İzmir’de 2 kişinin öldüğü davada savcı mütalaasını açıkladı: Yeni bilirkişi raporu ve bir kişi hakkında dava talebi
İzmir'de 2 kişinin akıma kapılarak ölümüne ilişkin davada, savcı bilirkişi raporu hazırlanmasını ve taşeron şirketler arasındaki sözleşmede imzası olan Cenan Demircan için dava açılmasını talep etti.
Fotoğraf: ANKA
İzmir’de iki kişinin hayatını kaybettiği ve hem İZSU hem de GDZ Elektrik’ten toplam 42 kişinin yargılandığı davanın, üç gün sürecek ikinci duruşmanın ikinci günü sona erdi. İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın ikinci gününde tanık ifadeleri alındı. Ardından savcı mütalaasını açıkladı. Savcı, yeni bilirkişi raporu hazırlanmasını ve taşeron şirketler Demircan A.Ş. ile Özpelit A.Ş. arasındaki sözleşmede imzası olan Cenan Demircan hakkında dava açılmasını talep etti.
"PARA KONUSUNDA ANLAŞMAZLIK YAŞAYINCA SÖZLEŞMEYİ SONLANDIRDIK"
Taşeron firma yetkilisi Halit Özpelit, “Yaptığım sözleşmeyi sonradan hatırladım kısa süreli bir çalışmamız odu. Sonra sözleşme iptal olduğunu düşünerek sözleşmem yok dedim. Konak’ta taşeronluk yapmadım. Olay yerinde çalışmadım. Konak'ta başka yerde Güzelyalı ve Karabağlar'da çalıştık. Demircan AŞ, alt taşeron olarak bizle başka yerlerde anlaştı. Sonradan para konusunda anlaşmazlık yaşayınca sözleşmeyi sonlandırdık” dedi.
Olayın olduğu alanda esnaf olan tanık Fatih Ufak “Olayın olduğu gün orada değildim ama olaydan yaşanmadan önce o bölgede sorun vardı. O bölgeden yoğun bir duman çıkıyordu. Esnaf olarak şikayet kaydı oluşturduk. Şikayet kaydının ardından ekipler gelip orayla ilgilendi biz de sorunun çözüldüğünü düşündük” dedi.
“OLAY ANINDAN ÖNCE BAŞKA İNSANLAR DA ORADAN GEÇTİ”
Olay günü orada olan tanık Kamil Alan olay anını anlatarak “İlk hayatını kaybeden Özge Ceren Deniz’in düştüğünü gördüm. Ardından hayatını kaybeden İnanç Öktemay Özge’ye yardım etmek için tuttu ve o da yere düştü. Arkadaşımız yardım etmek içim elini uzattı ve ona da elektrik çarptı” dedi. Olaydan aylar önce olay yerinde dumanların çıktığını belirten Alan, “Oradaki esnafın şikayetlerinin ardından Mazgal yapıldı. Belirli saatlerde oradayız. Çalışma gece olmuş. O yüzden ne yapıldı, nasıl yapıldı bir bilgim yok” ifadelerini kullandı. Olay anından önce başka insanlarında geçtiğini ekleyen Alan, “Özge yüksek ihtimalle mazgalın köşesine basıyor. Çünkü o köşede bir çıkıntı vardı. Mazgala bastığı anda düşüyor” dedi.
Tanık Murat Sarıçiçek ise önceki ifadesine ekleyeceği bir şey olmadığını söyledi.
“MAZGALIN ORDAN DUMAN GELİYORDU”
Tanık Nurullah Özel ise “Olayın yaşandığı gün olay yerinden sesler duydum. Gittiğimde orada çalışan biri bana elektrik akımının olduğunu söyledi. Suyun içinde olan Özge Ve İnanç’ı sudan çıkartmak için bahçe hortumu aldım. Sudan çıkarttığımızda İnanç Öktemay’ın bedeni sıcaktı ama Özge Cerem Deniz’in bir yaşam belirtisi yoktu” diyerek sözüne başladı. Öncesinde o bölgeden duman çıktığını dile getiren Özel duruma müdahale edilip edilmediğini bilmediğini ekledi.
Olaydan 15 dakika sonra GDZ Elektrik personelinin suyu kontrol ettiğinde hala elektrik olduğunu söyleyen Özel, “Mazgalların bir tanesinde boşluk vardı. Oradan araba geçerken de o boşluğun sesi çıkıyordu. Ben Özge’nin mazgala bastığını düşünüyorum. İnanç’a ilk başta elektrik çarpmamasının sebebi de mazgala basmadan geçmesiydi” ifadelerini kullandı.
Alsancak’ta esnaflık yapan tanık Nihat Yıldırım, “Daha önceden bu sokakta elektrik arızasının olduğunu komşu esnaftan duymuştum. Hatta komşu esnaf mazgalın oradan duman geldiğini de söylemişti” dedi.
Tanık Abdullah Demirkaya daha öncesinde mazgaldan duman çıktığını gördüğünü ifade ederek sözlerine başladı. “Daha önce kimseye elektrik çarptığını görmedim. Oradan duman çıktığını gördüm ama kuruma şikayette bulunmadım” dedi.
“ÖZGE’NİN TEK SUÇU YERE BASMASI”
Tanıkların dinlenmesinin ardından davaya katılan Özge Ceren Deniz’in babası Ahmet Abi ve İnanç Öktemay’in abisi Gökhan Öktemay’a verildi. Ahmet Abi, "Kızım Özge Ceren ihmaller sonucunda öldürüldü. Doktor olacaktı. Mezun olduktan sonra insanların canlarını kurtaracaktı. Tek suçu bu memleketi sevmekti. Yoldan geçip, yere basması canını aldı. Herkes suçu birbirine atıyor. Herkes görmedim, duymadım, bilmiyorum diyor. Kimsede pişmanlık görmedim. Herkes ben haklıyım diyor. Vicdanlarına havale ediyorum" dedi.
İnanç Öktemay’ın ağabeyi Gökhan Öktemay, “İnanç, kendi halinde, topluma faydası olan biriydi. Babamın zaten sağlık sorunları vardı İnanç’tan sonra daha da sağlık sorunları arttı. İnanç babamızla sürekli ilgilenirdi, ona bakardı. Annem hayatını bize adamıştı, gözünün yaşı hala dinmedi, ona da bir şey olacak diye korkuyoruz. Ben de kalp hastasıyım, bana da bir şey olursa dayanamazsam anneme babama ne olacak diyorum. Babam bakıma muhtaç pozisyonda. İhmali olan herkesten şikayetçiyim” ifadesini kullandı.
Savcının mütalaayı tutuklulukların ve adli kontrollerin devam etmesi yönünde açıklanmasının ardından söz tutuklu sanıklara verildi.
TUTUKLU SANIKLAR SÖZ ALDI
Tutuklu sanık Ahmet Orhan Kaygısız, “Ben arıza onarım biriminde çalışmıyorum. Benden saat 17’den sonra bir görev beklenemez. Ben de insanım, evime gidiyorum. Ben illiyet bağım olmaması nedeniyle tahliyemi talep ediyorum” dedi. Kaygısız’ın Avukatı ise hiçbir sanığın ifadesinde müvekkilinin adının geçmediğini arıza onarım biriminde de çalışmadığını ve bu nedenle de tutuksuz yargılanması gerektiğini ifade etti.
BARIŞ KOÇ: SUÇLU OLSAM KENDİ ADIMI YAZIP TUTUKLANIR MIYDIM?
Tutuklu sanık İZSU Kanalizasyon Dairesi Başkanı Barış Koç ise “Burada vatandaşlarımız akıma kapılarak hayatını kaybetti. Benim görev sorumluluk yetkim bu değil. Gediz’deki arkadaşlar ‘yer altına döşenen elektrik kabloları 80 santim olması, zorunlu hallerde 60, çok zorunlu hallerde ise 40 santim’ dedi. Bu durum netken ben olay yeri kameralarının izlenmesini talep ediyorum. Ben kollukta verdiğim ifadede bir ek sunmuştum. Bakıldığı zaman o kabloların açıkta olduğu görülmüştür. Bu yasal olarak Gediz’in sorumluluğundayken hiç müdahale etmediğim bir kablo nedeniyle 4 aydır tutukluyum. Bilirkişiler işinin ehli seçilmezse kullanılan yanlış bir ifadeden dolayı sorunlar yaşanacağını düşünüyorum. Sizden istirhamım bilirkişi ötesinde bu işi İnşaat Mühendisleri Odası ve Elektrik Mühendisleri Odası’ndan ek bir rapor alınmasını istiyoruz. Biz yeraltı tesisi yapıyoruz. Ben kimseyi mağdur etmemek isterken ben mağdur oldum. Suçlu olsam kendi adımı yazıp tutuklanır mıydım?” dedi.
DOĞAN KILIÇ: BİZİM YAPTIĞIMIZ İMALAT TEKNİK ŞARTNAMESİNE UYGUN
Tutuklu sanık Doğan Kılıç, “Çalışma bölgesine neden beton mikseri gelmediği soruldu. Bizim kullandığımız birim fiyat tarifeleri ihalede vardır. Burası harçtır, hazır beton değildir. 25 çamlık parça sadece mevcut bacayı kurarken kullandığımız bir parça. Bizim yaptığımız imalat teknik şartnamesine uygundur. Bu bölgede 2005 yılında tesis inşa edilmiş. Yapan kim belli değil Demircan'ların olduğu belli değil. GEDİZ'in denetletip denetlemediği belli belli. 9 Ocak’ta onarım yapılmış ancak mühendis eşliğinde değil. 4 Ocak’ta biz mühendis gözetiminde çalışma yaptık. Takdir sizin" dedi.
Kılıç’ın avukatı, “Gediz Elektrik tarafından mahkemeye sunulan kabloya olaydan sonra müdahale edildiği ve bu nedenle delil niteliği taşımadığını söyledi” ifadelerini kullandı.
FIRAT AKBAY: KENDİ İŞİMİN ARKASINDA DURURUM
GEDİZ Elektrik saha çalışanı tutuklu sanık Fırat Akbay, "Ben 7-3 vardiyasındayken esnaf durdurdu. Ben olayım kötü olduğunu anlayınca olaya müdahale etmek için şefimi aradım ve bilgi verdim. Mesai saati geçişi olduğu için vardiyaya devam etmiş gözüküyorum gibi lanse ediliyor. Ben şefime çarpılma olmaması için müdahale edeceğini söyledim. Asfaltın hemen altında kablo mevcuttu. Ben kabloyu içeri verdirmek zorundayım. Altını biraz daha oydum, suyu boşalttım. Altını boşalttıktan sonra boruyu gördüm. Bazı arkadaşlar liyakatsizlik dedi. Üstünden temizlediğimi söylediler. Arıza giderilsin diye yaptım. Ben ıslak şekilde de yapabilirdim. Kuruttum ve boruya kadar zorla ittirdim. Kablo ile mazgal altında sıkışan kablolar başka. Resmini avukat size sundu. Kapatma benimle ilgili bir şey değil. Ben her aşama fotoğraf çektim. Gerekli birimlere bilgi verdim. Arızalara müdahale şansımız yok. Acil durum yoksa biz kazı bile yapmıyoruz. Çarpılma riski karşısında müdahale ettim. Ben o arızaya denk geldiğim için mesaiye kaldım. Amirlerim de çok iyi bilir, 2 çocuk babasıyım bu sebeple mesaiye kalmam. Ben arızayı giderdikten sonra 6.5 ay geçti ve yağmur yağdı, su birikti. Ben kimsenin işini yargılamadım. Ama kendi işimin arkasında durabilirim. Benim mazgalın doğru yapılıp yapılmadığını bilme şansım yok" dedi.
Gediz Enerji Yatırımları A.Ş.'de arıza onarımın bölge yöneticisi olarak çalışan Mehmet Fatih Tosun, “Soruşturmaya konu olan yerde sürekli arıza yaşandığı ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır. Gediz’in kayıtlarına bakıldığında 9 Ocak’tan sonra başka bir ihbar gelmemiştir” dedi ve tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanık Mehmet Zeki Aytulun, "Adalete güveniyorum. Sadece ‘şuraya mazgal yapılacak’ denen kişi uzun süre burada tutuluyorsa söylenecek bir şey yok" dedi.
Gediz Enerji Yatırımlar A.Ş.'de arıza onarım mühendisi tutuklu sanık Mert Ceylan, “Olay yerinde benim de 10 aylık çalışma sürem var ve öncesini bilmem olanaksız. 3 ilçede metrelerce hatlarda günlük 300’e yakın iş kaydı oluşturulmaktadır. Tüm saha çalışmalarını takip etmek olanaksızdır. Bu suçlamayı kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.
SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI
Mahkeme Başkanı, savcıya mütalaasını sordu. Cumhuriyet Savcısı mütalaasında yeni bilirkişi talebini yineleyerek, şunları söyledi:
"Biz tutuklu sanıkların tutukluklarının devamına, adli kontrollerin kaldırılamamasına... İddianamede belirtilen durumlar nedeniyle durma kararına ihtiyaç olmadığı kanaatindeyiz. Bu yönde mütalaa verdik. Bir tanığımız kaldı. Olay yerinde keşif icrası ve çok ayrıntılı gerçeği ortaya çıkarır nitelikte bilirkişi raporu alınması talebimiz var. Demircan AŞ. ile Özpelit AŞ. arasındaki sözleşmede, Cenan Demircan’ın imzası bulunuyor. Bu celse farklı olan Demircan Şirketi ile Halil Özpelik arasındaki sözleşme dikkatimi çekti. Şirketin yönetim kurulu başkanı için dava açılmış. Halil Özpelik’in belirtiği Cenan için dava açılmamış. Yeni delil oluşmuş olması nedeniyle ki mahkemeye Cenan imzalı gönderilmiş. Önceki kovuşturmaya yer olmadığı kararı kaldırılarak bu kişi için de dava açılarak soruşturmaya dahil edilmesini talep ediyoruz."
Mütalaanın ardından savunma yapan avukatlar, savcının mütalaasına karşı tutuklu sanıkların beraatını talep etti. (İzmir/EVRENSEL)