22 Kasım 2024 20:58
Son Güncellenme Tarihi: 22 Kasım 2024 21:04

Özel hastane çetesi duruşması 5. günü | Örgüt yöneticiliği ile suçlanan sanıklar dinlendi

Özel hastane çetesinin ilk duruşması 5. günde de sürdü. Geçen 4 günde dinlenen 18 sanığın ardından bugün örgüt liderliği ve yöneticiliği ile yargılananlar dinlendi.

Evrensel

Paylaş

Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde SGK'den para almak amacıyla en az 10 bebeğin ölümüne neden olan özel hastane çetesinin 18 Kasım Pazartesi gününden bu yana süren duruşmasında 5. gün sona erdi. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada 22'si tutuklu 47 sanık yargılanıyor. İlk dört günde tutuklu 18 sanık dinlendi. Bugün duruşma suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan yargılanan 112 Acil Servis çalışanı Giyasettin Mert Özdemir'le başladı. Duruşmaya yarın 10'da başlanmak üzere ara verildi. Yarın örgüt lideri olmakla suçlanan Fırat Sarı dinlenecek. 

"ŞOFÖR OLDUĞUM İÇİN BENİ KARALIYORLAR"

Üzerini atılı suçları kabul etmediğini ifade eden Özdemir, yaptığı hasta sevkleri için para aldığını kabul etti. Özdemir, 112 sisiteminin işleyişini ve adımlarını anlattı. Pratikte bu kuralların hiçbirinin uygulanmadığını, hastanın menfaatinin bunu gerektirdiğini öne süren Özdemir, "Yer bulunamadığı durumda yakındaki hastanelerle iletişime geçilir" dedi. Hastanın protokol numarası ile çıkmak zorunda olduğunu, bunu bildirme yükümlülüğünün ise hastaneye ait olduğunu ifade eden Özdemir, "Ama bu hastanelerin hiçbir sorumlusu da burada yok, biz onlar yerine de savunma yapmak zorunda bıkarılıyoruz" dedi. Avrupa yakasında toplam 4 küvezli ambulans ekibi olduğunu, kendisinin çalıştığı Bağcılar 9 No'lu şubenin bir küvezli ambulans ekibi olmadığını, istese de bu sevkleri yapamayacağını iddia etti.

Kendisinin ambulans şoförü olması nedeniyle soruşturma savcısı Yavuz Engin tarafından karalandığını ve art niyetli şekilde hedef alındığını iddia eden Özdemir, hastanın sevk edileceği hastanelerin yolda değiştirildiği iddialarına da yanıt verdi, bir algı operasyonuyla medyaya bu şekilde yansıtıldığını iddia etti. Sadece Fırat Sarı'nın çalıştığı hastanelere hasta yönlendirmediğini iddia eden eden Özdemir, "Sağlık çevresi olduğu için her branşa yönlendirme yapardım" dedi. Dosyanın yenidoğanla kısıtlı bırakılmasının 'art niyetli' olduğunu düşünen Özdemir, kendisinin para karşılığı erişkin yoğun bakım hastası da sevk ettiğini söyledi.  

HASTALARIN "MENFAATİ" İÇİN DOKTOR TAKLİDİ YAPMIŞ 

Kaya bebeğin ölümüne ilişkin adının geçtiğini ancak, soruşturma savcısının kendisini 'art niyetli bir şekilde' tüm bebeklerin ölümüyle suçladığını öne sürdü. Doktor Ahmet İbadettin Arıkan adına hasta kabul etmesi sorulan Özdemir, durumdan doktorların bilgisi olduğunu söyledi. Şoförlükten önce 7-8 sene yoğun bakım hemşireliği yaptığını, o nedenle sağlık bilgisi olduğunu düşündüğünü iddia eden Özdemir, "Doktorlar zaman kaybetmek istemiyorlar, 112'yi mağdur etmemek için telefonları ben açıyorum, hasta kabul ediyorum. Onlar da bana bunun için herhangi bir para ödemedi" dedi.

Birinci Hastanesinden (Ali Aksu ile anlaşarak) ve Bağcılar Şafak Hastanesinden (Mustafa Kazan'la anlaşarak) sevk yaptığı için para aldığını ifade eden Özdemir; Fırat Sarı ile yaptığı anlaşmadan sonra TRG Hospital, Bağcılar Medilife, Bağcılar Şafak hastanelerine sevkler yaptığını söyledi. Soru üzerine kendi çevresinden 112'nin yer bulamadığı hastaları sevk ettiğini iddia eden Özdemir'e "112'ye bildirtmeyeceğim" ifadeleri hatırlatıldı. Özdemir, kendisi böyle dese de asıl bildirme sorumluluğunun hastanede olduğunu söyledi. "Kendisine Birinci Hastanesinde 10 günden aşağı yatan yok" ifadeleri ve hastanelerin yoğun bakımlarında yatan hasta sayısına, yatış gününe, hastaların 'erken' taburcu olmasına dair konuştuğu çeşitli tape kayıtlarına dair, "Gereksiz konuştuğum bir tape kaydıdır" dedi. Özdemir, özel hastanelere para karşılığı hasta sevki yapmasını "Her özel hastane gibi yoğun bakımlarının dolu olmasını isterler, tıp merkezlerindeki hastalarla doldurmak isterler" diye anlattı. Özdemir, "Benim yaptığım resmi bir iştir, hastanelerin insan kaynakları, pazarlama müdürleri yapar" dedi. Florya Medicalpark'ta Emrah, Asya Hastanesinde Şahin isimli kişinin aynı sevk işlemlerini yaptığını söyledi. Sanık Serdar Yüksel'in ayda 4-5 ağır vaka getirdiğini ifade etti.

Özdemir'e "Çam Sakura'da bile doğum yokmuş, bayağı azalmış doğumlar" tapeleri hatırlatıldı, orada kadın doğum doktoru bir arkadaşından duyduğunu iddia etti. Pek çok kişiyle arasındaki para transferinin 'borç ilişkisi' olduğunu iddia etti. Eşinin Fırat Sarı'nın eşinin işlettiği, Medisense'in güzellik hizmetlerinde çalıştığını söyledi. Müşteki ve sanık avukatları Özdemir'e sorular yöneltti. Özdemir'in avukatı Özdemir'in Kaya bebeğin tedavisi ve teşhisi ile bir ilgisi olmadığını iddia ederek Özdemir'in tahliyesini talep etti. Duruşmaya 40 dakika ara verildi. 

"İSTANBUL'DA KİRALAMA USULÜ OLMAYAN HASTANE YOK"

Duruşma Doktor Dursun Eryılmaz'ın ifadesi ile devam etti. 09.00-13.00 arasında part time şekilde Bağcılar Medilife Hastanesinde çalışan Eryılmaz, maaşının hastane tarafından ödendiğini, 5 ay önce hastanede Fırat Sarı ile karşılaştığını Sarı'nın kendisine hastanenin işletmesini aldığını ve maaşının bir kısmını ödediğini söylediğini ifade etti. Eryılmaz'a hayatını kaybeden bebekler soruldu. Eryılmaz, Kırçiçek Bebek için üç defa canlandırma yapıldığını ve üçünde de orada olduğunu iddia etti. Karakoç bebeğin ise doğuştan bağırsak çürümesi olduğunu, otopside de bu nedenle hayatının kaybettiğinin belirlendiğini iddia etti. Karaduman bebeğe canlandırma yapılırken kendisine haber verilmediğini iddia eden Eryılmaz, Kadan bebekte ise doğuştan solunum yetmezliği olduğunu ileri sürdü. Karaduman bebek hayatını kaybederken de kendisine haber verilmediğini, o sırada Doktor İlker Gönen'in hastanede olduğunu öne sürdü. Uzman raporunda zamanında antibiyotik değişimi yapılmadığı için hayatını kaybeden Melek Süleymanoğlu'nun ölümünün sorulması üzerine tam hatırlamadığını ancak solunum yolunda sıkıntıyla hastaneye getirildiğini öne sürdü. 

Dursun Eryılmaz'ın diplomasının kullanıldığına ilişkin tapelerin sorulmasına ilişkin Eryılmaz, "Bana böyle bir şey teklif edilmedi, teklif edilse de kabul etmezdim" dedi. Dursun Eryılmaz'a hesabına Medisens şirketinden bir ayda birkaç defa para yatmış olması soruldu, "Hastane maaşımı parça parça ödüyordu" dedi. Eryılmaz çalıştığı hastanenin, çalıştığı bölümü olan yeni doğan yoğun bakım ünitesinin Fırat Sarı tarafından işletildiğini bilmediğini iddia etti. Soru üzerine bir defa Çorlu Reyap Hastanesine gittiğini söyleyen Eryılmaz, Fırat Sarı'nın 'arkadaşı' olduğunu ifade etti. Hasan Basri Gök'ü yalnızca bir defa gördüğnünü iddia eden Eryılmaz'a epikrizlere ilişkin telefon görüşmeleri soruldu.

"TÜM TÜRKİYE CEZA HAKİMİ OLMUŞ MÜVEKKİLLERİMİZE 'BEBEK KATİLİ' DİYOR"

Eryılmaz'a neden kiralama usulü yasak olmasına rağmen böyle bir yerde çalıştığı soruldu. Eryılmaz'ın avukatı "Bu soru Sağlık Bakanlığına sorulmalı" dedi, Eryılmaz "İstanbul'da kiralama usülü olmayan yer yok" dedi.

Ayaz Karaduman bebeğin avukatı, Karaduman'ın Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinden sevk edildiğini hatırlatarak Eryılmaz'a Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde çalışıp çalışmadığını sordu. Eryılmaz, çalıştığını söyledi. Karaduman bebeğin hayatını kaybetmesinde ventilatör devresi eksikliğini hatırlatan avukat, bu eksiklikten hastane yönetiminin haberi olup olmadığını sordu. Eryılmaz, bilmediğini sordu. Karaduman'ın avukatı sanıkların anlattığı 112 sisteminin işleyişini hatırlatarak, "Neden solunum yolu eksikliğiyle sevk edilen bir hastayı ventilatör devresi eksiliği olan bir hastaneye kabul ettiniz?" diye sordu. Sanık avukatları tıbbi bilgilerin uzman olunmadığı için sorulamayacağını iddia etti, salonda gerginlik yaşandı.

Soruların ardından Eryılmaz'ın avukatı, bir süredir tüm Türkiye'nin ceza hakimi kesildiğini, müvekkilerine 'bebek katili' dendiğini söyledi. İddianameyi hazırlayan ve tanzim eden savcılar hakkında suç duyurusunda bulunmak istediğini ifade eden avukat, "Daha biz ulaşamazken bu dosya nasıl sızdırıldı? Tüm Türkiye bu dosyanın dedikodusunu yapıyor" dedi. Dosyada müvekkiline karşı art niyetle farklı tapeler birleştirilerek olmayan bir durumun var edilmeye çalışıldığını iddia eden avukat, leyhe ve aleyhe delillerin toplanmadığını ileri sürdü. Duruşmaya 20 dakika ara verildi.

"SEVK YAPILACAĞI ZAMAN KAMU HASTANELERİ YÜZDE 99 DOLUDUR"

Duruşma Medisens şirketi kapsamında Bağcılar Medilife ve Avcılar Hospital'a danışmanlık yapan Doktor İlker Gönen'in ifadesi ile devam etti. 2017 yılında Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde çalışırken yenidoğan yoğun bakım ünitesi sorumlusunun kendisini Fırat Sarı ile tanıştırdığını söyleyen Gönen, bu durumdan sonra birkaç defa görüştüklerini daha sonra Sarı'nın Medisens şirketi için yoğunbakım uzmanı danışman hekim aradıklarını söylediğini ve iş teklifi aldığını anlattı, "Baktım, devlet hastanelerinde radyoloji gibi bölümlerde dış şirketlerden hizmet alındığını gördüm, daha sonra iş teklifini kabul ettim" dedi. Gönen, İstanbul'da Avrupa yakasında doğum yaptırılan 26 hastane olduğunu, Avrupa yakasında yıllık doğum ortalamasının 9 bin olduğunu buna karşın devlet hastanelerinde 150 küvez olduğunu söyledi. Sevk işlemlerinde 112'nin hekime hastanın özelliklerini, nasıl taşınacağını ve gerekli ihtiyaçları sorarak kamu hastanelerinde yer aradığını, yüzde 99 kamu hastanelerinin dolu olduğunu, ardından özel hastanelere bakıldığını, bunun 5-6 saat sürdüğünü anlattı.

Giyasettin Mert Özdemir'in tümünün sevk sistemine dair olduğunu, bir tane bile 112'nin bertaraf edildiğine dair konuşma olmadığını iddia eden Gönen; iddianamenin görüşe ve yoruma dayalı olduğunu, 2'si profesör olmayan 3 kişiye uzman raporu yazdırıldığını iddia etti. Uzman raporunu yazanların art niyetli olduğunu ifade eden Gönen ölümüne neden olmakla suçlandığı bebeklere dair iddialara dair şunları söyledi: "Bebek Karakoç için bebeğin beslenmemesi sonucu ciğere mama kaçarak öldüğü söyleniyor. Çınarcık Devlet Hastanesi'nde doğan bebeğin bağırsağında yırtık var, ameliyat olması lazım, bebek 18 saat sevk bekliyor, Bağcılar Medilife'a geliyor, 64 gün yatıyor, hemşireler beni her gün ararlar, bu serumu yazma görevi sorumlu doktordadır. Hadi beni suçladın, o hastanenin resmi danışman hekimi neden suçlanmıyor? 
Bebek adli tıp kurumuna götürülüyor, sebebe bağırsak yırtığı deniyor." 

"Kerem Muhammed Topluoğlu için kalp masajı yapılmamış deniyor. Avcılar Hospital'de küçük bir bebek ve oksijensiz kalarak doğuyor. Hemşire raporunda 1 saat kalp masajı yapıldığı yazıyor."

"Kadan bebekte akciğer patlamasını görmeme rağmen söylememem sebep gösteriliyor. Olmayan akciğer patlaması ile katillikle suçlanıyorum. Bu kaydı dinleyenler neden müdahale edip bu bebekleri otopsiye götürmedi?"

"Bebek Karaduman için öldükten sonra kan alındığı söyleniyor, kan öncesinde alınıyor sonuçları öldükten 1 gün sonra çıkıyor." 

Türkiye'de yenidoğan yoğun bakımı uzmanı sayısının eksik olduğunu söyleyen Gönen, kamu hastanelerinde de 24 saat yenidoğan yoğun bakım uzman ve çocuk uzmanı olmadığını ifade etti. Sahte epikriz yazılamayacağını, çünkü elektronik imza gerektiğini iddia eden Gönen, TPN sözleşmesini sorumlu doktorun yaptığını, 2023 Kasım'da ayrılarak devlete geçtiğini tapelerin dinlendiği 5 ayda Medisens'te çalışmadığını, Medisens'in kendisi dahil olmadan 4 sene önce kurulduğunu ve herkesle iş ilişkisi dahilinde konuştuğunu söyleyerek hakkındaki iddiaları reddetti. 

Karakoç bebeğin ölümünün ardından tapelerde geçen ve İlker Gönen'e ait, "Dursunla ağzınız bir olsun", "Benim adımı verme" ifadelerine dair ise Gönen, "ağzınız bir olsun" ifadesinin "özenli bir bilgi vermek" anlamına geldiğini, neden kendisinin ismini vermemelerini istediğini ise bilmediğini söyledi. İlker Gönen'in "Dursun'un diplomasını kullanalım ama Dursun olmayacak" ifadeleri soruldu. Gönen, "Kendi aramızda şakalaşıyorduk" dedi. Gönen'in "Benim aylarca uğraşıp kurduğum sistem" ifadesi soruldu, "Benim kurduğum değil, emek verdiğim. Hastalar için, sevkler için emek veriyorum" dedi. Çağla Durmuş'a "Whatsapp'a bir ses kaydı attım, sakın kimseye göstermeden dinle, sil" dediği ses kaydı soruldu, "Hatırlamıyorum" dedi. Çeşitli zamanlarda "Whatsapp'tan konuşalım" dedi. Bir tapede Gönen'in "Dosyaların içini epikrizilere uygun değiştirelim" dediği, Fırat Sarı'nın da cevaben "Bu operasyonu başlatalım"  hatırlatıldı, Gönen "Düzenlemek anlamında söyledim" dedi. Kendisine ait olmayan raporları nasıl düzenleyeceği sorulduğunda ise "Bilmiyorum neden öyle dedim" dedi. 

Ayaz bebeğin ailesi Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde Ayaz Karaduman bebek hakkında gerekli tedaviyi uygulamadan sevk edenlere ve o gün hastanede nöbetçi olan doktor hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti. Ayaz bebeği kimin teslim aldığı sorusuna ilişkin Dursun Eryılmaz, kimin takip ettiğine ilişkin "ikimiz de" yanıtını verdi. Ayaz bebeğin ailesinin avukatı Ayaz bebeğin ailesine hastanede "Eğer 3 bin lira verilirse başka doktor geleceğinin" söylendiğini aktardı. Gönen, "Bunu ilk defa sizden duydum" dedi. Bir avukatın curosurf satışını duyduktan sonra Fırat Sarı'nın kendisine bir açıklama yapıp yapmadığını sorması üzerine Gönen "Hatırlamıyorum" dedi. İlker Gönen'in avukatı Gönen'in 'hayatında tanıdığı en namuslu insan' olduğunu söyleyerek savunmasına başladı. Katılma taleplerine ilişkin konuşan avukat, TTB ve katılma talebi sunan baroları eleştirdi. "Kamu vicdanının maalesef bazen tutuklamalara bile neden olduğunu" söyleyen avukat, "Soruşturma dosyasının arkasınınn boş olduğunu tahmin edebiliyorduk" dedi. 10 bebeğin ölümü hakkında yargılanırken dosyada bir adet otopsi olduğunu belirten avukat, "Dinlemeler yapılırken bir bebek ölümüne inanan bir savcı, bir mali şube komiseri neden otopsi almamış?" diye sordu. Müşteki vekillerinin 'örgüt avcılığı yaptığını' iddia eden avukat, dosyayı bu hale basının ve gazetecilerin getirdiğini iddia etti. Daha öncesinde ismi geçen hastaneler içinde Medicine Hastanesinin de olduğunu ancak neden daha sonra olmadığını, Bağcılar Medilife ve Avcılar Hospitalistin başhekimlerinin neden dosyada olmadığını sordu. Uzman raporunda Dr. Zeki Ötünç'ten bahsedildiğini ancak duruşma salonunda olmadığını söyledi. Duruşmaya yarın 10'da başlanmak üzere ara verildi. 

SANIKLAR HANGİ SUÇLARDAN YARGILANIYOR?

İddianamede, Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçlamalarıyla, 11 kez "resmi belgede sahtecilik" suçu ile cezalandırılması isteniyor. İki isim hakkında toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

112 Ambulans Şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası; 18 kişi hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası isteniyor. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Silvan'da elektrik yok, ölüm tehlikesi var

SONRAKİ HABER

Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz hakkında soruşturma başlatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa