‘En büyük grev kırıcı, devlet’
Devlet bir yandan yasalarla, bir yandan da polis-jandarma gücüyle işçinin karşısında duruyor. Direnişteki işçiler sesleniyor: En büyük grev kırıcı, devlet.
Fotoğraf: Hilal Tok/Evrensel
Hilal TOK
İstanbul
“Asıl grev kırıcı devletin kendisi, yasalarıyla, işçinin karşısına diktiği polisleriyle, jandarmasıyla bu devlet, en büyük grev kırıcı.”
Bu sözler 84 gündür direnişte olan MKB Rondo İşçisi Necmi’nin sözleri… Bugün, insanca yaşanacak bir ücret ve güvenceli çalışma yaşamı için mücadelesini sürdüren İstanbul’daki MKB Rondo, As Plastik, Takett işçileri binbir türlü grev kırıcı yöntemlerle karşı karşıya kalıyor. Devletin yasalarına, zor güçlerine tepkilerini dile getiren işçiler, grev kırma hamlelerine karşı mücadeleyi sürdürmekte kararlı.
Patronlar grevdeki işçilerin mücadelesini baltalamak için; grevdeki işçi yerine başka işçi alıyor, üretimi fason üreticilere yaptırıyor, ithal işçi bile getiriyor. Hukuken bu yasak olsa da, fiilen geçersiz çünkü yaptırımları yok denecek kadar az idari para cezalarından ibaret. Öte yandan işçileri bölmek için, tek tek işçilere baskılar yapılıyor, direnişi bırakması için yüksek ücret teklifleri yapılıyor, patron devlet gücünü de arkasına alıyor. İşçiler fiili greve veya direnişe geçtiğinde, gözaltına alınıyor, yerlerde sürükleniyor, polis ve jandarma şiddeti ve baskısıyla karşılaşıyor.
Grev hakkının ayaklar altına alındığı bu süreçte kararlılıkla mücadelesini sürdüren Tuzla’daki MKB Rondo ve Tarkett işçileri, devletin ve patronların her fırsatta grev kırıcılığını devreye sokmasına öfkeli.
İŞÇİLERİ BÖLMEK İÇİN BAZI İŞÇİLERE ZAM TEKLİF EDİLDİ
Selülöz-İş’in örgütlü olduğu MKB Rondo’da yüzde 80 oranında zam talepleri kabul edilmediği için TİS süreci tıkanan ve direnişe geçen MKB Rondo işçileri gece gündüz çadırdalar. 67’inci güne kadar fire vermediklerini, direnişin 67’inci gününde patronun direnişteki işçilerden bazılarını “Yüzde 80 zam vereceğim” diyerek yanına çektiğini, böylelikle grevi kırmaya çalıştığını söylüyor işçiler. Hâlâ direnişte olan işçiler bu duruma oldukça öfkeli. İşçilerden Ufuk, “Birinci haftada zaten işçileri aramaya başlamış patron. Grevi kırmak için yolları kollamış. 67’inci günde içeri girenler oldu. Yüzde 80 zam teklif edilmiş. Bu zammı bile sonuçta bizim direnişimiz sayesinde aldı o işçiler. Aslında bu durum bile ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor” derken, direnişteki işçilerden Necmi de “Aslında kanun yanlış burada. Biz bu süreçte bu grev kırma yöntemlerini gördük ama devlet buna karşı hiçbir önlem almıyor. Devlet hep sermayeden yana. Greve üretim dursun diye çıkıyorsun. Bu işçinin hakkı, ama içeride işçi çalıştırıyorlar. Biz sefalet ücreti istemiyoruz. Bizden çok polis geliyor buraya. Sesini duyurmak isteyen işçilerin karşısına polisi dikiyorlar. Asıl grev kırıcı, devletin kendisi, yasalarıyla, işçinin karşısına diktiği polisleriyle, jandarmasıyla bu devlet en büyük grev kırıcı” diyor.
İşçiler patronun grev kırma karşısında kendi hamlelerini de değerlendiriyor: “Biz de kendimize sonuçlar çıkardık, daha çok temas etmek lazımmış birbirimize, işçinin birbirinin evine ziyarete de gitmesi lazımmış…” Konu güven meselesine geliyor. MKB İşçisi Kemal, “Bir yola çıkınca bir duruşunuz, karakteriniz varsa devam ediyorsunuz. Biz burada kazanamasak da çocuklarımıza, arkadaşlarımıza mücadelemizi anlatabiliriz. Ama içeriye girenler ne anlatacaklar?” derken yanındaki işçiler cevap veriyor: “Kazanamasak da en azından bir dik duruşumuz oldu deriz.”
‘DEVLETİN YASALARI PATRONLAR İÇİN İŞLİYOR’
Petrol-İş üyesi Tarkett işçilerinin grevi de 59’uncu gününde devam ediyor. Burada da Tarkett patronu işçilerin mücadelesini önlemek için grev kırıcı yöntemlere başvurmuş.
Tarkett işçileri, işçiye öncülük etmeyip, grev ya da direnişleri desteklemek zorunda kalan kimi sendika yönetimlerinin de grevi kırmak için düşük mali destekte bulunduğuna dikkat çekiyor. İşçiler bunun, evlerini geçindirmek zorunda olan işçilerin mücadeleyi sürdürememesine neden olduğunu belirtiyor.
Kendi sendikalarının mücadelelerini desteklediğini söyleyen işçiler grevlerinin sonuna kadar süreceğini ilan ediyor. İşçilerin yarısından azının içeride üretime devam ettiği, üç vardiya olan üretimin tek vardiyaya düştüğü söyleniyor. İşçiler grevi kırmak isteyen patronun hamlelerinden birini şöyle aktarıyor: “Patron bize hep ‘Devletin verdiğinin dışına çıkamam’ dedi. Bize hep ‘devlet devlet devlet’ dedi. İçeride patron, müdür, beyaz yakalı çalışıyor, devletimiz öyle güzel yasalar çıkarmış ki, ‘Çalışmak isteyenlerin hürriyetini engelleyemezsin’ diyor. Kime bu yasa, içerideki adama, içeride üretim yapıyorlar. Patronlar kulübü anlaşmış, tıpkı asgari ücretteki gibi, bizim patron da en fazla yüzde 25 zam yaparım diyor” diyerek tepki gösteriyor.
İşçilerden biri “Devlet ne derse o” diyen patronunun işçilere bireysel tekliflerde bulunduğunu belirtiyor: “Bana greve çıkma, sana yüzde 35 zam yapayım, ocakta bir daha zam yapayım, iki ikramiye vereyim, senin önün açık, beyaz yaka olacak adamsın dedi. Bunu TİS’te istediğimizde ‘Katiyen veremem’ diyor. Böyle grevi kırmaya çalıştılar. Neden kabul etmedim, çünkü bizim için onur ve haysiyet önemli. Biz burada birbirimize inandık. Görüyoruz, patronlar hemen kenetleniyor. Biz de burada birlikteliği kırmamak adına, bu örgütlülüğü kurmaya çalışıyoruz.”
Arkadaşlarının birine, sendikaya üye olduğunda, “Senin borcun harcın var. Sen sendikadan istifa et” diye de baskı kurulduğunu söylüyor öteki işçi: “Düşünün bunun için arkadaşımız suç duyurusunda bulundu. 60 küsur gün oldu, sonuç yok. Patron şikayetçi olunca hemen halloluyor, işçi şikayetçi olup da yasalara başvurursa sürüncemeye bırakılıyor. Devletin yasaları patronlar için işliyor.”
İşçilerden biri işçilerin birbirlerine ve mücadeleye güvenlerine ilişkin şöyle bir yorumda bulunuyor: “Şahıslar her zaman değişir, şahsa değil fikre güveneceksin.”
AS PLASTİK PATRONU HER TÜRLÜ YOLU DENEDİ
İstanbul Hadımköy’deki As Plastik’te patron, grev tarihinden kısa bir süre önce işçilerle bireysel sözleşmeler imzalamaya çalıştı, fason üretim için 5 farklı işletmeyle en az 5 aylık sözleşmeler imzaladı, yurt dışından işçi getirmeye çalıştı, grevdeki işçilere para teklif edip birlikteliği bozmayı denedi. Patron, silahlı koruma tutarak grevdeki işçilere gözdağı vermeye çalıştı. As Plastik’te, devlet grev kırıcılığı tespit etti ancak patrona hiçbir yaptırım uygulamadı. Üstüne grev kırıcılığına tepki gösteren işçiler gözaltına alındı. Patronun grev kırıcılığı sonucu üretim ihtiyati tedbir kararıyla durduruldu. Ancak daha sonrasında “Mühürleme yönünde kararın icrası gerekir” diyen İstanbul İcra Müdürlüğü, “Mahkeme kararında mühür yazmıyor” gerekçesine dayanarak mühürleme işlemini iptal etti ve mühürlerin kaldırılması yönünde karar verdi. As Plastik patronu, yasalara defalarca aykırı davranmasına rağmen hakkında işlem yapılmadı.
Mücadelelerinin 62’nci gününde olan işçiler patronun tüm grev kırma çabalarına rağmen direnişlerini sürdürüyor.
LEZİTA’DA İTHAL İŞÇİ GETİRİLDİ
İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde yer alan Lezita Fabrikasında çalışan işçiler toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması ve patron cephesinin işçilerin örgütlü olduğu Öz Gıda-İş ile masaya oturmaya yanaşmaması üzerine 7 Mart’ta greve çıkmıştı. Grevin uygulanacağı tarihten iki gün önce ise Lezita patronu Abalıoğlu, 50’ye yakın Hindistanlı işçiye işbaşı yaptırarak grevi kırmaya çalışmıştı.
YOLBULAN’DA GREVE KARŞI FASON ÜRETİM
Hatay’da Yolbulan metal işçileri düşük ücrete karşı grevde. Yolbulan patronu grevi kırmak için fason üretim girişimlerinde bulundu. Yasal haklarına sahip çıktıklarını belirten işçiler, patronun bir an önce sendikaları ile masaya oturup taleplerini kabul etmesini istiyor.
İŞÇİ GREVE ÇIKINCA ÖĞRENCİ ÇALIŞTIRDILAR
Pamukkale Üniversitesinde greve çıkan iktisadi iştirak işçilerinin yerine yarı zamanlı öğrenciler çalıştırılmaya başlandı. Öğrenciler normal sürenin üzerinde görev tanımı dışındaki işlerde çalıştırıldı.
YASANIN KENDİSİ GREV KIRICI
Grev kırıcılık mevzuatını Evrensel’deki köşesine taşıyan Avukat Ahmet Ergin, şöyle diyor: “Patron, grev süresince, grevci işçilerin yerine, sürekli ya da geçici olarak başka işçi alamaz veya başkalarını çalıştıramaz. Greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçen işçiler, ancak kendi işlerinde çalıştırılabilir. Bu işçilere, greve katılan işçilerin işleri yaptırılamaz. Ancak bu yasaklar birçok grevde fiilen geçersiz hale gelmektedir. Çünkü yaptırımı çok kısıtlıdır. Grevci işçinin yerine işçi alan patronlara uygulanan idari para cezası 2024 rakamıyla sadece 4 bin 738 TL’dir. Yani yasanın kendisi grev kırıcıdır.”