DEM Parti'den DEVA'ya ziyaret: Çözüm konusunda gayret görürsek destekleriz
DEM Parti Eş Genel Başkanları ile ortak basın toplantısında konuşan DEVA Partisi Ali Babacan, “Çözüm konusundaki gayreti bırakın ihtimal kırıntısını bile destekleyici bir tutum içinde oluruz" dedi.
Fotoğraf: MA
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan görüşmesi sonrası ortak basın toplantısı düzenlendi.
Babacan, "Çözüm konusundaki gayreti bırakın yüzde 5-10 ihtimal kırıntısını bile destekleyici bir tutum içinde biz oluruz" diye konuştu.
DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEVA Partisi Genel Merkezinde bir araya geldi. DEM Parti Eş Genel Başkanlarını, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kerem Altun ile Ankara Milletvekili İdris Şahin kapıda karşıladı.
Mezopotamya Ajansının aktardığı bilgilere göre, görüşme gazetecilere verilen fotoğraf sonrası kapalı olarak devam etti. Görüşmenin ardından genel başkanlar ortak basın açıklaması yaptı.
İlk olarak söz alan Babacan, kayyım atamasına tepki gösterdi. Babacan, kayyım atamasının demokrasinin temel ilkelerine aykırı olduğunu ifade etti. Kayyım ataması düzenleyen yasa ile ilgili çalışmalar yapıldığını ve bu çalışmaların içinde olduklarını dile getiren Babacan, “DEVA Partisindeki hukukçu arkadaşlarımız bu çalışmalar konusunda diğer partilerle yakın istişarelerde bulunuyorlar” dedi.
"ÇÖZÜMÜN ARKASINDA OLURUZ"
Kürt sorununa dair tartışmalara değinen Babacan, “Sayın Bahçeli’nin 1 Ekim’de Meclis’in açıldığı gün DEM Parti Eş Genel Başkanlarının ve milletvekillerinin elini sıkmasıyla başlattığı, ardından da grup toplantısındaki konuşmalarıyla gündeme getirdikleri konuları şöyle bir hızlıca değerlendirecek olursak, ben daha önce de söyledim, bugün de ifade ediyorum. Türkiye’nin kadim sorunları var. Bu kadim sorunların çözümüyle alakalı yüzde 5, yüzde 10 ihtimal dahi görsek, bir ihtimal kırıntısı dahi görsek biz bu konuyla ilgileniriz. Çözümle ilgili niyetin, çözümle ilgili gayretin yanında, arkasında oluruz. Bunu açık bir şekilde ifade ettik” diye konuştu.
"NET BİR ŞEY DUYMADIK"
Erdoğan’dan net mesajlar duymadıklarını söyleyen Babacan, “Henüz net bir siyasi tutum, net bir siyasi duruş görmedik, görmüyoruz. Dolayısıyla bütün bu açıklamaların, bütün bu söylemlerin bir samimiyet testinden geçmesi gerektiğini de her fırsatta ifade ediyoruz. Unutmayalım ki şu anda ülkedeki yürütme erki, yürütme sorumluluğu Cumhurbaşkanlığı ve onun bu sorumluluğu paylaştığı bakanlarda olmaktadır. Sayın Bahçeli’nin herhangi bir yürütme sorumluluğu yoktur. Asıl yürütme sorumluluğu olan kişilerde biz bu konularla ilgili henüz net bir duruş görmüş değiliz bu birinci tespit” ifadelerini kullandı.
"KAYYIMCI ANLAYIŞ BÜYÜK KAYBETMİŞTİR"
Daha sonra söz alan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, kayyım atamasına tepki gösterdi. Bakırhan, “AKP-MHP iktidarı sadece kayyım atadığı bölgelerde değil Türkiye’nin birçok yerinde bu kayyımcı anlayıştan, bu halkın iradesini yok sayan anlayıştan kaynaklı bir kez daha büyük kaybetmiştir. Halk oy verecek, seçimde yenileceksin, yenildiğin için çeşitli gerekçelerle, doğru olmayan gerekçelerle halkın seçtiği başkanların yerine bir devlet memuru atayacaksın ve buyur sen yönet diyeceksin. Bu kabul edilir değil” dedi.
Kürt sorununa dair tartışmalara değinen Bakırhan, AKP’nin nerede durduğunu anlamaya çalıştıklarını söyledi. Tartışmaların bu şekilde bir sürece evrilemeyeceğini belirten Bakırhan, şöyle devam etti:
“Sadece iktidar ortağının söylediği şeylerin tek başına ne ifade ediyor, sonrası nedir anlamaya izlemeye çalıyoruz. Her şeye rağmen önemli tartışmalar da yürüyor. Bu önemli tartışmaların Türkiye’nin demokratikleşmesine, Kürt meselesinin demokratik yollarla çözülmesine evrilmesini biz isteriz."
"ESKİ YOL DENENMEMELİ"
“Toplumda da böyle bir beklenti var ama bu şöyle olmamalı; Geçmişte denenen ama sonuç almayan bir yol, bir yöntem yürütülmesi Türkiye toplumuna yapılacak en büyük kötülüktür. Türkiye’de ciddi bir ekonomik kriz var, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusunda çok ciddi sorunlar var. Hemen yanı başımızda çatışmalı bir bölgede süreç yaşanıyor. Türkiye’nin burada kendi meselelerini başta demokrasi ve hukukun üstünlüğü ve Kürt meselesi olmak üzere demokratik yollarla çözerek bölgede de iyi bir model olma fırsatı birlikte değerlendirelim diyorum." (POLİTİKA SERVİSİ)