Tuzla'dan bir öğretmenin mektubu: Sorunu yasak değil, insanca yaşayacak ücret çözer
Teneffüslerde bazı öğretmenler elinde telefon şans oyunları oynuyor. Ekonomi düzelmeden, herkese insanca yaşam olanağı sağlayacak maaş verilmeden bu durum düzelmez.
Fotoğraf: Evrensel
Tuzla’dan bir öğretmen
Geçtiğimiz günlerde Evrensel’de çıkan bir haberi okudum. Haberin içeriği tersane işçileri arasında şans oyunlarının ne kadar yaygın olduğuyla alakalıydı. Ben de o konuda bir öğretmen olarak kendi gözlemlerimi ve fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu konuda epey bir gözlemim olduğunu da söyleyebilirim. Çünkü şans oyunları oynamak sadece tersane işçileri içerisinde ya da diğer mavi yakalı işçiler içerisinde yaygın değil. Devlet memuru olan öğretmenler arasında da şans oyunu oynamak epey yaygın.
Özellikle mesleğe yeni başlamış, evlenen, hayatını daha yeni yeni inşa etmekte olan genç yaştaki öğretmenler arasında şans oyunu oynama oranı çok yüksek. Çünkü devletin maaş olarak verdiği 40-45 bin lira düzeyindeki ücretler öğretmenlerin geçimini sağlamaya yetmiyor. Haliyle öğretmenler de geçim imkanlarını genişletmek için farklı farklı şeyler deniyorlar. Denenen o şeylerden biri de şans oyunu oynamak oluyor. Yani şans oyunu oynanma gerekçesi de işçilerinkine benzer sebepler.
Dede, şeker, balık... Oynanan oyunlar kendi aralarında bu şekilde isimlendiriliyor. Hemen her öğretmen teneffüs vakitlerini elinde telefon, bu oyunları oynayarak geçiriyor. Öğretmenler odasında bu oyunların sohbeti yapılıyor. Nasıl daha fazla kazanılabileceğine dair taktikler geliştirmeye çalışılıyor. Kazanan ne kadar kazandığını söylüyor, kaybeden de ne kadar kaybettiğini. Ama genelde kaybedenlerin sayısı daha fazla oluyor.
ÖNCE KAZANÇ, SONRA BATAKLIK
Şans oyunu oynatan sitelerin sahipleri kendilerince farklı formüller geliştirmişler. Bu formüller sayesinde insanları kurdukları tuzağa daha rahat çekebiliyorlar. Örneğin, oynamaya ilk başladığınız zamanlarda paranızı azar azar yatırıyorsunuz diyelim, bu ilk zamanlarınızda site sizi kasten kazandırıyor. Siz de kazanabildiğinizi görünce “Neden az yatırıp az kazanayım ki?” diye düşünüyorsunuz ve daha yüklü para yatırıyorsunuz. O noktada da kaybetmeye başlıyorsunuz. Bu defa da kaybettiğiniz parayı geri kazanma telaşıyla kontrolü kaybediyor ve bir bataklığa saplanıyorsunuz. Diyelim ki bir şekilde kendinizi bu bataklıktan kurtardınız, sitenin sizi yeniden o bataklığa çekmek için başka formülleri bulunuyor. Sık sık telefonunuza mesaj atıyorlar. Bir süre sonra da eğer tekrar oynamaya başlarsanız size ücretsiz kredi imkanı sağlayabileceklerini söylüyorlar. “Nasılsa ücretsiz” diye düşünerek bir kez daha oynamaya başlarsanız, kendinizi yine o bataklığın içerisinde buluyorsunuz.
Bataklık dememin tek sebebi şans oyunu oynamaya bir defa başladı mı ondan kurtulamamak değil. Yaşanan ekonomik sıkıntıları aşmak için başvurulan bu yöntem hayatınızın her alanını daha fazla daraltmaya, sizi boğmaya başlıyor. Borçlar artıyor, kartlar eksiyi görüyor... Bu durum insanların eşleriyle kurdukları ilişkiye de zarar veriyor, evliliklerini etkiliyor. Sırf şans oyunları oynarken biriken borçlarından dolayı evliliği yıkılıp boşanan öğretmen arkadaşlarım oldu. Sadece evliliği değil, arkadaşlık ilişkilerini de öldürüyor. Sürekli şans oyunu oynayan ve sürekli kaybederek etrafındaki insanlardan borç para istemeye başlayan bir öğretmen diğer öğretmenler tarafından da dışlanmaya başlıyor. Ekonomik sorunlardan kurtulayım derken, birçok öğretmen kendini daha büyük sorunların içerisinde buluyor.
Öğretmenler memuriyetlerini yakmamak için bu oyunları oynarken kaygı duyuyor, korkuyor. Duyulursa meslekten ihraç edilir çünkü. Ama siteler bunu da düşünmüş. Yakalanmamak için insanların banka hesaplarını kiralıyorlar. Her işlemi başka başka hesaplardan yapıyorlar. Bu sayede bir öğretmenin bu sitelere para yatırdığı tespit edilemiyor. Hatta sırf daha fazla para kazanabilmek için son çare olarak korkusunu yenip bu sitelere banka hesabını kiralayan öğretmenler bile var. Kendi banka hesapları üzerinden işlem yapılıyor, öğretmenler karşılığında az da olsa para kazanıyor. Meslekten ihraç edilmek pahasına bu az parayı tercih ediyor öğretmenler. Çünkü o az paraya bile muhtaç haldeler.
Sorunun kaynağı, çözümünün ne olduğuna da işaret ediyor. Ekonomi düzelmeden, herkese kaliteli yaşam olanağı sağlayacak maaş vermeden bu durum düzelmez. İnsanlar ekonomik olarak kendini rahat hissetmediği sürece bir şekilde bu oyunları oynamaya devam eder. Ama devletin burada şans oyunlarıyla mücadele ediş biçimi ise sorunun kaynağını ortadan kaldırmaya yönelmek yerine sorunun çıktısı olan bu sitelerle mücadele etmeye, onları yasaklamaya çalışıyorlar. Ne kadar yasaklarsa yasaklasınlar bu siteler farklı isimlerle yeniden açılıyor. Bunu devlet de biliyor. Ama göstermelik de olsa mücadele ediyor gibi davranıyor. Sorunun kaynağı olan ekonomik sıkıntılar ise olduğu yerde duruyor. Öğretmenler bu sıkıntılar içerisinde boğulup yanlış yollara savrulmaya devam ediyor.