Liselerde 25 Kasım’a nasıl hazırlanmalı?
Emeğimizle, umudumuzla, azmimizle kuracağımız aydınlık yarınlar yalnızca bizim ellerimizde.
Kayseri
Fen Lisesi Öğrencisi
Ülkemizde kadının değersizleştirildiği, gittikçe toplum dışına itildiği ve sömürüldüğü bir dönemdeyiz. 7’den 70’e hiçbir kadının, kız çocuğunun; yarın yaşayacağından emin olmadığı, dört yanımızın şiddetle çevrili olduğu bir sistemde hayata tutunmaya çalışıyoruz. Bir yandan iktidarın şiddeti yaymak ve uygulayanı korumak yönündeki kararlılığı, bir yandan haklarımıza yapılan saldırılar kadınları bir umutsuzluk çıkmazına itiyor. Peki durum sadece bu kadar mı, kadınların payına düşen sadece umutsuzluk mu? Tabii ki de hayır. Hepimiz farklı zincirlere vurulmuş olabiliriz; okullarımızda, iş yerlerimizde, aile içinde ve hayatın daha birçok alanında binbir türlü şiddetle yüz yüze geliyoruz. Ama bu zincirlerin nasıl kırılacağını daha önceki dönemlerde yaşamış kız kardeşlerimizin deneyimlerinden, kendi deneyimlerimizden öğreniyoruz: Örgütlü şiddete karşı, örgütlü mücadele! Önümüz 25 Kasım, ülkemizin dört bir tarafında kadınların itildiği karanlığa karşı omuz omuza yürüyeceği, beraber sloganlar atacağı bir gün. 64 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde Mirabel kardeşlerin Trujilloya karşı sürdürdükleri özgürlük, eşitlik mücadelesini; biz de tek adam iktidarına karşı sürdürmeye devam edeceğiz.
ŞİDDET BİR GÜNLÜK DEĞİL, MÜCADELEMİZ DE!
Böyle bir dönemde biz liseli gençlere düşen görev 25 Kasım’a ve 25 Kasım’ın öncesinde yapılan, bir araya gelebileceğimiz atölye, forum tarzı etkinliklere olabildiğince kitlesel bir katılım örmek; 25 Kasım’ı ve önemini arkadaşlarımızla tartışmaktır. Çünkü mücadeleyi böylesine ihtiyacımız olan bir dönemde henüz 25 Kasım’ın adını bile duymayan gençler var. Bizler hayatın her alanında bireysel bir mücadele içindeyiz zaten, önemli olan tek başına çırpınmak yerine kadınların gün geçtikçe yükselen seslerine nefes olmak, hem dert olduğumuz kız kardeşlerimizle beraber yürümek. 25 Kasım’a kitlesel katılım tabii ki çok önemli ama eklemek istediğim bir şey daha var, gördüğümüz şiddet de bir günlük değil mücadelemiz de. 25 Kasım’dan sonra bu mücadeleyi nasıl genişletebileceğimiz ve devamlılığını sağlayabileceğimiz de elzem bir tartışma konusu. Emeğimizle, umudumuzla, azmimizle kuracağımız aydınlık yarınlar yalnızca bizim ellerimizde.
Evrensel'i Takip Et