Ayranı yok içmeye…
Halkın ihtiyaçları için yatırımların yapılması gereken Düzce’de şimdi ışıklı, göz kamaştıran bir köprü var. Bununla ne kadar övünmeliyiz?
Osman GÜDÜ
Mimar
Ankara’nın şımarık çocuğu Düzce Belediyesi popülist projeler ile gündeme geldi. İstanbul ile Ankara’nın ortasında doğal güzellikleri ve verimli ovası ile geçmişin ‘Yeşil Düzce’si şimdilerde dünyanın en kirli havasını soluyan kentler listesi içinde.
Bu süreç 1999 yılı depreminden sonra kalkınmakta öncelikli iller arasına alınan kentte plansız, programsız bir şekilde sürdürülen politikalar çerçevesinde çok verimli tarım alanları üzerine sanayi ve organize bölgeleri yapılarak kentin tarım ile ilişkisi tamamen bitirildi.
Merkeze yakın köy yerleşik alanlarının imara açılması kent içi yoğunluğu da arttırarak kenti trafik, ulaşım sorunları ile yüz yüze getirdi. Kent yerel yönetimlerinin merkezi iktidara olan yakınlığı nedeni ile Ankara tarafından siyasi yatırımlara her hamlede kullanılacak bir kale oldu. Tüm siyasi seçimlerde de iktidar tarafından verimi alınacak şekilde kullanıldı. Planlı ve programlı gelişmeden uzak, Ankara’ya her daim göz kırpan, ilk Rabia heykelini diken, kent merkezinde göstermelik raylı sistem yapıp sonra söken, belediyeyi borçlar batağına sokan girişimleri ile yollarını mermer döşeyen bir anlayış bu kez çok tartılacak bir başka projeyi gerçekleştirdi.
MALİYETİ BİLİNMİYOR
Düzce’nin içinden geçen Asar Deresi zaman zaman taşkınları ile ciddi zararlara yol açan bir akarsu. Bu suyun üzerinde iki aksta ulaşım sağlayan köprüler mevcut. Zaman içinde kentin doğuya doğru kayması bu iki geçişin yetersizliğini ortaya çıkardı.
Asar Deresi üzerinde maliyeti henüz kamuoyu ile paylaşılmayan ve “Şehrin Gerdanlığı” denilerek ödüllü proje olarak tanıtılan köprü projesi ve Asar Deresi çevresine yapılacak rekreasyon projeleri için 2 milyon lira hibe aldığı basında paylaşılmıştı. Bununla birlikte Düzce Belediye Meclisi olağanüstü gündem ile toplanmış, Asar Deresi köprüsü için ek 45 milyon lira kredi talebini de oy fazlası ile onaylamıştı.
KENT DIŞINA YAYA KÖPRÜSÜ
2022 yılında yapımına başlanan köprü 2024’ün Cumhuriyet Bayramı’nda açılışı yapılacak şekilde tamamlandı. Köprü ile ilgi maliyet konusunda şeffaf bir açıklama yapılmamışken ulaşım, altyapı, trafik ve hava kirliliği gibi sorunların kenti yaşanmaz hale getirmiş olması, yapılan bu köprünün kente ne kazandırdığını da sorgular hale getirdi. Köprü, dereyi bir ay şeklinde iki yönlü geçecek ve tamamen yayalara hizmet verecek şekilde yapılmıştır. Düzce’de kent merkezi dışında kalan bu alanda yaya sirkülasyonu bu tür bir köprü ihtiyacını gerektirmemektedir. Hangi planlama ve talep çerçevesinde bu yüksek maliyetli proje uygulandı?
SEL RİSKİ DE VAR?
Ay şeklindeki formun orta bölümünde de küçük bir amfi oturma alanı tasarlanmış. Yaya yolu kotu ve ulaşım yolu kotu altında planlanan bu alanın kullanım fonksiyonu tartışmalı olup ilk ciddi su baskınında sele maruz kalması muhtemeldir. Ayrıca Asar Deresi’nin yoğun yağışlardaki sürüklediği ağaçlar, kayalar vs. mevcut betonarme köprüleri dahi yıkmıştır. Son sel baskınında dere yanal betonarme perdelerinin büyük bir bölümü çökmüş, ona paralel yollarda da göçükler oluşmuştur. Proje uygulamasında su taşma kotu ile aynı kotta yapılan bu çelik yaya köprüsü ciddi risk altındadır. Bir sel baskınında yine suların sürükleyeceği tüm malzemeler çelik köprüyü de yıkabilir.
Kullanım ve fonksiyon olarak gerekliliği tamamen tartışılacak bu projenin Düzcelilere maliyeti nedir? Gerekliliği ve halka hizmet amacı düşünülmeden uygulanan bu proje ile yerel yönetimlerin düştüğü acze Düzce Belediyesi de katılmıştır. Halkın vergileri ve birikimlerinin kente hizmet için değerlendirilmesi gerekirken bu proje maliyeti açısından sorgulanmalıdır. Yerel yönetimlerin uygulamalara dönük çalışmaları bilimsel ve programlı bir şekilde olmalıdır. Yönetimlerin sorumlulukları da bunu gerektirir. Halkın katılımı ve ihtiyaç gerektiren yatırımların yapılması gereken Düzce’de şimdi ışıklı, görselliği ile göz kamaştıran bir köprü var. Yaşlı yorgun bakıma muhtaç birinin boynundaki pırlanta gerdanlık gibi. Ne dersiniz, bununla ne kadar övünmeliyiz?
Evrensel'i Takip Et