24 Kasım 2024 13:00

Rüzgâra karşı

Bodrum FK ve Galatasaray maçı

Fotoğraf: 

Mehmet Emin Mengüarslan/AA

Paylaş

Bodrum FK deplasmanından tek gollü galibiyetle dönen Galatasaray, Avrupa Ligi’nde ilk sekiz iddiasını sürdürebilmek için AZ Alkmaar karşısında taktik ve fiziksellik açısından çok daha fazlasını yapmak zorunda.

Galatasaray bir rekor kırdığı (12 haftada lige en iyi başlama rekoru) Bodrum FK deplasmanında hiç iyi bir görünüm vermedi. Buna yol açan faktörleri iki farklı başlık altında tartışacağım.

ZİHİNSEL BARİYER

Öğrenciler gibi futbolcular da dünyanın en zeki zümrelerinden birisidir: Hocalarının açtığı boş alanları hemen doldururlar ve bunu da kendilerine hak görürler.

Hafta içi bir dizi basın programında konuşan Galatasaray teknik direktörü Okan Buruk Bodrum FK maçıyla ilgili yaptığı açıklamada takım olarak yaşadıkları bir zayıflığı kamuoyuyla paylaşmakta sorun görmedi. Okan Buruk’a göre binlerce kişinin hıncahınç doldurduğu tribünlerden yoksun stadyumlarda Galatasaray konsantrasyon sorunu çekiyordu. Buruk, atmosferi kötü stadyumlarda oynamaktansa, “70 bin seyircili deplasmanı tercih ederim” dedi.

Bu sözleriyle de aslında Bodrum Şehir Stadyumu’nda mücadele edecek futbolcularının konsantrasyon sorunu yaşayacaklarını açıkça dile getirdi.

Elhak korktuğu şey yine baş gösterdi ve geçen yıl deplasmandaki Pendikspor, bu sezon UEFA Avrupa Ligi’ndeki Rigas FS karşılaşmalarında ne gördüysek dün de aynısını gördük. Birkaç sekans dışında Galatasaraylı futbolcular maçın içine hiç giremediler ve bazı anlarda taktik disiplinden tamamen uzaklaşarak takım olma vasıflarını yitirdiler.

Birçok pozisyonda Galatasaraylılar doğru ve basit olanı yapmak yerine, sanki kendi istatistik kâğıtlarını doldurmak amaçlı oynuyormuş izlenimi verdiler. Mesela takım arkadaşları uygunken ısrarla şut çeken futbolcular gördük dün, ya da herkesi çalımlamak sevdasına düşenleri.

Bunu iki örnekle göstermek istiyorum.

Dakika 38,08. Victor Osimhen attığı pasla üçüncü bölgede Yunus Akgün’ü rakibiyle bire bir yalnız bırakıyor. Akgün rakibinden kolayca sıyrılınca Galatasaray hücumu tehlikeli bir hal alıyor.

Galatasaray’ın Yunus Akgün üzerinden geliştirdiği hücuma bakıyoruz. Akgün ceza sahasına girmek üzere. Osimhen elini kaldırmış, Sallai de boş pozisyonda. Hücumu Mertens de destekliyor.

Ancak Akgün boş durumdaki arkadaşına pas vermek, ya da Osimhen’i kaçırmak yerine çalım şehvetine yakalanıyor. Böylece önündeki rakip futbolcu sayısı birden üçe çıkıyor.

Bir saniye sonrası. Yunus Akgün ceza sahasına girmiş durumda. Ancak kendi şutunu aradığı için topu soluna çekerek sürekli kaleyi karşısında görmeye çalışıyor. Bu nedenle karşısına her çıkanı eksiltmek telaşına düşüyor.

Böylece trafiğe girip topu Freddy’ye kaptırıyor.

İki saniye sonrası. Bodrum FK’nın defansif orta sahası Freddy Yunus Akgün’den topu çalıyor.

İkinci örnek. Dakika 70,32. Galatasaray Gabriel Sara’nın pasıyla buluşan Micky Batshuayi üzerinden hızlı geçiş hücumuna çıkıyor. Kritik bölgede 4’e 4 sayısal eşitlik var.

Galatasaray’ın geçiş hücumuna bakıyoruz. Ziyech ve Sara üzerinden top Batshuayi’ye geliyor. Soldan Mertens koşu gösteriyor. Bu iki Galatasaraylıyı Ajeti karşılamaya çalışıyor. Osimhen’i ise Celustka kontrol etmeye çalışıyor. 

Batshuayi’nin karşısında sadece Arlind Ajeti var. Aynı anda hem Mertens’i, hem de Batshuayi’yi kapatmaya çalışıyor. Batshuayi topu soldan kaçan Dries Mertens’e veriyor ve boş alana hareketleniyor. Mertens Batshuayi’yi kaçırsa Galatasaray 3’e 2 sayısal üstünlükle tehlikeli bölgeye girecek.

Dört saniye sonrası. Top soldaki Mertens’te. Batshuayi topu Mertens’e verdikten sonra boş alana koşuyor.

Ancak Mertens doğru ve basit oynamak yerine kaleye şut atmayı tercih ediyor ve bu şutu Ahmet Aslan tarafından bloklanıyor.

İki saniye sonrası. Mertens Batshuayi’ye pas yerine şutu tercih ediyor. Bu şut Ahmet Aslan tarafından kesiliyor.

Burada ilginç olan beş dakika sonraki benzer pozisyonda Batshuayi’nin boş durumdaki Osimhen’e pas vermek, ya da Barış Alper Yılmaz’ı kaçırmak yerine Mertens gibi şut atmayı tercih etmesi ve bu şutun da bloklanmasıydı. (Aynı şeyi bu kez 91’inci dakikada Barış Alper Yılmaz yaptı ve uygun durumdaki arkadaşını görmek yerine yine bloklanan bir şut attı.)

Galatasaray’ın kanımca stadyumdaki atmosferden kaynaklanmayan bu konsantrasyon eksikliğini ortaya koyan çarpıcı bir istatistik var.

Galatasaray maç boyunca toplam 23 şut çekti ve bunların sadece yedisinde isabet kaydetti. Buna karşın doğru ve basit oynamamak yüzünden bu 23 şutun 10’u rakip oyuncular tarafından bloklandı.

GOL ATMA SEVDASI

Okan Buruk maç sonundaki söyleşisinde bu durumu şu cümlelerle ifade etti: “Ofansif anlamda çok fazla gol atma sevdasına kapıldık, bazen altı kişiyle, yedi kişiyle öne gittik. (…) Soyunma odasına gidip çok üzgün bir şekilde oturuyor olabilirdik. Bunu da hem benim daha iyi etüt etmem gerekiyor, hem de oyuncularıma da doğru bir şekilde de anlatmam gerekiyor. Bu takım oyunu, burada bireysel olarak yapılacak başarıların fazla önemi yok. O yüzden bunu daha net biçimde oyuncularımızla konuşmamız gerekecek.”

Okan Buruk’un verdiği bu reaksiyon çok doğru. Ama yetmez. Kanımca ilk olarak Okan Buruk’un kötü bir atmosfere sahip stadyumlarda oynamayı kendisi bir sorun olarak görmeyi bırakmalı ve ardından bunu futbolcuları da öğretmeli.

Buradan geçiyorum ikinci başlığa.

BOL BOL RAKAM

Galatasaray bu sezon rakamlara boğuldu denirse çok yanlış olmaz. UEFA Şampiyonlar Ligi’ndeki Young Boys eşleşmesindeki ikinci ayaktan sonra Galatasaray kamuoyu ağırlıklı olarak formasyon konuşur oldu: 442, 3412, 3421, 352, 4132.

İki sezondur katı biçimde 4231’den başka hiçbir formasyon denemeyen Galatasaray artık bir maçta neredeyse bu formasyonların hepsini oynar oldu. Örneğin dün Galatasaray maça 3421 formasyonuyla başladı. En gerideki üç stoper Metehan Baltacı, Kaan Ayhan ve Abdülkerim Bardakcı, kanat bekleri ise Barış Alper Yılmaz ve Rolland Sallai’ydi. Yunus Akgün ile Mertens Osimhen’in arkasındaki ikili bloku oluşturuyordu.

Galatasaray ikinci yarıya 4132’yle başladı. Stoperler Kaan Ayhan ve Bardakcı, bekler yine iki forvet oyuncusu Barış Alper Yılmaz ve Sallai’ydi. Stoperlerin önünde Lucas Torreira oynuyordu. Onun da önünde Yunus Akgün, Sara ve Mertens’ten oluşan üçlü forvet hattı, en ileride ise Metehan Baltacı yerine oyuna dahil olan Michy Batshuayi ile Osimhen ikilisi vardı.

Uzatmayayım. Galatasaray’da maç içinde formasyon ve bazı oyuncuların görev yeri sürekli değişiyor. Ancak bu devr-i âlemin takıma şimdilik taktik bir zenginlik kattığını da pek söyleyemiyoruz.

Ben taktik zenginlik deyince rakip ön alan baskısı yaparken tüm takımın bir kuş sürüsü gibi hareket ederek bu baskıyı kolayca kırmasını, ya da hızlı hücum geçişlerinde oyuncu rollerinin (kim nereye koşacak, kim rakibi oyalamak için sahte koşu yapacak, vb.) ezbere bilinmesini anlıyorum. Şimdilik bu taktik zenginliği tam manasıyla sahada görebilmiş değiliz.

Ancak Galatasaray UEFA Avrupa Ligi’nde ilerlemek istiyorsa çok kısa sürede taktik zenginliğe sahip olmalı.

Son olarak Galatasaray’da gördüğüm doğru tekrarları biraz incelemek istiyorum.

AYNI SETİ OYNAMAK

Bodrum FK dün maçın ilk yarısının sonuna doğru 10 kişi kalınca Okan Buruk ikinci yarıda dörtlü defansa döndü. Bu dönüşümde en kritik hamle 4132 formasyonuyla sahada yer alan Galatasaray’da Mertens’in sol içte görevlendirilmesiydi. Böylece Sara’nın katılmasıyla sol koridorda Bardakcı-Sara-Sallai-Mertens’ten oluşan ve zaman zaman iyi çalışan dörtlü bir yapı görmeye başladık.

Bu konunun daha iyi anlaşılması için bir detay vermek istiyorum. Galatasaray ilk yarıda hücumlarının yüzde 42’sini sol kanattan yapmış, ancak ilk yarı tamamlandığında OPTA kayıtlarına göre rakip kaleye birisi isabetli sadece üç şut çekebilmişti.

Galatasaray ikinci yarıda da yine kendi sol koridorundan hücum etti. Ancak bu yarıda Galatasaray rakip kaleye altısı isabetli 20 şut çekti. İlk yarıdan farklı olarak gördüğümüz bu değişimi sağlayan Mertens’ti.

Zaten Mertens’in yarattığı bu farkı her iki yarıdaki ortalama pozisyonlar haritası çok net biçimde gösteriyor.

Görüldüğü gibi ilk yarıda Bardakcı (42), Sara (20), Sallai (7) ve Mertens (10) birbirlerine uzak oynadılar. Ancak bu ikinci yarıda değişti ve Mertens’in sol içe geçmesiyle bu dörtlü birbirine daha çok yaklaştı.

Gol anında bu dörtlü yine birbirine yakındı ve kendi aralarında yedi kez paslaşmışlardı.

Galatasaray’ın golünün bir saniye öncesine bakıyoruz. Mertens sol içten sağ ayağıyla ortasını yapmak üzere. Bu ortayı Batshuayi kafayla gole çevirecek.

Mertens golle sonuçlanan ortasını dakika 53,18’de yaptı. Ancak bundan önce iki kez benzer ortayı Bardakcı yapmıştı; ilki dakika 48,45’te, ikincisi dakika 51,25’te. Galatasaray bu tekrarı golden sonra da yine denedi birkaç kez.

SONUÇ

Dünkü Bodrum FK karşılaşması bize Davinson Sànchez’in Galatasaray için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Çünkü Sànchez defans hattını ileri doğru çıkararak takımın boyunu kısaltan, böylece Galatasaray’ın ön alanda etkili pres yapması sağlayan en önemli oyuncu konumunda. O yokken Galatasaray’ın bu futbol anlayışı büyük oranda felce uğruyor.

Dünkü maçın bize gösterdiği ikinci bir nokta daha var. O da Bodrum FK karşısında oynanan futbolun perşembe geceki AZ Alkmaar karşısında çok yetersiz kalacağı. Burada Sànchez’in takıma katılmasının yaratacağı pozitif rüzgâr dışında Galatasaray’ın bir Avrupa maçını daha büyük konsantrasyon ve istekle oynamak isteyeceğini de öngörebiliriz. Bunlar gerçekleşmezse Galatasaray yel değirmenlerine karşı cılız bir at ve kör bir mızrakla savaşmak zorunda kalabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa