Özel hastane davasında meseleyi dolandırıcılığa indirgemeye çalışıyorlar
Özel hastane çetesinin devam eden ilk duruşmasında davaya baroların ve emek ve demokrasi güçlerinin katılma talepleri reddedildi. Avukatlar, "Gerçeğe ulaşmak için katkımız engellemiş oldu" dedi.
Fotoğraf: @emrullaherdinc'in X hesabından alınmıştır
Dilan TEMİZ
İstanbul
Özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde SGK'den para almak amacıyla en az 10 bebeğin ölümüne neden olan özel hastane çetesinin 18 Kasım Pazartesi gününden bu yana duruşması devam ediyor. Devam eden duruşmada sanık ifadeleri alınırken, davaya baroların ve emek ve demokrasi güçlerinin katılma talepleri reddedildi. Ancak davayı yine de takip ettiler. Davayı takip eden Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi, "Mahkeme maddi gerçeğe ulaşmak için baroların katkısını engellemiş oldu" dedi. UCİM Hukuk Koordinatörü Av. Arife Cambul ise davaya dair meselenin yalnızca bir SGK dolandırıcılığı ve el altından ilaç satmaya indirgendiği değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Barosu adına çocuk hakları merkeziyle birlikte davayı en başından beri takip eden Yönetim Kurulu Üyesi Av. Eda Çabuk Türkeri, davaya müdahillik taleplerinin reddedildiğini söyledi. Türkeri, “Türkiye Barolar Birliği (TBB), İstanbul Barosu olmak üzere tüm baroların talepleri reddedildi. Aslında bu durum bile tek başına hukuk devleti ilkelerinden ne kadar uzaklaştığımızı göstermekte ne yazık ki. Barolara kamu hizmeti yürütülmesinden sorumluluk doğrultusunda ve çocuğun üstün yararını korumak yasa ile tanınmış hem bir hak hem de bir ödevdir. Bunun altını defalarca çizmemize rağmen mahkemenin neye dayanarak müdahillik talebimizi reddettiği anlaşılamamıştır” diye konuştu.
"KAMUOYU VİCDANI BİR NEBZE RAHATLAYACAKTI"
Baroların davaya müdahil olmasının önemli olduğunu vurgulayan Türkeri, şöyle konuştu: “Aslında Anayasa’nın bize vermiş olduğu görev ve sorumluluğu yerine getirmeye çalıştık. Hiç kuşkusuz baroların talepleri kabul edilmiş olsaydı, kamuoyunun vicdanı yargılamayla ilgili bir nebze rahatlayacak daha adil daha şeffaf daha hakkaniyetli bir yargılamanın yapılacağı konusunda tatmin olacaktı. Ancak mahkeme maddi gerçeğe ulaşmak için baroların katkısını engellemiş oldu.”
Türkeri her ne olursa olsun bu davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını ve bu meselede yalnızca 47 sanığın yargılanmasıyla sınırlı kalınmaması adına, sorumlulukları olan herkesin de yargılanması adına kovuşturmanın genişletilmesi ve ek iddianamelerin hazırlanması için gerekli hukuki çalışmaları yapacaklarını belirtti.
"HİÇBİR SANIK BEBEK ÖLÜMLERİNİ KABUL ETMİYOR"
Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) de davayı takip edenlerden. UCİM İstanbul Hukuk Koordinatörlerinden Av. Arife Cambul, davaya dair değerlendirmelerinde sanıkların ihmallerini kabul etmediğini söyledi: "Günlerdir devam eden yargılamada öncelikle tutuklu sanıklar dinlenmeye başlanmıştı. Genel olarak şimdiye kadar dinlenen sanıkların hiçbiri ihmal suretiyle herhangi bir bebeğin ölümüne sebebiyet verdiklerini kabul etmiyor."
Cambul, sanıkların SGK dolandırıcılığı veya el altından sadece ilaç satma şeklindeki iddiaları kabul ettiklerini söyleyerek, "Konuyu buraya indirgemeye çalışıyorlar ama hiçbiri bebek ölümlerini kabul etmiyor. Hepsinin beyanları bu doğrultuda. Bunlarla ilgili raporlar dosyada yargılama sonucunda ortaya çıkacak bu iddialar. Bir de sanıkların hepsi çok rahat ve profesyonel ifade verdiler böyle bir davada. Çok hazırlandıkları belli" ifadelerini kullandı.
"BU YARGILAMAYLA HER ŞEY SONUÇLANMIŞ OLMAYACAK"
Tabii ki yalnızca bu yargılamayla tamamen bu meseleye dair her şeyin sonuçlanmış olmayacağına dikkat çeken Cambul, yargılama sonrasında da şikayetçi olan pek çok aile olduğunu ifade etti. Cambul, müdahillik taleplerinin reddine değinerek "Hatta duruşma sırasında gelip katılan aileler de oldu ancak mahkeme hiçbir sivil toplum kuruluşunun (STK) hiçbir baronun ve bu şekilde mağdur olduğunu iddia eden hiçbir ailenin katılma talebini kabul etmedi. Tabii bu katılma talebini reddetmeleri bu yargılamaların devam etmeyeceği anlamına gelmiyor UCİM olarak bize bile bu dosyadan hariç 35 tane ihbar geldi. Her ihbarı savcılığa yönlendirdik ve bunlar da ayrı birer soruşturma olarak açılıp yürütülmeye devam ediyor. Çok uzun süre daha aslında" diye konuştu.
"SANIKLARA SORU SORABİLME HAKKIMIZ DOĞACAKTI"
Bir hukukçu olarak STK'lerin katılma talebinin önemli olduğunu söyleyen Cambul, "Bütün bir toplumu ilgilendiren bir dava aktif olarak hem barolar hem STK'ler bu yargılamaya katılmış olabilseydi hem yargılamanın şeffaflığı hem de gerçekten maddi gerçekliğin ortaya çıkarılabilmesi adına sanıklara soru sorabilme hakları olacağından daha doğru bir yargılama yürütülebileceği kanaatindeyim" dedi.