İPA sosyal güvenlik araştırması: “Yük” olan EYT değil
Sosyal güvenlik raporu hazırlayan İPA, SGK bütçesini sarsan sebebin EYT’liler değil, teşvikler, aflar ve düşük ücret politikası olduğu gerçeğini verilerle ortaya koydu.
Fotoğraf: Evrensel
Andaç Aydın Arıduru
İstanbul
Türkiye’de emeklilik ve sosyal güvenlik sistemi tarafından hak sahiplerine sağlanan gelirlerde düşüş devam ediyor. Emeklilerin milli gelirden aldıkları pay da sürekli geriliyor.
Emekli maaşlarının sefalet düzeyinde seyretmesinin sebebi olarak AKP iktidarının izlediği sosyal güvenlik politikaları değil de sigorta primi ödeyenlerin (aktif sigortalı) emeklilere oranının (pasif sigortalı) düşüklüğü gösteriliyor.
"Türkiye’nin sosyal güvenlik karnesi" raporu hazırlayan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) aktif pasif dengesini ortaya koyarak itiraz ediyor: Türkiye’de 25.6 milyon çalışanın 15.5 emekliye oranı 1.7! Bu oran İspanya ve Almanya’da 1.9 iken Norveç, Macaristan ve Danimarka’da ise 2 seviyesinde. Türkiye sosyal güvenlik sistemindeki gelir/gider dengesi açısından 1.7’lik oranıyla Avrupa ülkeleri arasında orta sıralarda yer alıyor.
AFLAR BÜYÜK SORUN
Emekli aylıkları toplamı 2019 yılında gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 6.8’i düzeyindeyken bu oran 2023’te 5.4’e kadar geriledi. 2010-2022 arasında emeklilerin milli gelirden aldığı pay reel olarak yüzde 34.6 oranında azaldı.
Bu oranlara dikkat çeken İPA raporunda, düşük maaşların sebebi olarak EYT’lilerin gösterilmesinin gerçeği yansıtmadığı vurgulanıyor: 2023 yılında emekli aylıklarının milli gelirden aldığı payın 2022 yılına göre kaydettiği artış, 2021 öncesi tüm artışların gerisinde kalıyor. Dolayısıyla sosyal güvenlik sisteminin durumunu EYT uygulaması üzerinden yorumlamak gerçeği yansıtmıyor.
Raporda, EYT’nin kısa süreliğine aktüeryal dengede yarattığı yük tespit edilse de sosyal güvenlik sisteminin sorunun EYT değil, sigorta primlerinin tahsilatı konusunda çıkarılan aflar olduğu vurgulanıyor. SGK kaynaklarından patronlara aktarılan prim desteği teşviklerinin sosyal güvenlik sisteminde yaşattığı gelir kayıplarına dikkat çekiliyor: “SGK primlerinin tahsilinde 2011, 2014, 2016 ve 2017’deki yeni düzenlemelerin ardından her yıl tahsil oranlarının düştüğü gözlemleniyor. Tahsil edilen borç oranlarının 2011’de yüzde 55.17’den 2017’de 10.41’e düştüğü görülüyor.”
Sosyal Güvenlik Kurumu kaynaklarından patronlara sunulan destek ve teşvikler sosyal güvenlik sistemi kaynaklarını azaltıyor. IPA raporunda bu duruma dikkat çekilerek, “Merkezi bütçeden SGK’ye yapılan aktarımların bir kısmının teşviklerle sermayeye aktarılması SGK’ye kaynak olma niteliği taşımıyor” deniliyor.
DÜŞÜK ÜCRET, KAYIT DIŞILIK, İŞSİZLİK…
OECD verilerine göre Türkiye’de iş gücüne katılım oranı yüzde 55.1. OECD ülkeleri arasında ortalama yüzde 70.2 olan bu oran kadınlarda yüzde 36.1’e düşmekte. Yüksek işsizlik, çalışanların ücretlerinin düşük gösterilmesi, çalışma gün sayısının düşük gösterilmesi gibi uygulamaların ciddi hak kayıplarına yol açtığını belirten İPA, 2021 yılından sonra açıklanmayan ve en son açıklandığında yüzde 30 seviyesinde olan kayıt dışı çalışmanın 2022 yılı sonrası açıklanmamasının sosyal güvenlik sisteminde belirsizliklere yol açtığını ifade etmekte.
Ücretlerin büyük bölümünün asgari ücret ve çevresinde kümelenmesinin çalışanların emeklilik sistemi için ödedikleri primlerin düşüklüğüne neden olduğu, Türkiye’de asgari ücret düzeyinde yatırılan primler nedeniyle ortalama emekli aylıklarının 15 bin TL civarında kaldığını belirten İPA, İstanbul’da yoksulluk sınırının üzerinde yaşayabilmek için 4.5 ortalama emekli aylığına ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
HER DÜZENLEME TAHSİLATI DÜŞÜRDÜ
2011 yılında 6111 sayılı Kanun’la SGK prim alacaklarının yeniden yapılandırılmasına başlandı. 2014 yılında 6552, 2016 yılında 9736, 2017’de ise 7020 sayılı Kanunlarla çıkan her düzenlemeyle birlikte SGK’ye olan pirim borçlarından tahsilatlar düştü.
2011’de 28.7 milyar TL toplam sigorta pirim borcunun 24. 1 milyar TL’si yapılandırıldı. Yapılandırılan borcun 13.3 milyar TL’si tahsil edilebildi.
2014’te toplam 45.7 milyar TL olan sigorta prim borçlarının 38.3 milyar TL’si yapılandırılırken tahsil edilebilen borç 11.5 milyar TL oldu.
2016’da 43.7 milyar TL sigorta pirimi borcunun 42.3 milyar TL’si yapılandırıldı. Bu borcun 6 milyar TL’si tahsil edilebildi.
2017’de 7.6 milyar TL prim borcu 7.8 milyar TL olarak yapılandırıldı. Bu borçtan 810 milyon TL tahsil edildi.
BES İŞTAHLANIYOR, TES HAZIRLANIYOR
Türkiye Sigorta Birliğinin (TSB) 18 Kasım’da düzenlediği basın toplantısında konuşan TSB Başkanı Uğur Gülen, bireysel emeklilik sisteminde “Mükemmel bir 21 yılı geride bıraktık” dedi. BES sisteminde biriken fonun 1.1 trilyon TL’ye ulaştığını belirten Gülen, “BES tarafına bakarsak aslında hem fon büyüklüğü büyüyor hem katılımcı sayısı artıyor. Tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) ile birlikte çok büyük bir hızlanma bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
2025-2027 OVP’sinde tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) uygulamasına başlanacağı ifadeleri yer alırken birçok sendika ve meslek odası, sistemin başta kıdem tazminatına yönelik saldırı niteliği taşıyan bu uygulamalara karşı olduklarını belirtiyor.