‘Hadi hadi' düzenine geçit yok
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde Çayırhan Termik Santrali ve Maden İşletmesinin özelleştirilmesine karşı direnen işçiler, maden ocağındaki eylemlerini sürdürüyor.
Fotoğraf: Evrensel
Deniz KEMEÇ
Ankara
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde Çayırhan Termik Santrali ve Maden İşletmesinin özelleştirilmesine karşı direnen işçiler, maden ocağındaki eylemlerini sürdürüyor.
Madencilerin özelleştirmeye karşı başlattıkları eylem 5 günü geride bıraktı. İşçiler önceki gece kar altında direnişini sürdürdü, bölgede hava sıcaklığı –5 dereceye kadar düştü. Direnen madenciler, “Beşinci günde, eksi 5 derecede varlık satışına hayır” şeklinde slogan attı.
Bütün bu direniş, haklarında daha geriye gitmemek için. Bunu en iyi Ciner döneminden biliyor işçiler. Soma’dan biliyorlar. Yanı başlarındaki Yıldızlar SSS Holdingin işlettiği Doruk Madencilik’ten biliyorlar. Özelleştirmeler sonrası yaşanan toplu işçi katliamları, işten çıkarmalar ve türlü hak gasplarını yaşamamak için tüm bu çabaları.
Hatırlayalım; Çayırhan maden işçileri, 2014’te patronun düşük zam teklifine, izin haklarının düzgün şekilde kullandırılmamasına karşı sendikaları etrafında birleşmiş ve greve çıkmışlardı. O dönem gazetemize konuşan bir işçi şöyle anlatıyordu: “Turgay Ciner 3 lira işçiye vereceğine 10 lira yukarıdakilere veriyor, yasa çıkarıyor. Patronlar burada tek baca satın aldıklarında kaç arabaları olduğunu sayabiliyorduk, şimdi mümkün değil. Burası para basıyor.”
Parça parça ödenen tazminatlar, imalathanedeki torna tezgahlarını kullanmayıp dışarıdan parça alımları, “hadi hadi” düzeniyle uygulanan üretim baskısı, yaşanan iş kazaları ve cinayetleri hep işçilerin hafızasında. İşçilerin çoğu Ciner’den alacaklarını almasına rağmen o günleri tekrar yaşamak istemiyor.
Bir başka özelleştirmenin olduğu Yıldızlar SSS Holding’in işlettiği Doruk Madencilik’e bakalım. Bu iş yerini ve koşullarını Çayırhan’daki maden işçileri, yakın olması ve kimi akrabalarının da çalışıyor olması dolayısıyla iyi biliyorlar. Özelleştirmelerden konuşurken bir işçi Mihalıççık’taki bu madene dair şöyle diyor: “Doruk Madencilik’ten hiç bahsetmiyorum bile. Şimdi burayı da onların alacağı konuşuluyor. Orada maaşlar sürekli düzensiz ödeniyor, işçiler sürekli iş bırakmak durumunda kalıyor.”
Tüm bu özelleştirme politikalarıyla “yerlilik millilik” derken ülkenin tüm yer altı ve yer üstü zenginlikleri, yerli ve yabancı sermayedarlara peşkeş çekiliyor. İşçilere düşen ise yukarıdaki farklı örnekleriyle bahsi geçen koşullar oluyor. İliç, Soma, Ermenek oluyor… Hangi holdingin aldığı fark etmiyor. İşçilerin her hak arama mücadelesi sermayedarlar tarafından devlet iş birliğiyle engellenmeye çalışılıyor. Tıpkı Ciner döneminde olduğu gibi. Tıpkı Doruk Madencilik’te, Fernas’ta olduğu gibi. Kamu kaynaklarının tahribinin faturası bütün bir halka kesiliyor, eğitimden sağlığa hizmetler erişilemez hale geliyor.