Bizden çalınan ne varsa geri alacağız
"Keyfi uygulamalarla bir belediye başkanı asla görevinden alınmamalıdır. Bu mesele Esenyurt halkına karşı yapılmış büyük bir saygısızlık, hukuksuzluk, hürmetsizlik ve ilkesizliktir."
Fotoğraf: Şerif Karataş/Evrensel
Turan YILMAZ
Esenyurt’tan bir esnaf
Merhaba Evrensel okurları. Geçtiğimiz günlerde Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve Esenyurt Belediyesine kayyım atanmasıyla ilgili Esenyurt’ta yaşayan bir esnaf olarak düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Demokrasi, hukuk ve sosyal devlet kavramlarını yerle yeksan eden iktidar, evrensel ve insani hiçbir erdeme sığmayan davranışlar sergilemektedir. Halkın meşru oyları ile seçilen belediye başkanlarını antidemokratik yöntemlerle görevlerinden alarak sadece belediye başkanlarının haklarını gasbetmiyorlar. Bunun da ötesinde ve daha vahimi milyonlarca seçmenin, emekçinin ve yurttaşın demokratik, evrensel, insani haklarını ve tercihlerini de yok ediyorlar.
Adalet, hukuk, ahlak, eşitlik ve toplumsal hiçbir değeri üretemeyen iktidar ortakları, baskı ve zulüm ile ayakta kalacaklarını düşünerek her şeye ve herkese saldırmaya çalışmaktalar. İktidar, algı oluşturmak, hedef saptırmak ve halkın gerçek sorunlarının konuşulmasını engellemek için sürekli olarak gündem değiştirmeye çalışmaktadır.
Esenyurtlu yurttaşların demokratik ve meşru oyları ile belediye başkanı seçilen Ahmet Özer’in görevden alınması da bu ve benzeri sebeplerden olmuştur. Bu sebeple haksız, hukuksuz, demokratik ve evrensel hiçbir ilkeye sığmayan bu yanlış uygulamanın karşısında durmaktayız. Keyfi uygulamalarla bir belediye başkanı asla görevinden alınmamalıdır. Bu mesele sadece bir Ahmet Özer meselesi de değildir. Esenyurt halkına karşı yapılmış büyük bir saygısızlık, hukuksuzluk, hürmetsizlik ve ilkesizliktir.
Hak, hukuk ve erdem gibi değerlere uzak olan iktidar, seçene de seçilene de tuzak kurmaktadır. Fakat unutmamak gerekir ki kurulan bu tuzaklara kendileri düşeceklerdir. Sandıkta kazanma kabiliyetini gösteremeyenler, gayrimeşru yöntemlere başvurarak Esenyurtluların ve Ahmet Özer’in insani, hukuki ve demokratik haklarını çiğnemektedirler.
Hukuk, normal şartlarda adaletin tesisi için vardır fakat iktidar kendi meşru talepleri için hukuku kullanmaktadır. Hukukun işlevsiz hale getirilmesi ya da bir başka ifade ile iktidarın maşasına dönüştürülmesi neticesinde siyasal ve sosyal hayatta büyük bir bozulma başlamıştır.
Maalesef memleketimiz kelimenin tam anlamıyla bir sosyal çürüme yaşamaktadır. Çeteler ve mafyatik yapılar ülke tarihindeki en rahat dönemini yaşamaktadırlar. Çocuk ve kadınlara yönelik taciz ve tecavüz vakaları en üst seviyede. Ülke şiddet sarmalına dönmüş vaziyette. Ülkenin en itibarlı kurumları liyakatsizlik ve torpil cenderesinde can çekişmektedir. İktidar, bu ve benzeri sorunları çözmek bir yana bunların en büyük müsebbibidir.
Bir memlekette “hüküm” cümlenin öznesine göre değişiyorsa orada ahlaktan ve adaletten bahsedilemez. Geçmişte ve günümüzde kendi hatalarından dolayı millete ve memlekete çok büyük bedeller ödetenler, bu hususlarda üç maymunu oynarken muhalif taraftan birinin sözüm ona bir hatasını bulduklarında hukuken suç unsuru barındırmamasına rağmen en azılı cellatlara dönüşüyorlar.
Unutulmasın ki bu halk hakkını savunacak ve kendini ezdirmeyecektir. Kendinden çalınan her ne varsa; oy, emek, hürriyet, eşitlik, adalet ve alın teri… Hepsini zamanı geldiğinde geri almasını bilecektir.
…Ve unutmayın, gasbetmek size direnmek bize, zulmetmek size ezilmemek bize, çürümek size yürümek bize, yok saymak size bin kere doğmak bize yakışır.
… Ve selam olsun, korkmayan, direnen, ezilmeyen, tüm yurttaşlara, emekçilere, Esenyurtlulara.