Yıllar sonra delinen sansür: Osmanlı feodalizmi ve sınıf savaşımları
Siyasetçi ve Çevirmen Alp Altınörs sansüre uğrayan Tveritinova’nın çalışmalarını “Osmanlı Feodalizmi ve Sınıf Savaşımları” adlı bir derlemeyle yıllar sonra yeniden, sansürsüz olarak okurla buluşturdu
"Osmanlı Feodalizmi ve Sınıf Savaşımları" kitap kapağı
Şerif KARATAŞ
Ekonomik pahalılığın giderek kendisini hissettirdiği bir dönemden daha geçiyoruz. Belli bir azınlık hızla zenginleşirken halkın önemli bir kesimi ise giderek yoksullaşıyor. Öncesi bir yana Osmanlı’dan Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar, devletin sınıfsal karakteri göz ardı edilerek değerlendirmeler yapılıyor. Bu bilindik ideolojik kuşatma bugüne özgü değil.
Sovyetler Birliği’nin en önemli Osmanlı tarihçisi, Doğubilimci ve Türkolog Anna S. Tveritinova, Osmanlı’da sınıf mücadelelerine ilişkin çalışmasının Türkiye’de sansüre uğradığını öğreneli çok oldu.
Tveritinova 1973’te, 63 yaşındayken hayatını kaybetti. Siyasetçi ve Çevirmen Alp Altınörs sansüre uğrayan Tveritinova’nın çalışmalarını “Osmanlı Feodalizmi ve Sınıf Savaşımları” adıyla titiz bir derlemeyle yıllar sonra yeniden, sansürsüz olarak okurla buluşturdu. Yordam Kitap etiketiyle okura sunulan Tveritinova’nın çalışmaları, Osmanlı ile ilgili merak edilen kimi sorulara tarihsel materyalist yöntemle yanıt veriyor.
Osmanlı tarihine dair Marksist ve bilimsel bir yaklaşım geliştirmeye çalıştığına vurgu yapan Alp Altınörs, Türk burjuvazinin Tveritinova’ya yönelik sansür politikasına dikkat çekiyor: “Tveritinova’nın 1946’da yayınlanan Türkiye'de Kara Yazıcı ve Deli Hasan İsyanı adlı kitabı, Türk Tarih Kurumu (TTK) tarafından hemen aynı yıl Türkçeye çevrildiği halde basılmayarak, on yıllar boyunca TTK arşivlerinde tozlanmaya terk edilmiştir. Tveritinova'nın bu kitabı, Mustafa Akdağ'ın önerisi üzerine, Türk Tarih Kurumu'nca (Zeki Velidi Togan'ın en yakın yoldaşı olan) Abdülkadir İnan'a tercüme ettirilmiştir. Ancak, kendisi de Celali İsyanları üzerine çalışan Kemalist tarihçi Mustafa Akdağ, çeviriyi okuduğunda Tveritinova'nın kendisinin tam zıddı sonuçlara varmış olduğunu görmüş ve bunun neticesinde, anlaşılan o ki, eserin Türkçede basılmamasını salık vermiştir. Böylece, çevrilmiş olan bu eser basılmamış ve TTK vermiştir. Böylece, çevrilerek bekletilmiştir. A. İnan’a ait bu çeviri, yapılmasından ancak 60 yıl sonra, 2006 yılında basılmış ve gün yüzüne çıkabilmiştir.”
Altınörs’ün vurgu yaptığı bir nokta ise devletin sınıfsal yapısını görmezden gelen tarihsel değerlendirmelere ilişkin. Bunu da şöyle açıklıyor: “Kemalist tarihçiler, Ortaçağ Türkiye tarihini alenen çarpıtmak amacıyla Türk devletinin sınıfsal özünü ve onun bünyesinde cereyan eden sınıf mücadelelerini, güya Osmanlı devletinin ‘özel’ tarihsel gelişim yolunu da şartlandırmış olan, Türklerin özel ‘milli’ vasıfları üzerine yavelerle unutturmayı kendilerine görev bilmişler. Çağdaş Türk sosyologları, Türkiye Ortaçağı’nı idealize ederek, Türk halkı için ‘tozpembe bir geleceğin’ tam da Türklerin bu eski, “geleneksel” toplumsal yaşam biçimleri- ne geri dönmesinde yattığını göstermeye çalışıyorlar. “
TVERİTİNOVA’YA SANSÜR, ALTINÖRS’E CEZAEVİ
Kitabın yazarının bugün maruz kaldığı tutsak edilme durumu da, Tveritinova’ya uygulanan sansür politikasının günümüzdeki yansıması olsa gerek. Altınörs, Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) yönelik Kobani- Kumpas Davası nedeniyle Ankara Sincan 2 No'lu F Tipi Hapishanesi'nde tutuklu bulunuyor. Altınörs, HDP MYK üyesiyken 25 Eylül 2020 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 6-8 Ekim 2014 Kobanê eylemlerine ilişkin yürüttüğü ikinci soruşturma kapsamında gözaltına alınarak 17 siyasetçi arkadaşı ile birlikte tutuklandı. Altınörs, cezaevinde kitap çalışmalarını sürdürüyor.
Derleme kitabında Tveritinova’nın yaşamına dair de önemli bir kesit sunan Altınörs, yayımlanmış eserlerine dair bir kaynakça da yer veriyor kitapta. Kitap konuya meraklı okurunu bekliyor.