KYK bursu: Ne İsa'ya ne Musa’ya
Bir aylık KYK bursumla yalnızca iki kitap alabiliyoruz. Bu sebeple çoğu arkadaşımız eğitimini devam edebilmek için bir işte çalışmak zorunda.
Sıla
Anadolu Üniversitesi
Hukuk Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi olarak almam gereken kitapların pahalılığı almış başını gitmiş halde. Bir aylık KYK bursumla yalnızca iki kitap alabiliyorum. O zaman benim tüm ders kitaplarımı alabilmem için aylarca bursumu sadece buna harcamam gerekiyor ki bu durumda geçinmem oldukça zor. Sınavlarsa kapıda, fakat hala alamadığım kitaplar var. Böyle bir durumda biz bu kitapları üst sınıflardan temin edebiliyoruz. Ama nasıl ediyoruz? Piyasa fiyatının çok az altında bize satıyorlar. Biz de mecburen sıfırını almaktansa cebimizde 200-300 lira artsın diye altları çizilmiş, karalanmış kitapları alıyoruz. Bu gibi sebeplerle çoğu arkadaşımız eğitimini devam edebilmek için bir işte çalışmak zorunda kalıyor. Ailesinden yeterli miktarda destek alamıyor. Emekli maaşını ve asgari ücreti düşününce zaten nasıl destek alabiliriz ki? Ailelerimiz zor geçiniyor. KYK burs-kredi zaten devede kulak misali… Geldiği gibi eriyip gidiyor. Bunların yanında mesele sadece kitap defter olsa yine iyi ancak değil. Yeme-içme, barınma, toplu taşıma ve diğer giderler yüzünden ay sonunu göremeden elimde bir şey kalmıyor. Sadece bunlarla da sınırlı değil, üniversiteli bir genç olarak kültür-sanat etkinliklerine, tiyatroya, sinemaya da ne yazık ki bütçem yetmiyor. Birçoğumuzun da bunlardan muzdarip olduğunu bilmek çok üzücü.
BÜTÇE BİZİM YARARIMIZA MI HARCANIYOR?
Biz bu konularda yakınmaya devam ederken aynı zamanda bütçe görüşmeleri sürüyor. Peki bütçenin kağıt üzerindeki artışının bize etkisi ne? Bu etkiyi kaldığımız yurtlarda ya da kampüslerde görüyor muyuz? Açıkçası benim gördüğüm özellikle kampüste tasarruf adı altında yemekhaneye gelen zamlar, tuvaletlere konulmayan sabun ve peçeteler, karanlık çökünce yanması gerekirken yanmayan sokak lambaları. Kampüsüm oldukça büyük ve tenha denilebilecek alanlara sahip bir yer. Bazı günler dersten çıktığımda hava kararmış oluyor ve öylece aydınlatılmamış yollarla karşı karşıya kalıyorum. Bu durum, özellikle geç saatlerde, bir kadın olarak daha da korkutucu bir hal alıyor. Aslında Bakanlık bütçesi içerisinde en yüksek oran 181 milyar 666 milyon 791 bin TL ile yükseköğretim programında yer alıyor. Bu programın alt programı olan yükseköğretim burs ve kredi programının hedefiyse 635 bin öğrenciye burs, 870 bin öğrenciyeyse kredi vermek. Ancak şöyle absürt bir durum söz konusu; KYK burslarından yararlanabilecek olan öğrenci sayısı 4 milyon 153 bin 981. Bakanlık ne kadar bütçesinin en büyük payını KYK burs ve yurtlarına ayırsa da öğrenciler bundan yararlanamıyor. Geri ödemeli kredi verilen öğrenci sayısının geri ödemesiz burs verilen öğrenci sayısının altında kalması da işin garip tarafı.
Bahsi geçen şeyler gülünç olduğu kadar artık bir şeylerin değiştirilmesi için ele alınması gereken konular. Öncelikle öğrenciden tasarruf edilmemeli, aksine öğrencinin eğitimine bütçe verilmeli. Öğrenci dersten çıkıp evine, yurduna giderken kendisini güvende hissetmeli. Eğitimimiz için gerekli materyalleri sağlayabilmemiz için eğitime destek bursu verilmeli. Tasarruf adı altında sağlığımız tehlikeye atılmamalı. Hatta üniversiteli gençlere kültür-sanat etkinlikleri açısından ücretsiz olanaklar sağlanmalı. Bütçenin gençler üzerinde sorunlar yaratmasını değil olanaklar sağlamasını istiyoruz. Ortak sorunlarımız etrafında bir araya gelerek taleplerimizi daha yüksek sesle dile getiriyoruz. Eğitime bütçe istiyoruz!
Evrensel'i Takip Et