EMEP heyeti Çayırhan’ı ziyaret etti: İşçiler bu peşkeşe göz yummayacak
EMEP Milletvekili Sevda Karaca, özelleştirmeye karşı Çayırhan maden işletmesinde direnişte olan maden işçileriyle bir araya geldi. Karaca, “İşçiler bu peşkeşe izin vermeyecek dedi.
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, EMEP Ankara İl Örgütü ile birlikte Ankara Nallıhan’da özelleştirilmek istenen Çayırhan Termik santrali ve maden işletmesinde süren direnişi ziyaret etti. EMEP heyeti, madene kapanan işçilerin aileleriyle de görüşürken Milletvekili Karaca “Elde avuçta olan küçücük kaynakları şimdi Mehmet Şimşek’in orta vadeli programıyla sermayeye peşkeş çekeceklerini ilan ettiler. Çayırhan'la birlikte EYVAŞ, BOTAŞ TPAO, Eti Maden, TEİAŞ, Kapulukaya, Kesikköprü, Yüreğir, Seyhan, Çamlıgöze'yi hedefe aldılar. İşçileri umursamadan kaynakları patronlara verecek olanlar buradaki direnişe iyi baksın. Çünkü buradaki direniş daha önce özelleştirmenin, kamu kaynaklarını sermaye peşkeş çekmenin ne demek olduğunu canıyla sınanarak öğrenen işçilerin direnişi.” dedi.
"KAMU KAYNAKLARINI PEŞKEŞ ÇEKECEKLERİNİ İLAN ETTİLER"
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde özelleştirme ihalesi duyurulan Çayırhan Maden ve Termik Santrali işçileri özelleştirme kararının geri çekilmesi talebiyle madene kapanarak eylem başlatmıştı. Maden ocağının girişinde ise işçi ve ailelerin desteği sürdürdüğü eylem 2. gününde sürüyor. EMEP heyeti direnen işçileri ve ailelerini ziyaret ederek dayanışma mesajları verdiler.
Maden işçileri ve ailelerine seslenen EMEP Milletvekili Sevda Karaca “Burada özelleştirmeye karşı direnen işçilerle, o direnişin bir parçası olan ailelerle kadınlarla birlikte bu direnişi sahiplenmeye, ülkenin dört bir tarafında özelleştirmenin derdini yaşayanlara ‘bu direnişe sahip çıkın’ demeye geldik.” dedi.
90’lı yıllarla birlikte özelleştirmenin “bela” olarak halkın başına sarıldığını ifade eden Karaca “Halkın kaynaklarını sattılar, doymadılar. Halen, elde avuçta olan küçücük kaynakları ise şimdi Mehmet Şimşek’in orta vadeli programıyla yine sermayeye peşkeş çekeceklerini ilan ettiler. OVP ile birlikte bu özelleştirmeleri hız vereceklerini, kamunun elinde bir tek işletme bile bırakmayacaklarını, buralarda çalışanların haklarını da çöpe atacaklarını, onların ailelerini hiç düşünmediklerini; onların ekmeklerini, geleceklerini hiçe saydıklarını açık açık ilan ettiler.” şeklinde konuştu.
"DİĞER KAMU KAYNAKLARI ÖZELLEŞTİRİLECEK"
Meclis’te süren bütçe görüşmelerinde Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar’ın açıklamalarına atıf yapan Karaca “Orada işçilerin ve ailelerin ne yaşadığının umurlarında olmadığını, satıp kasayı dolduracaklarını söylediler. Kimin için dolduruyorlar bu kasaları? Buraları satıp peşkeş çektikleri holdinglerin patronların kasasını doldurmak için yapıyorlar bunları. Çayırhan termik santrali arazileriyle, maden sahalarıyla, ruhsatlarıyla, lojmanlarıyla taşınır mallarıyla, bütünüyle özelleştirme kapsamına alındı. Böyle bir peşkeş sadece Çayırhan işçisinin derdi olabilir mi? Hayır. Çayırhan'la birlikte EYVAŞ, BOTAŞ TPAO, Eti Maden, TEİAŞ, Kapulukaya, Kesikköprü, Yüreğir, Seyhan, Çamlıgöze'yi hedefe aldılar. İşçileri umursamadan kaynakları patronlara verecek olanlar buradaki direnişe iyi baksın. Çünkü buradaki direniş daha önce özelleştirmenin, kamu kaynaklarını sermaye peşkeş çekmenin ne demek olduğunu canıyla kınanarak öğrenen işçilerin direnişi.” ifadelerini kullandı.
2014’te tek cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle imzalı grevin yasaklandığını hatırlatan Karaca “Hayatları ve ekmekleri için direnen işçiler bir imzayla uslandırılmaya çalışıldı. Sonrasını işçiler biliyor. CİNER grubuyla davalık olmayan işçi yok burada. Buradaki işçiler, özelleştirmenin, işçinin hakkına çökerlerken, bir çivi bile çakmayan patronların hamutuyla götürmesi demek olduğunu biliyor.” şeklinde kaydetti.
Geçtiğimiz sene Mihalıççık’ta yaşananların aynı süreç olduğunu hatırlatan Karaca “Orada da ihaleyle satışta işçilerin emekleri satıldı. Araya girip Bakanlardan mesaj taşıyanlar oldu. Onlar aradan çekilince patronun insafına kaldı işçiler. Burada yapılmak istenenin gerçekleştiği madende bir işçi kardeşimiz göz göre göre öldü. Madenin önünde bir tane sağlık çalışanı, ambulans bile olmadığı için genç yaşında Tayfun'u kaybettik. Burada işçi arkadaşlarımız, patronun kâr hırsı için Tayfunlar ölmesin, kadınlar eşlerinin cenazesi evlerinin önüne gelmesin diye direniyorlar. Mihalıççık’ta çalışan işçiler varlık satışının faturasını canıyla öderken kimse buradaki işçilerden bu özelleştirmeye göz yummasını beklemesin.” dedi.
HERKES BU DİRENİŞE SAHİP ÇIKMALI
Çayırhan direnişinin sadece oradaki işçilerin ve ailelerinin direnişi olmadığını belirten Karaca “Özelleştirmelerin çeteleşme olduğunu bilen, yenidoğan çetelerinin arkasından öfkesini haykıran, madenciler ölürken eli yüreğinde kalan, enerji alanındaki peşkeş yüzünden her gün faturası katlanan herkes buradaki direnişe sahip çıkmak zorunda. Bu direniş memleketin direnişi.” ifadelerini kullandı.
Özelleştirmenin vatanın satılması anlamına geldiğini belirten Karaca, “Biz Emek Partisi olarak herkese sesleniyoruz: Bu direnişe sahip çıkmazsanız yarın aynı şey sizin de başınıza gelecek. O yüzden özelleştirmelere karşı hep birlikte dört bir tarafından ‘artık yeter’ sözünü büyütmek zorundayız. Burada işçilerle birlikte ailelerin direnişine her zaman sahip çıkacağız, direnişin memleketin dört bir tarafında büyümesi için de bütün gücümüzle çalışacağız.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı. (Ankara/EVRENSEL)