21 Kasım 2024 17:08

SES Manisa Şubesi: Bütçe teklifinde sağlık emekçileri yok

SES Manisa Şubesi  düzenlediği basın açıklamasıyla Sağlık Bakanlığının 2025 bütçesine tepki gösterdi. Açıklamada Kamusal sağlık hizmetlerinin düşüklüğüne dikkat çekildi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, ‘Sağlık bakanlığının 2025 bütçe teklifinde sağlık emekçileri yok’ başlığıyla basın toplantısı düzenledi. Ses Manisa binasında düzenlenen toplantıda basın metnini Manisa Şube Başkanı Figen Pehlivan okudu.

“Bütçe; siyasal iktidarların, rejimin demokratik, sosyal hak ve özgürlükler konusundaki duruşunun en önemli göstergesidir, ekonomik bir plan ve siyasi bir belgedir” diyerek sözlerine başlayan Pehlivan, “Bu ülkede yaşayan herkesin, doğrudan ya da dolaylı mekanizmalar aracılığıyla ödedikleri vergilerin nerelere harcandığını ya da harcanmadığını bilmeleri ve bunu denetleyebilmeleri       gerekir. Bu denetim bütçenin hazırlanması, uygulanması ve sonuçlandırılması sırasında yapılabilmelidir. Buna rağmen bu yılda bütçe görüşmeleri kapalı kapılar ardında yapılmaktadır” diye ekledi. Sağlık emekçilerini ve halkı görmeyen Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçe teklifinin geçen yılları aratmayacak şekilde neoliberal sağlık politikalarına dayalı olduğunu söyleyen Pehlivan, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın başlangıcından itibaren sağlığın ticarileşmesinin, metalaşmasının yolunun açılacağını, halkın ve sağlık emekçilerinin yararına olmayan bu programının halk sağlığı için büyük riskler barındıracağını belirttiklerini ekledi.

"KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ YETERSİZ KALIYOR"

Koruyucu Sağlık Hizmetlerine ayrılan pay her yıl gerilerken kışkırtılmış sağlık talebine cevap vermek için planlanan tedavi edici sağlık hizmetlerinin payının her yıl arttığını belirten Pehlivan, “Genel olarak sağlığa ayrılan bütçenin yüzde 10’un üzerine çıkarılmasını talep etmemize rağmen 2024 bütçesinde yüzde 6,6 iken 2025 bütçesinde bu pay yüzde 6,9 olmuştur. 14.7 trilyon liralık Merkezi İdare Bütçesinden 1 trilyon 20 milyar 317 milyon 291 bin TL olarak teklif edilmektedir. Geçen yıl sağlığa ayrılan tutar 732 milyar 562 milyon 378 bin TL’ydi. Resmi enflasyonun altında kalan bu tutar yüzde 10’ u bulmamaktadır” ifadelerini kullandı. “Koruyucu Sağlık Hizmetleri, sadece hastalıkla mücadele değil, hastalığa neden olan risk etkenlerinin erkenden tespit edilmesine, halk sağlığını doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen toplumsal etkenlerin saptanmasına, kısaca sağlığın yalnızca bireysel değil toplumsal düzeyde de korunmasına ve geliştirilmesine odaklanır” diyen Pehlivan, “ASM’lerde aşıya erişim sorunları devam ederken, aşı karşıtlığı yükselirken Eziyet yönetmeliği ile Aile hekimliği sistemindeki sıkıntılar daha da derinleşecektir” ifadelerini kullandı. Pehlivan, 15 yaş üzeri obezite görülme sıkılığının yüzde 30’a yakın olması, tam izlenen bebek oranının yüzde 90’da kalması, meme kanseri taramalarının yüzde 40’ı geçmemesi ve kızamık vakalarındaki artışın Koruyucu Sağlık Hizmetlerinin yetersizliğini ortaya koymakta olduğunu da ekledi. Ardından Koruyucu Sağlık Hizmetlerine ayrılan payı belirten Pehlivan, “Sağlık Bakanlığı toplam bütçesinden koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan pay 273 milyar 585 milyon 813 bin TL ile yüzde 28 olurken, tedavi edici sağlık hizmetlerine 733 milyar 273 milyon 977 bin TL ayrılmış ve oran yüzde 72 olmuştur” dedi.

 

"KAMUYA KAYNAK YOK"

Kamuya kaynak olmadığını ifade eden Pehlivan, “Kamu sağlık hizmetlerine kıyasla 20 yılda 2 kattan fazla büyüyen özel sağlık kurumları sağlık hizmetlerinin üçte birini kontrol ederek sektörleşme hızına devam etmektedir. 2002 yılında 774 kamu hastanesi, 50 üniversite hastanesi, 271 özel hastane varken; 2023 yılı itibariyle 933 kamu hastanesi, 68 üniversite hastanesi, 565 özel hastane faaliyet göstermektedir. Özel sektör sağlık harcamaları da neredeyse yüzde 100’e ulaşmış durumda. TÜİK’in en son duyurduğu Sağlık Harcamaları İstatistikleri’ ne göre, genel devlet sağlık harcaması bir önceki yıla göre yüzde 65.4 artış gösterirken, özel sektör sağlık harcaması ise yüzde 94.4 ‘le yüzde yüze yakın olmuştur” dedi. “Sağlık hizmetleri, sermaye gruplarının çıkarlarına teslim edilmeksizin, kamu yararı, kamu hukuku ve kamu maliyesi gözetilerek üretilmesi gereken faaliyetlerdir. Sağlık hizmetleri nitelikli, eşit, ücretsiz ve erişilebilir olmalıdır” ifadelerini kullanan Pehlivan son olarak taleplerini sıraladı:

 

  • Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direkt ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır.
  • Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır.
  • Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı yüzde 10’un üzerine çıkarılmalıdır. SGK pirim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ya genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır.
  • Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır.
  • SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır.
  • Sağlık emekçileri sayısı OECD ortalamasına, güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır. 4-d,4b,4c,4924 vb tüm istihdam tipleri ile çalışanların istihdam modeli 4a statüsüne alınmalıdır. İstihdam rejimindeki karmaşa ve adaletsizlik giderilmelidir.
  • Sağlık emekçilerine ek ödeme, teşvik vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde temel ücret ödenmesine başlanmalıdır. Temel ücret üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, kıdem yılı gibi kriterler ile giydirilmiş ücret belirlenmelidir. Hiçbir şekilde ek ödeme oranları temel ücretin yüzde 10’unu geçmemelidir.
  • Sağlık emekçileri uygulanan döner sermaye uygulamaları nedeniyle kamuda çalışan emsallerine göre daha erken vergi dilimine girmektedir. Yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret rejimine gidilinceye kadar emekliliğe yansımayan döner sermaye, teşvik v.b isimler adı altında ödenen tüm ücretler vergi dilimi dışında bırakılmalıdır.
  • Sağlık hizmetleri sunumu kamunun sorumluluğundadır. Tümüyle kamusal olarak verilmelidir. Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir.
  • Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir.
  • Savaş toplum sağlığına zararlıdır. Ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesi gibi konularda da sağlık alanın söz sahibi olması gerekmektedir.
  • Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri ve örgütlerini ve halkı karar alma süreçlerine dahil edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
  • Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık emekçileri derhal görevlerine iade edilmelidir.Manisa/EVRENSEL)

 

 

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

EMEP Milletvekili Bayhan: 'Kayyım düzenlemesi kaldırılsın' teklifi kabul edilmeli

SONRAKİ HABER

Adana'da Ekrem Tok Ruh Sağlığı Hastanesi’nde sağlık emekçilerinden baskılara tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa