Çay kaşığıyla verilen bir bütçe: Kamuda Tasarruf Paketi

Erdal Eren DOĞAN

İzmir Demokrasi Üniversitesi

Yeni dönemin açılmasıyla birlikte kampüsümüzün nüfusu da artmış oldu. Bu artışa kıyasla yetmeyen otobüs seferleriyse henüz kampüse adımımızı atmadan kampüsün eksiklikleri arasında. Bununla birlikte sefer sayısı bile yetmeyen ulaşıma da zam gelmiş durumda.

İzmir Demokrasi Üniversitesi İBF Uzundere kampüsünün açılış hikayesi için 2 yıl öncesine gitmemiz gerekiyor. Öğrenciler o dönemde hem görüntüsü hem de koşulları itibariyle taşınmak istemediği kampüs için kendi aralarında çağrılar başlatıp, seslerini duyurmuştu. Bunun sonucunda okul yönetimi yeni başlayacak birinci sınıflardan itibaren kampüse öğrenci alımı olacağını belirtmiş olsa da şu an için çok iyi bildiğimiz gibi kampüsün öğrenci yaşantısına uygunluğu sınıfta kalmış durumda. Akmayan musluklardan tutalım, okula yüklü miktarda kira ödediği için fiyatları yüksek tuttuğunu söyleyen kantine kadar kampüs bir ticarethane mantığıyla işletiliyor. Dersten sonra vakit geçirecek alanı olmayan, kütüphanesinden spor salonuna kadar diğer okullarda teknik yetersizliğiyle eleştirilen en basit alanlardan dâhi yoksun kalıyor öğrenciler...Bizlerin eğitimine harcanması gereken ama çay kaşığıyla verilen bir bütçe var önümüzde. Bu noktada İİBF öğrencilerinin kendi aralarında daha yaygın tartışması gereken konuysa kamuda tasarruf programı.

OVP SORUNLARIMIZI DAHA DA DERİNLEŞTİRİYOR

Enflasyona karşı uygulandığı söylenen Şimşek Programı dediğimiz Orta Vadeli Program (OVP) ile kamuya, yani bizlere ayrılan kaynaklar daha da kısıldı. Sermayenin çıkarları ve hükümetin ekonomi politikası yüzünden enflasyon artsa da sorumlu tutulan kesimler yoksulluk sınırının altında ücretlerle geçim derdinde olan insanlar oluyor. Şimşek programı enflasyona karşı verdiği “savaşta” bizler için olumlu bir yol da kat etmiş durumda değil çünkü kamudan kısmak ve artan kârlar her zaman için sermayeye daha tatlı geliyor.

Belediyesinden okul-yurt idarelerine kadar herkes bu programı gerekçe göstererek zaten bizlere ait olan bütçeleri ilk elden gözden çıkarıyor. Mevcut olan bu olsa da bunun arkasına sığınmak, en büyük hata. Yeni dönem bütçesi tartışılıyorken bizlerin sadece tartışmaya kulak vermesi değil toplum yararına bir bütçe sağlanması ve kullanılması meselesine dair daha ileriden tartışmalar yürütüp, bu yönde neler yapabileceğimizi konuşmamız gerekiyor. İşte o zaman teneke kampüsün duvarlarında yazan iktisadi ve idari bilimler ifadesi anlamsız bir dağ kampüsü deneyiminden uzaklaşıp gerçekten de bir bilim alanı olur.