Selçuk'taki ölümler içinde yaşadığımız sistemin bir sonucudur
SES İzmir 1 No’lu Şube Eş Başkanı Hava Akcan, Selçuk'ta bir annenin beş çocuğunu yangından dolayı kaybetmesini üzerine yazdı: "Ölümler içinde yaşadığımız sistemin bir sonucudur.”
Fotoğraf: Bahar Emreoğlu/Evrensel
Hava AKCAN
SES İzmir 1 No’lu Şube Eş Başkanı
Selçuk'ta bir annenin beş çocuğunu yangından dolayı kaybetmiş olması hem çok üzücü hem de kabul edilebilir bir olay değil.
Öncelikle bu olayın gerçekleşme sebebi halkın büyük bir kısmının içinde bulunduğu derin yoksulluk ve bugün en temel ihtiyaçlara bile ulaşamaz durumda olmasıdır. En baş sorumlusu da toplumdaki gelir adeletsizliğini yaratan, zengini daha zengin yoksulu daha yoksul yaparak açlığa mahkum eden yönetim anlayışıdır, bunun adını net koymak gerekli.
Bir ülkede 16 milyon insan sosyal yardımlarla, emekliler açlık sınırının yarısı kadar maaşla yaşamaya mecbur bırakılıyor. Çocuklar MESEM'lerle ucuz iş gücü olarak sermayenin emrine veriliyor. Selçuk'ta bir annenin çocuklarına bakabilmek için hurda toplamaya çıkması ve çocukların ölmesinin sorumlusu içinde yaşadığımız sistemin ta kendisidir.
"ÇOCUKLARIN KORUNMASI GİBİ BİR DERTLERI YOK"
İstanbul'da da buna benzer bir olay yaşandı ve aslında ikisi de birbirinden bağımsız değil. Selçuk'taki yaşanan ölümlerin çoğul olması belki de farklı olan...
Bizim edindiğimiz bilgilere göre de birkaç arkadaşımız yaklaşık bir yıl önce Sosyal Hizmetler'e müracaat ederek ailenin yardıma muhtaç olduğu ve çocukların gerek barınma gerekse beslenme açısından korunma altına alınması gerektiği yönünde görüş bildirmiştir. Sosyal hizmetlerden gelen arkadaşlara ailenin çocukları vermek istemediği bilgisi zaten tüm kamuoyuna yansıdı.
Bu noktada gözden kaçırdığımız bir husus var; Anayasa'da yazan sosyal devlet yapısı gereği pekala da psikolog, pedagog, sosyal hizmet uzmanları eşliğinde aileyle görüşülüp çocuklar koruma altına alınabilirdi. Tıpkı milletvekili Özlem Zengin'in ifade ettiği sosyal hizmetler bünyesindeki çocukların yüzde 90'ının ebeveynleri olduğu halde bakıma muhtaç olduğu için orada olmaları gibi.
Belediyelere kayyum atayıp bir günde halkın seçtiği yönetimlere el koyanlar, ormanları orman vasfından çıkarıp maden şirketlerine ihale verip milyonlarca ağacı kesmek sureti ile ormanları yok edenler bu çocuklara bakmayı kendilerine dert etmedi. Sorun sosyal yardımda bulunulması, maddi yardımın miktarı ile ilgili değil. Sorun ülkedeki yoksulluğu, işsizliği, açlığı yaratan sistemin kendisi ve bu sistemi zor yoluyla da olsa sürdürmeye çalışan iktidar. Daha fazla örgütlenip mücadele ederek ancak bu sorunların üstesinden gelebiliriz.