20 Kasım 2024 15:07

ATO’dan Bakanlık bütçesi açıklaması: Neoliberal sağlık politikalarına dayalı bir bütçe

Ankara Tabip Odası’nın, komisyonda görüşülen Sağlık Bakanlığı bütçesi değerlendirmesinde 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'na ve neoliberal sağlık politikalarına dayalı bir bütçe” denildi.

Fotoğraf: Kübra Kırımlı/Evrensel

Paylaş

Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu, 2025 yılı Sağlık Bakanlığı Bütçe Teklifini değerlendirdikleri bir açıklama yaptı. Açıklamada bütçenin kamu yararını gözeten bir anlayış yerine, 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'na ve neoliberal sağlık politikalarına dayalı bir bütçe olduğunu belirtti

ATO'da yapılan açıklamaya TTB Başkanı Dr. Alpay Azap da katıldı. Dr. Azap, TTB olarak Sağlık Bakanlığı 2025 yılı Bütçe Teklifinin görüşüldüğü komisyon görüşmelerine katılmak istediklerini ancak bu talebe bir dönüş dahi alamadıklarını söyledi.

2025 yılı Sağlık Bakanlığı Bütçe Teklifine dair değerlendirmeyi ATO YK Başkanı Dr. Mine Coşkun ile Dr. Alpertan Açar yaptı. Bütçenin bir ülkenin kaynaklarının nasıl oluşturulduğunun, ihtiyaçlar doğrultusunda nasıl kullanıldığının, toplumun hangi kesimleri arasında nasıl dağıtıldığının, üretimin, bölüşümün ve refah seviyesinin makro-ekonomik göstergesi olduğunu ifade eden Dr. Coşkun, "Sağlık Bakanlığı 2025 yılı bütçe teklifini incelediğimizde kamu yararı doğrultusunda Türkiye sağlık ortamını gözeten bir anlayış yerine, 'Sağlıkta Dönüşüm Programı'na ve neoliberal sağlık politikalarına dayalı bir bütçenin hazırlandığını görmekteyiz. Uygulanan sağlık modelinin ve finansman sisteminin yıllardır hekim emeğine, halk sağlığına ve kamu bütçesine verdiği zararlar bilinmesine rağmen, hükümet ve Sağlık Bakanlığı söz konusu modelde ısrarını sürdürmektedir. Sağlık Bakanlığı'nın bütçelendirme anlayışı, sorunların çözümünden uzak, mevcut sorunlara yenilerini ekler niteliktedir" diye konuştu.

“2024'E KIYASLA SAĞLIĞA AYRILAN BÜTÇEDE ARTIŞ YOK”

14.7 trilyon liralık Merkezi İdare Bütçesinin yüzde 6,9'u sağlık hizmetlerine ayrılarak, Sağlık Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi 1 trilyon 20 milyar 317 milyon 291 bin TL olarak teklif edildiğini söyleyen Dr. Coşkun, "2024 yılı bütçe teklifi ile kıyasladığımızda sağlığa ayrılan kaynakta ciddi bir artışın olmadığı görülmektedir. Bir önceki yıl da Merkezi İdare Bütçesinin yüzde 6,6'sı yani 732 milyar 562 milyon 378 bin TL'si sağlığa ayrılmıştı. Sağlığa ayrılan kaynak resmi enflasyonun da altında kalırken, yüzde 10'u bulmamaktadır. Sağlık harcamalarının GSYH'ya oranı düşmektedir. 2002 yılında kamu ve özel sağlık harcamaları toplamının GSYH'ya oranı yüzde 5.2 iken, 2022 yılında yüzde 4'e gerilemiştir. OECD'ye üye ülkeler ortalaması 9.2 iken Türkiye sondan üçüncü sırada yer almaktadır" diye ifade etti.

“KORUYUCU SAĞLIĞA YATIRIM YOKSA SAĞLIKLI OLMA HALİ YOK!”

ATO YK üyesi, aynı zamanda Aile Hekimi de olan Dr. Alpertan Açar da basın açıklamasında 2025 Sağlık Bakanlığı Bütçe Teklifinde hem birinci basamağın hem de koruyucu sağlık hizmetlerinin ikinci sırada olduğunu ifade etti. Açar, "Sağlık Bakanlığı toplam bütçesinden koruyucu sağlık hizmetlerine 273 milyar 585 milyon 813 bin TL, tedavi edici sağlık hizmetlerine 733 milyar 273 milyon 977 bin TL ayrılmıştır. 2025 yılı toplam bütçesinde tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrılan kaynak yüzde 72'yi bulurken, sadece yüzde 28'i birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine tahsis edilmiştir.Bir önceki yılın bütçe teklifine kıyasla birinci basamağa ayrılan kaynak 71 milyar TL, tedavi edici sağlığa ayrılan kaynak ise 215 milyar TL artmıştır. Koruyucu sağlık hizmetleri, halk sağlığının yapıtaşlarından biridir. Sadece hastalıkla mücadeleye değil, hastalığa neden olan risk etkenlerini tespit ederek bunların bertaraf edilmesine, halk sağlığını doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen toplumsal etkenlerin saptanmasına, buradan hareketle de sağlığın yalnızca bireysel düzlemde ele alınmaksızın toplumsal düzlemde de korunmasına ve geliştirilmesine odaklanır. Koruyucu sağlık hizmetleri, bebeklik ve çocukluk çağı bağışıklama hizmetleri, bebek, çocuk ve ergenlerin, 15-49 yaş doğurganlık çağındaki kadınların, gebe ve lohusaların izlenmesi, emzirme ve üreme sağlığı, gebeliği önleyici yöntemler konusunda danışmanlık hizmeti verilmesi ve uygulanması gibi hizmetler bakımından geniş bir ölçeğe sahiptir.

Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmadığı takdirde hizmetlerin organizasyonunda ve sunumunda, Aile Hekimlerinin ve sağlık çalışanlarının iş yükünde artış kaçınılmaz hale gelir" diye anlattı.

"HEKİME MÜRACAATTAKİ ARTIŞ SAĞLIK POLİTİKALARININ BAŞARISIZLIĞIDIR"

Sağlık Bakanlığı'nın en son yayımladığı "Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2023 Haber Bülteni"ne göre 2023 yılında (birinci basamak 421 milyon 121 bin 236, ikinci ve üçüncü basamak 552 milyon 397 bin 851 olmak üzere) tüm basamaklarda toplam hekime müracaat sayısının 973 milyar 519 milyon 87'ye ulaştığının ifade edildiği açıklamanın devamında, her bir yurttaşın sağlık hizmetlerinden ortalama 11,4 defa herhangi bir sağlık kurumuna başvurduğu ifade edilerek;

"teşhis ve tedavi süreçlerinin uzamasının işareti olduğu gibi, akılcılıktan ve bilimsellikten uzaklaşan sağlık politikalarındaki başarısızlığın ifadesidir" denildi.

“SADECE BİR YILLIK KULLANIM BEDELİ İLE 6 BİN 718 ASM YAPILABİLİYOR”

ATO YK Başkanı Dr. Mine Coşkun, şehir hastaneleri kira ödemelerinin 2025 yılı bütçe ödeneklerinde de önemli bir yer tutmakta olduğunu açıklayarak, "2024 yılı bütçe teklifinde hizmet ve kullanım bedeli için 83 milyar 697 milyon 118 bin TL olarak teklif edilen tutar (20 milyar 904 milyon TL'lik artışla) 2025 yılı bütçe teklifinde 104 milyar 602 milyon 82 bin TL'ye yükselmiştir. 37 milyar 420 milyon 717 bini hizmet alımı, 67 milyar 181 milyon 365 bini kullanım bedeli olmak üzere Şehir hastanelerine ayrılan ödenek Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 10'una karşılık gelmektedir. Şehir hastanelerine ayrılan bir yıllık kullanım bedeli ile 4 aile hekiminin rahatlıkla çalışabileceği en az 6 bin 718 ASM yahut 100 yataklı en az 90 tane devlet hastanesi yapılabilir" dedi.

"ELMA ÇÜRÜK DEĞİL, AĞAÇ KURTLU"

Dr. Coşkun, yargılama süreci bu hafta başlayan sağlıktaki sermaye çetesine dair değerlendirme yapan Sağlık Bakanı'nın "çürük elma" değerlendirmesine de değinerek; " ağacı kurtçuklar sarmıştır. Özel sektörün sağlıktaki hacmini büyütmek amacıyla kamudan özele daha yoğun kaynak aktarımı yapılmaktadır. 2002 yılında 774 kamu hastanesi, 50 üniversite hastanesi, 271 özel hastane varken; 2023 yılı itibariyle 933 kamu hastanesi, 68 üniversite hastanesi, 565 özel hastane faaliyet göstermektedir. Özel sektör, kamu sektörüne göre 20 yılda 2 kattan fazla büyürken, sağlık sektörünün üçte birini kontrol etmektedir. Buna paralel şekilde özel sektör sağlık harcamaları da neredeyse yüzde yüze ulaşmış durumda. TÜİK'in en son duyurduğu "Sağlık Harcamaları İstatistikleri"ne göre, genel devlet sağlık harcaması bir önceki yıla göre yüzde 65.4 artış gösterirken, özel sektör sağlık harcaması ise yüzde 94.4 oldu. Sağlık hizmetleri, şirketlerin ve özel çıkar gruplarının ekonomik çıkarlara teslim edilmeksizin, kamu yararı, kamu hukuku ve kamu maliyesi araçları ile üretilmesi gereken faaliyetlerdir. Sağlık hizmetleri, kamucu planlamayla birlikte, eşit, ücretsiz ve erişilebilir olmalıdır" diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ege Kız KYK Yurdu’nda taciz yaşandı

SONRAKİ HABER

Kadıköy’deki 1 dakikalık grevin ardından şube yönetimi istifa etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa