OSTİM’den MESEM’li çocuklar: Duyduğumuz sadece makine sesi
OSTİM’de çalışan 2 çocuk işçi (öğrenci), yüz binlerce MESEM’linin koşullarını yazdı: Okullar tatilde biz makine başında, mesai sabah karanlığından gece karanlığına. Eğitim diye patron azarı yiyoruz...
Fotoğraf: DHA
OSTİM’den MESEM’li Süleyman ve Hasan
Ankara
Bizler Ankara’nın Sincan ve Yenimahalle ilçelerinde mesleki eğitim merkezine (MESEM) kayıtlı makine teknolojileri bölümü öğrencileriyiz. OSTİM’de haftanın 5 günü iş yerinde çalışıyoruz. Bir gün okul günümüz, pazar günleri de tatiliz. Çalışırken gözümüz pazar gününü arayarak geçiyor. Çalışma koşullarımız oldukça zor. Birbirini tekrar eden beş koca gün boyunca uyumak dışında neredeyse hayatımız işte geçiyor. Yağın, pasın içinde soğukta çalışıyoruz. Sanki bütün günleri birbirine bağlamışlar da 5 ayrı günden bir bütün çıkarmışlar gibi. Beş elin parmağıyla bir yumruk yapmışlar üzerimizde geziyor. Sabah 6.30’da yola çıkıyoruz, mesaiye kalırsak akşamın karanlığında eve dönüyoruz. İşten ayrılışımız sipariş geldiyse 21.00- 22.00’yi bulabiliyor.
‘SÜREKLİ AZAR YİYORUZ’
İş öğrenme şansımız da oldukça kısıtlı. 12. sınıfa geldik ama mesleğe dair öğrendiğimiz birçok şey kendi çabalarımıza dayanıyor. Dikişlemede çalışıyoruz. Makineyi kullanmayı kendi çabamızla öğreniyoruz. Başarısız olduğumuzda da sürekli patrondan azar yiyoruz. İşi bitirmek için saat aralığı veriyorlar. Bu süreçte sürekli ‘Neden yavaş yapıyorsun?’ azarı duyuyoruz. Halbuki işi gösterdikten sonra ne başımızda duran var ne de yardımcı olan. İşi yetiştiremedik diye azar yiyoruz ama işi verdiğimiz zaman da en az bir ay iş teslim olmayı bekliyor. Acil diyorlar, bazen tatil günümüzde çalıştırdıkları hafta içi de mesaiye bıraktıkları oluyor. Bu süreçte çok yoruluyoruz. Bir bakıyoruz depolanmış ürün, bir ay boyunca teslim olmayı bekliyor. Bir ay sonra teslim edilecek işi düşünüyorlar da bizim bu süreçte yaşadıklarımızı düşünmüyorlar.
EĞİTİMİN SADECE ADI VAR
Kayıtlı olduğumuz okul mesleki eğitim merkezi (MESEM). Adı böyle olsa da bize meslek var ama eğitim yok. Yaptığımız mesleğin de karşılığı bir ücret yok. Bir lise öğrencisinin sahip olduğu hiçbir olanak veya haktan neredeyse faydalanamıyoruz. Normal bir öğrencinin alması gereken eğitimin dörtte birini bile alamıyoruz. İşte de okulda da verilmesi gereken mesleki eğitim sadece kelimede kalıyor. Devlet, MESEM’li öğrencilere yaklaşık asgari ücretin üçte birini veriyor. Ancak bunu bize değil, patrona veriyorlar. Herhangi bir hastalık ya da işe gelmeme durumunda patronlar bu ücretten de kesimi yapacaklarını söylüyor.
‘SABAH AKŞAM ÇALIŞIYORUZ’
Birimiz hafta içi neredeyse her gün mesaiye kalıyor, birimiz de iş oldukça. Buna rağmen mesaiyle birlikte birimiz 20 bin birimiz de 14 bin TL ücret alıyoruz. Aldığımız ücretlerin çoğunluğu ev ihtiyaçlarına destek olmak adına ailemize veriyoruz. İkimizin de ailesinin kredi borçları var. Ekonomik sorunlar arttıkça kredi borçları da artıyor aldığımız ücretler de bu borçların ödenmesine gidiyor. Ocak ayında asgari ücrete zam gelecek. Bizim ücretlerimiz de bu doğrultuda artacak. Devletin çıraklara verdiği 5100 TL hem hiçbir ihtiyacımızı karşılamıyor hem de bizi patronun eline bırakıyor. Patron cebinden parayı verdi mi iş stajdan da eğitimden de çıkıyor. Her işe koşturan, sabah akşam çalışan elemanlara dönüşüyoruz. Bu nedenle devletin MESEM öğrencilerine vereceği ücret en az asgari ücret dolaylarında olmalı. İş yerinde şirketin çocuk işçisi değil, uygulamalı eğitim almaya giden stajyerler olmalıyız.
‘YAŞITLARIMIZ TATİLKEN BİZ ÇALIŞIYORUZ’
Hem ucuza çalışıyoruz hem çalıştığımızın karşılığını alamıyoruz hem de okula bir gün göstermelik giderek eğitimden mahrum kalıyoruz. Örneğin liseler bu hafta tatile girdi. Biz ise yaşıtlarımız tatil yaparken iş yerlerinde çalışmaya devam edeceğiz. Üstelik okula gittiğimiz gün de tatil yapamayarak yine iş yerine gideceğiz. Resmi tatil görünmesine rağmen mesai ücreti de alamayacak günlük ücretimizin karşılığı neyse onu almaya devam edeceğiz. Çıraklar 5100 TL, kalfalar da asgari ücretin yarısını devletten alıyor. Şirketler MESEM öğrencilerine bunun üzerine 3-4 bin TL daha fazla ödediği için tatil olsa da geleceksiniz diyorlar. Patronlara bu rahatlığı kim veriyor? Lise öğrencilerine tatil, bize ise fazladan iş günü. Bu hafta beş gün yerine altı gün çalışacağız. Akşam vakitlerini de birimiz mesaide geçirecek. Biz eğitim zili de tatil zili de duymadık. Duyduğumuz tek ses makinenin gürültüsünden çıkıyor.