampüsün güvenli olmadığını hem de cezasızlığın yarattığı sonuçları kanıtlar niteliktedir.

Bu konularda üniversitelerin yapması gerekenler belli. Üniversite içerisindeki vakalarda başvuru sahibinin beyanını esas alarak faillere gerekli yaptırımların uygulanması, potansiyel suçlar için caydırıcıdır. Bu konuda çalışma yürütmek ve bunu önlemek üniversitenin sorumluluğu altındadır. Üniversite içerisindeki herhangi bir cinsel taciz iddiası faal bir şekilde araştırılmalıdır. Bu konunun üzerini kapatmaya çalışan, bundan kendine çıkar sağlamaya çalışan, üstünü kapatan herkes soruşturulmalı ve o kişinin tekrar mağdur duruma düşmesi önlenmelidir. Bunun sağlanması bir lütuf değil, en temel hakkımızdır. Bu temel hakkımızı elde etmek ve bu tarz olayların engellenmesi için birlik olmalıyız. Biz birlik olmadıkça, ses çıkarmadıkça, bu olaylar yaşanmaya devam edecek. Bu kişi belki ben, sen veya senin yanındaki arkadaşın olabilir.

BİRBİRİMİZE SIKICA TUTUNMALIYIZ!

Ülke içerisindeki cezasızlık politikasının sonucunda yaşanan İkbal ve Ayşenur’un canice katledilmesinden sonra da şiddet, taciz ve ölümler azalmadı, ne yazık ki artmaya devam etti. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde de artmaya devam edecek. Bu zor günlerde şiddete dur demek ve buna son vermek için birbirimize sıkıca tutunmalıyız. Beraber oldukça güçlüyüz, birbirimizin sesi olup düzeni değiştirmek bizim elimizde. Haklarımız için, hayatlarımız için, eşitlik için 25 Kasım’a giderken kadın mücadelemizi büyütmeli, üniversitelerimizden başlayarak hep beraber sesimizi duyurmalıyız. Önce güvenli kampüs, sonra güvenli sokak, güvenli işyeri, güvenli toplu taşıma, güvenli ev… hayatlarımızı saran bu kara bulutları dağıtmanın tek yolu, birlikte yapacağımız bu mücadeleden geçiyor.

ÖNCEKİ HABER

Petrolden doğan güç: Kan Dökülecek

SONRAKİ HABER

EMEP'li Bayhan: Neden iş cinayetlerinden bahsetmiyorsunuz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa