17 Kasım 2024 05:10

Geceleri kayıt dışı çalışmak zorunda kalan kadınlar

İstanbul İkitelli'de ütü paketleme işi yapan Gamze'nin iki çocuğu var. Kendisi gececi, eşi ise gündüz vardiyasında çalışıyor. Çocuklarına bakabilmek için bu yola başvurmuşlar.

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut

Paylaş

Hilal TOK

İstanbul İkitelli’de yaşayan Gamze’nin, biri 5, diğeri 10 yaşında iki çocuğu var. Günlük, sigortasız çalışan Gamze ütü paketleme işleri yapıyor. Günlük 800 lira ücret alıyor. Akşam 9’da işbaşı yapıyor, sabah 6.30’da eve geliyor. Eşi ise kendisi eve vardıktan 10 dakika sonra işe gidiyor. Çocuklarını bırakacak güvenli bir yer bulamadıkları için böyle bir yola başvurmuşlar. Çocuklara, gündüz Gamze, akşam ise eşi bakıyor. Gamze sabah işten eve geldikten sonra çocukları okula hazırlıyor, onları okula bıraktıktan sonra uyuyor, sonrasında çocukları okuldan alıyor. Parça parça günde 4-5 saat ancak uyuyabiliyor. “Bakıcı aldığım paranın iki katını istiyor. Belediyenin kreşlerine başvurdum ama sigortasız çalıştığım için kura çıkmadı. Sigortalı bir işe girsem kreş onaylanana kadar çocukları bırakacak yer bulamam. Bu yüzden kayıt dışı çalışmak zorunda kalıyorum. Çocuğu özel kreşe verme imkanım da yok. Çünkü aldığım ücretle karşılayamıyorum” diyor.

Sobalı, 1 artı 1 evlerinin kirası 8 bin lira. Borçlar, faturalar, çocukların ihtiyaçları derken çocukları kreşe verebilecek bir ücret kalmıyor ellerinde. Bu sebeple koştur koştur, gecesi gündüzüne karışmış bir yaşamın pençesinde çabaladığını aktarıyor: “Bazen bakkala, markete gittiğimde çocukları tek bırakmak zorunda kalıyorum. O zaman bile çok endişeleniyorum. Bir şey olur diye üst katlı bir evde oturmuyorum. Bir şey olursa hemen çıkabilsinler diye. Güvenemediğim için komşularıma ya da başkalarına da emanet edemiyorum çocukları. Ben kadınların hepsinin güçlü olduğunu, imkanımız olsa dünyayı değiştirebileceğimize inanıyorum. Ama önümüzde hep bir engel var. Ben isterdim ki, ben gündüz işteyken çocuğumu güvenle bırakacağım ücretsiz bir kreş olsun, işten yarım saat erken çıkabileyim de koştur koştur gidip okuldan almayayım. Çünkü şimdi işten çıkınca koştur koştur çocuklara gidiyorum, okula yetiştirmeye çalışıyorum. Hayatımız hep bir koşuşturma içinde. Ben çok güzel bir evde oturmuyorum. Doğal gazım yok. İmkanımız el vermiyor. Ev sahibi buraya 10 bin lira istiyor. Mülk Allah’ındır diyorlar, iki ay kirayı verme seni kapı dışarı ediyorlar” diye tepki gösteriyor.

İş yerinde çoğu kadının aynı sorunu yaşadığını dile getiriyor. İzmir Selçuk’ta yaşanan yangın sonrası 5 çocuğunu kaybeden anneyi molalarda konuştuklarını söyleyerek, “O anneyi düşündük. O anne, o baba nefes alamaz artık… Ben bakkala gidince bile bırakmak istemiyorum artık düşününce” diyerek endişesini paylaşıyor. İş yerindeki, yeni doğan bebeğini bırakıp fabrikaya gelen bir kadının hayatını şöyle özetliyor: “Bizim arkadaşlarımızın hepsi aynı sorunu yaşıyor. Bir arkadaşımızın bebeği 6 aylık. Göğüsleri taş gibi oluyor, emziremediği için. ‘Çalışmak zorundayım’ diyor. O çocuğun anne sütüne ihtiyacı var, sağıp bırakıyor ama el kadar bebeğe ne kadar yetebilir... Onca saat.”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

AKP'lilerin Bahçeli-Öcalan dalaşı sürüyor: Adama lafını yedirirler böyle

SONRAKİ HABER

Bir çocuk işçinin ‘kariyer’ yolculuğu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa