Diyarbakırlı yurttaşlar: "Seçtiğimiz siyasetçiler tanınmıyor"
Kayyım atamalarına dair Diyarbakır’da konuştuğumuz yurttaşlar halk iradesinin gasbedildiğini, verdikleri oyun artık tanınmadığını söylüyor.
Fotoğraf: Elif Ekin Saltık/Evrensel
Elif Ekin SALTIK
Diyarbakır
Mardin Büyükşehir Belediyesi ile Batman, Halfeti ve Esenyurt belediyelerine kayyım atanmasına karşı toplumun önemli bir kesiminde tepkiler sürüyor. Kimi illerde kayyıma karşı eylemler ve demokrasi nöbetleri sürdürülürken, emek ve meslek örgütlerinden kitle örgütlerine, siyasi partilere kadar pek çok yerden de kayyıma karşı dayanışma ve birlikte mücadele çağrısı dile getiriliyor.
"ÇOCUKLAR YANIYOR, ONLAR KAYYIM PEŞİNDE"
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde konuştuğumuz yurttaşların pek çoğu isim ve fotoğraf kullanılmasını istemiyor. “Seçilenler demek ki yeteri kadar iyi değiller” diyen bir yurttaşın sözleri üzerine seçilen belediye başkanlarının halkın yüksek oy oranıyla seçildiğini hatırlatıyoruz. “Bizi de şafak operasyonuyla almasınlar” diye endişeyle cevap veren yurttaş sohbeti devam ettirmeye çalıştıkça, “Artık neredeyse Atatürk’ü unutturacak ona kayyım atayacaklar. Zulüm yapıyorlar. Bu nedir kayyım kayyım” diye bir önceki sözlerinin aksine konuşuyor. “Verdiğimiz oyu da saymıyorlar artık, oy vermek istemiyoruz o nedenle” diyen yurttaş devam ediyor konuşmasına: “Batman’a, Mardin’e, Halfeti’ye, Esenyurt’a kayyım atadı. Halk ekmeğinin derdindeyken onlar kayyımın peşinde. Bir ekmek olmuş 20 lira. İnsanlar evine bir şey götüremiyor. 5 çocuk yandı. O annenin geliri olsa çocuklarını bırakıp hurda toplamaya gider miydi?”
"İNSANLARA ADETA OY KULLANMAYIN ÇAĞRISI"
Diyarbakır’a turist olarak gezmeye gelenlerle de konuşuyoruz. Tarihçi olduğunu söyleyen Zeliha, kayyım atamalarının doğru olmadığını dile getiriyor. “Niye oy veriyor o zaman bu millet?” diye soran Zeliha devam ediyor: “6 ay sonra kayyım atayacaklarsa seçim de yapılmasın o zaman. Resmen oyun oynuyorlar. Halkı birbirine düşürmeye çalışıyorlar aynı zamanda. Biz yüzyıllardır birlikte yaşıyoruz.”
Diyarbakırlı genç bir kadın yurttaş ise halkın iradesinin gasbedildiğini belirterek, “Açıkça ‘Ben senin seçtiğini tanımıyorum’ diyorlar. İnsanlar bir süre sonra ‘Oy versek ne vermesek ne’ diyerek oy kullanmaya da gitmeyecek. Bu tehlikeli bir durum” diyor.
"TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN GÖSTERGESİ"
Bir arkadaşıyla banklarda oturan, isminin Mehmet olduğunu öğrendiğimiz, 70’li yaşlarındaki yurttaşla devam ediyoruz sohbete. Emekli olduğunu dile getiren Mehmet “Nereden emeklisin?” sorumuza “Onu söylemeyeyim” yanıtını veriyor. “Bir arkadaş grubumuz var 5-6 kişilik. Ben onların sözcüleri gibiyim” diyor ve sorularımla açmaya çalıştığım sohbeti devam ettiriyor: “Her gün gündem değişiyor. Bir gün kadın ölümleri, bir gün çocuk ölümleri, bir gün hayvan ölümleri, diğer gün başka şey. Demokratik ülkelerin kabul etmediği bir sistem yürütmeye çalışıyorlar. Kayyım bir tahammülsüzlüğün göstergesidir. Sadece kağıt üzerinde yazan bir demokrasi var bu ülkede. Bir kere kayyım diye bir şey olmaz çünkü seçilmiş Meclis üyeleri var. Dolayısıyla Meclis üyeleri oturumda vekaleten bir başkan seçer.”
"BAHÇELİ İKTİDAR OLSA BU KADAR FAYDA SAĞLAYAMAZDI"
İktidar ortakları arasında bir anlaşmazlık olduğuna dikkat çeken Mehmet, “Bahçeli iktidar olmuş olsaydı kendine bu kadar fayda sağlayamazdı. AKP ile ittifak kurup hayatında bulamayacağı bir strateji yürüttü. Bütün kadrolardan yararlanıyor, kendi adamlarını belli görevlere getirebiliyor. AKP ve Erdoğan ise kendi konumunu korumaya ve güçlendirmeye çalışıyor” diyor.