KYK’lerdeki problemlerimizi nasıl çözeceğiz?
Yurtlarımızda seçeceğimiz temsilciler, öğrencilerin taleplerini yurt yönetimine iletmek ve çözüm sağlamak adına etkili bir yol oluşturabilir.
Zeynep
Hacettepe Üniversitesi
Üniversiteye başlamak, birçoğumuz için yeni bir dönemin başlangıcını temsil ediyor. Bu süreçte öğrencilerin birçoğu çeşitli sebeplerden dolayı ailelerinden farklı şehirlerde öğrenim görüyorlar. Bunun sonucunda, eve çıkmak giderek hayal haline geldiği yurtlar, evden uzakta yeni bir yaşam alanı haline geliyor. Ancak, özellikle kız öğrenciler için yurt yaşamı her zaman kolay olmuyor; güvenlikten mahremiyete, fiziksel koşullardan sosyo-psikolojik sıkıntılara kadar pek çok sorun süreci zorlaştırabiliyor.
KYK’DA BİRÇOK ENGELLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Yurt kapasitelerinin olağanüstü zorlanması, bizlerin akademik hayatımızı, psikolojik durumlarımızı oldukça zorluyor. Personel sayısının eksikliğinden kaynaklanan hijyenik eksiklikler hayat kalitemizi düşürüyor. Isıtma ve soğutma altyapılarındaki eksiklikler, kışın donmamıza yazın yanmamıza yol açıyor.
Belirli saatlerde giriş-çıkış yapma zorunluluğuyla baskı altında kalıyoruz. Bu durum, öğrencilerin sosyal yaşamını sınırlandırıyor. Yönetimin bunun yanında sert ve baskıcı duruşu, özellikle bireysel haklarını savunmak isteyen öğrencilerin, yönetimle çatışmaktan çekinmelerine yol açıyor.
Ailelerinden uzakta olan genç kadınlar, yurt ortamında kendilerini yalnız ve güvensiz hissedebiliyorlar. Aynı zamanda, yoğun ders temposu ve sınav kaygısıyla birlikte gelen stres, bizlerin ruh sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Destekleyici bir sosyal çevre oluşturamamak, bazı öğrenciler için akademik başarılarını bile düşürebilecek kadar büyük bir sorun haline geliyor.
Kampüs içerisinde yönetimlerin şiddet ve taciz faillerini cezasız bırakan tutumları, ışıklandırmaların eksikliği, geç saatlerde ring seferlerinin saat başı gelmesi, otostop çekerken yaşanan tacizler, kadın öğrencilerin kampüs yaşantısını zorlaştırıyor.
YURT TEMSİLCİLİĞİ KURMALIYIZ
Yurtlarda örgütlenmemiz, sorunları birlikte dile getirmemize ve yönetime karşı daha güçlü bir şekilde sesimizi duyurmamıza olanak sağlar. Öncelikle, öğrenci komiteleri oluşturmak, örgütlenmenin en temel adımlarından biridir. Yurtlarda belirli aralıklarla yapılan öğrenci toplantıları, sorunların ortak bir platformda dile getirildiği, fikir alışverişinin yapıldığı ve çözümler üzerine düşünüldüğü ortamlar yaratabilir. Bu toplantılarda öğrenciler, yaşadıkları sorunları yönetimle paylaşmak için temsilciler seçebilir. Bu temsilciler, yurt yönetimiyle düzenli olarak görüşmeler yaparak, öğrencilerin taleplerini iletmek ve sorunların çözümü konusunda adımlar atılmasını sağlamak adına etkili bir yol oluşturabilir. Dayanışma etkinlikleri düzenlemek, yurt ortamında öğrenci topluluğunun sosyal bağlarını güçlendiren bir diğer önemli adımdır. Yurt etkinlikleri, öğrencilerin birbirlerini tanımasını ve desteklemesini sağlarken, ortak sorunları daha etkili bir şekilde ele almalarına da katkıda bulunur. Örneğin, düzenli olarak gerçekleştirilen sosyal etkinlikler, çalıştaylar veya tartışma grupları, öğrencilerin bir araya gelerek sorunlarını ifade etmelerini kolaylaştırır. Bu tür etkinlikler, aynı zamanda öğrencilerin yönetimle iletişim kurarken tek bir grup olarak hareket etmesine olanak tanır.
Öğrencilerin yurtlarda örgütlenerek oluşturdukları bu kolektif dayanışma, hem bireysel olarak öğrencilerin kendilerini güvende ve değerli hissetmesini sağlar hem de toplu bir bilinç oluşturarak yurt yaşamının kalitesini yükseltebilir. Eğitim hayatının bu önemli döneminde, öğrencilerin birlikte hareket ederek hem sorunlarına çözüm bulması hem de sosyal bağlarını güçlendirmesi, yurtları daha yaşanabilir bir hale getirmede büyük bir fark yaratır. Biz de Hacettepe Kız Yurdu öğrencileri olarak özellikle kadın cinayetlerinin ardından kampüs içerisinde belirginleşen taleplerimizi kazanmak için bir araya gelmenin gerekliliğini duyuyor, bunun için tüm kız kardeşlerimizi yan yana gelmeye çağırıyoruz.